Kuş katliamı

~ 10.04.2013, Nuray MERT ~

Zalim bir deyimdir ‘bir taşla birkaç kuş vurmak’! ‘Bir hamlede birçok hedefe ulaşmayı başarmak’ anlamında, çok sık kullanılır. Akıllılıktan çok hesapçılık çağrıştırır ama, hesapçı bir aklın hesapsızca kanat çırpanları kurban etmesi, nedense övgüye layık bulunur. Çocukluğumdan beri hiç sevmem bu deyimi, hep ölen kuşlara takılır aklım. Gıdası küçük kuşlar olan bir aklın pervasız övüncü çok itici, sonucu ise, nerden baksanız kuş katliamıdır.
 
Şimdi en büyük korkum, Kürtler ile barış rüyasının fazlaca hesaba kitaba dayandırılarak kabusa dönüşme tehlikesi. ‘Siyasette rüyalara yer yok’, ‘ilkeler yok çıkarlar var’, ‘iş bilenin kılıç kuşananın’ demeyin hemen! İnsanlık bu günlere gerçeklere teslim olarak değil, rüyaların, hayallerin peşinde koşarak geldi. Hesaplar gündelik hayatı kurtarır, tarih hesaplar kadar hesapsızlıklar üzerine inşa edildi. Hesapsızlığı hesaba katmadan gidilecek yol, sanıldığı kadar akıllıca olmayabilir her zaman, çok hesap bozabilir çok hesapçılık.
 
Tümüyle hesapsızlık üzerine kurulu olan sadece cennet olabilirdi, dünya öyle bir yer değil, ama dünya sanıldığı kadar hesap üzerine kurulu da değil. Türklerin hesabını bozan, Kürtlerin hesapsızlığı oldu, bunu unutmayalım. Ama hesapsızlıkta ısrarın bedeli çok ağır, artık bu bedelden kurtulsun Kürtler, gönlümüz bundan yana. Keşke, bu bedellerin yüzü suyu hürmetine Türkler de hesapsız bir barışa gönül verseydiler. Olmadı, Türkler adaletli bir barışmadan, böylesi bir kucaklaşmadan ‘ortak sevinç’ mayalamaya niyetli değil. Günün sonunda onları barışmaya razı eden, ne yazık ki, sonuçta daha da ‘güçlenmek’, daha da ‘büyümek’ hırsı. Sözkonusu olan, barışmanın gönül ferahlığından güç bulmak hayali değil, güçlenmek hırsı adına barışmaya razı olmak. İkisi arasındaki fark  o kadar büyük ki, yazmayla bitmez!   
 
Besbelli artık Suriye üzerine pazarlık, Kürtler ile barışın en belirleyici konusu haline gelmiş. Aslında, Suriye’de Kürtleri muhalefete katılmaya zorlayan sadece Türkiye değil. Ama belli ki, bu hesap Türkiye’nin çok işine geliyor, zira Türkiye’nin Esad sonrası Suriye’de, Kürtleri denklem dışı bıraktırma çabaları sonuç vermedi, dahası bu anlamsız ısrar Türkiye’nin Batılı müttefikleri ile arasını bozdu. Kürtlerin Suriye’deki kazanımlarına yeşil ışık yakmak Türkiye’yi rahatlatacak. Ama Türkiye bir taşla bir kuş vurmakla yetinmiyor, Türkiye’nin Kürt çözümünü de, Kürtlerin Suriye’deki kazanımlarına karşılık masaya sürüyor.
 
Bu pazarlık tutarsa bir taşla çok kuş vurmuş olacak. Ama bu pazarlık devreye girince, Kürtlerde Suriye’deki kirli savaşın doğrudan tarafı olacakmış, orada yaşayan Kürtler de Esad rejiminin hedefi olacakmış kimin umurunda. Onlar da atılan taşla vurulan kuşlar hükmünde, bir büyük hesabın küçük kurbanları olacaklar. Daha şimdiden, çoluk çocuk Halep’de rejimin hedefi oldular Mezarları, ‘bir diktatörle mücadelenin onuru’ ile sulanır, olur biter.
 
Kürtlerin işi zor; kimse onlardan Suriye’deki kazanımları tehlikeye atmalarını veya muhtemel kazanımları göz ardı etmelerini beklememeli. Kürt meselesi sadece Türkiye meselesi değil, dört parçaya parçalanmış, dört parçada paralanan bir halkın geleceği meselesi. Kimse onlara hesapsızlığa devam edebiyatı yapamaz, böylesi bir tavır da, sonu zalimliğe varan bir anlayışsızlığa ilkesel soyluluk kılıfı uydurmak olur. Ama, sol demokratlara tereddütsüz sürece katkı çağrısı yapan Kürtlerde kabul etsin, en azından artık kimsenin canı yanmasın diye gölge etmemeye özen gösterenlerin, bir ‘kuş katliamı’nın seyircisi olmayı içlerine sindirmesi de zor, hem de çok zor.

(Birgün)

Nuray MERT | Tüm Yazıları
Hits: 1430