Yasanın İntikamı: Kürt Hareketinin Karanlık Kavşağı

~ 26.02.2013, İlker BELEK ~

Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı’ndan söz etmiyoruz. Bu belginin Türkiye topraklarında ele alınış biçiminde uzun zamandır zaten önemli sorunlar vardı.

Yakın dönem tarihimiz için daha somut biçimde söz konusu olan yasa, solsuz, sosyalizmsiz bir dünyada ulusal kurtuluş hareketinin herhangi bir toplumsal kurtuluşa hizmet edemeyeceği gerçeğiydi.

İşte bu yasa şimdi kendisini kanıtlıyor.

* * *

Bir hareketin silahlı olması, mücadelenin silahla verilmesi devrimciliğin kanıtı, göstergesi değildir.

Dikkat çekelim: Devrimcilikten söz ediyoruz, samimiyet, militanlık, cesaret, vb. bunlar başka şeyler.

* * *

Devrimcilik ve kurtuluşçuluk, her şeyden önce mevcut düzenin reddedilmesini ve başka bir düzenin savunulmasını gerektirir.

Düzen denilen iktisadi ve siyasal yapısıyla tarihsel ve toplumsal bir gerçekliktir.

İktisadi nesnelliğin pas geçilmesi, düzenle, toplumsal formasyonla, artık ne denilecekse, herhangi bir yapısal sorunun yaşanılmadığını gösterir.

Ulusal hareketleri kapitalist toplumsal formasyonla mesafeli durmaya iten faktör, kendi ontolojik karakterleri değil, kendisini düzen karşıtı bir çizgiye çeken düzen dışı sosyalist siyasetin gücüydü.

Sosyalist güç ile ulusal güç arasındaki ilişkide sosyalist güç açısından ilkesel, ulusal güç açısından ise pragmatik, kendi çıkarlarıyla sınırlı bir ilişkilenme vardı(r). İlkesellik ve pragmatiklik, bu güçlerin öznelliğiyle değil, ontolojik karakteriyle ilgilidir.

* * *

Kürt hareketi uzun süredir düzen içiydi.

Şimdi Türkiye düzeninin tek siyasi gücü olan AKP ile rezonans sağlamak zorunda kalıyor.

Görüşmelerden Kürt hareketi adına çıkacak şey biraz anadildir.

Ama daha çok büyük ve bölgesel güç olarak Türkiye ve AKP projeleridir.

Bölge Kürt’lerinin emperyalist hegemonya altına alınmasıdır.

Erdoğan’ın başkanlığıdır.

* * *

Sinop bir ayar verme operasyonudur. 2. İmralı görüşmesinin hemen önüne denk düşmesi anlamlı oldu. Düzen “görüşürüm de, döverim de” demektedir.

Sinop dinci-milliyetçi işbirliğidir. Duruma göre her yerde mümkündür. Daha önce 3*4 eğitim sistemi için TBMM içinde gerçekleştirmişlerdi.

* * *

Herkes kendi işini yapar. Kürt hareketi yapması gerekeni, yapabileceğini yapıyor.

Ama, Türkiye’nin en önemli sorunu olarak Kürt sorununun görülmesi, “barış” sağlanmadığında başka herhangi bir konuda yol alınmasının olanaksız olduğu yolundaki görüşler AKP’nin yolunu açan yanlış tezlerdir.

AKP’ye büyük Ortadoğu projesi için Kürt sorununu çözmesi gerektiği yolunda dışarıdan akıl vermeye kalkışmanın adı ise başka bir şey.

Barış denilen yeniden düzenleme, bölgesel savaşa doğru açılımdır. Bu savaşta İsrail-Türkiye-ABD bloğu Kürt’lerin yanında olacaktır.

Gelinen nokta solun güçsüzlüğüyle ilişkilidir.

Ama daha önemlisi, solun nefessiz kalmasında, ulusal sorun üzerinden düzen güçleri ile Kürt hareketi arasındaki gerilim ve yakınlaşma diyalektiğinin belirleyici olmuş olmasıdır.

Solun bir kısmı bu diyalektik ilişkide erimeyi tercih ederken, bağımsız sosyalist çizgide duranların daha fazlasını yapamayacakları da belliydi.

Marksist siyasal çizginin korunmuş olması yapılabilendir ve artık daha fazlası için sınıf örgütlenmesinin başarılması gerekir.

(SolHaber)

İlker BELEK | Tüm Yazıları
Hits: 1146