Gündem Olamayanlar

~ 06.02.2013, Mine KIRIKKANAT ~

“Görsel ve yazılı medyada, TSK’den YAŞ kararlarıyla resen emekliye sevk edilen ‘Yaşzedeler’e dair, sanki hepsine iade-i itibar yapılmış gibi bir yalan haber furyasıdır gidiyor. Oysa Yaşzedeler için çıkartılan 6191 sayılı yasanın 32. maddesinden tüm askeri personel yararlandırılmadı. Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde kurulan bir komisyon, 226 ‘Yaşzede’nin yasadan yararlanma talebini reddetti.
TSK’den resen emekliye sevk edilen tüm askerler, sadece irticai nedenlerle atılmış gösterilerek, kamuoyu yanıltılıyor. Aralarında demokrat, çağdaş, laik, Atatürk devrimlerine inanmış, ama haksızlıklara tepkili ve dik duruş sergileyen devrimci kimliğe sahip askerler de aynı akıbete uğradı. Ama medya, bunlardan hiç söz etmiyor!
Asıl sorun, YAŞ kararlarının başlı başına hukuk dışı bir uygulama olduğudur. Mahkeme, hâkim, savcı, yargıç ve her suçun bir karşılığı olan TSK personel kanunu, iç hizmetler kanunu, Askeri Ceza Kanunu varken YAŞ ve kararname kararlarına neden ihtiyaç duyulur?

 

***


Kanun, sürekli disiplin suçu işlemeye meyilli personel cezalandırılır, uyarılır, ikaz alır, en sonunda mahkemeye sevk edilir diyor. Oysa gerek YAŞ kararları, gerekse bakan onayıyla mahkemeye sevk edilmeden orduyla ilişiği kesilenler arasında, hiçbir uyarı, ikaz almayan, sicilleri çok çok iyi olanlar var!
Bir başka sıkıntılı konuysa şahsi dosyalardaki bilgilerin ne kadar gerçeği yansıttığıdır.
Kuvvet komutanlıklarından, niçin emekliye sevk edildiğimizi öğrenmek için yaptığımız başvurulara verilen yanıtlarda gerçekdışı, hayali suçlamaların yer aldığını fark ediyoruz. Hakkımız olduğu üzere isnat edilen suçların kanıtı olabilecek belgelerin birer kopyasını defalarca talep etmemize rağmen istediğimiz bu evraklar gönderilmemektedir. Çünkü mağdur edilen şahısların dosyalarında somut kanıt mevcut değildir. Sol görüşlü olanlarımızın şahsi dosyalarına konulan istihbari bilgiler, kasıtlı ve yanıltıcıdır.

 

***


6191 sayılı yasa, YAŞ mağdurları için çıkarılmış olmasına rağmen, Milli Savunma Bakanlığı bünyesindeki komisyonun, bazı mağdurları kanundan yararlandırırken bazılarını AYİM’ye havale etmesi ayrımcılıktır. Ya tüm ‘Yaşzedeler’ AYİM’de yargılanır ya da hiçbiri. Yasa birine başka, diğerine başka uygulanamaz.
Milli Savunma Bakanı, bunların arasında silahlı çatışmaya girenler, bölücü yıkıcı faaliyetlere katılanlar var, diyor. Bakana soruyorum: Bu iddialar zaten suç oluşturmakta, niye sanıklar mahkemeye sevk edilmediler zamanında?
Ben ve benim gibi mağdurların TSK ile ilişiği, ikaz bile edilmeden, uyarılmadan, kötü sicil almadan kesildi.
Ne Genelkurmay Başkanlığı ne de kuvvet komutanlıklarıyla bir sorunumuz yok. Hakkımızda kasıtlı, yanıltıcı, gerçekdışı bilgi ve belgeler üreterek YAŞ’ı yanıltanların yargı önüne çıkarılmasını talep etmekteyiz.
Saygılarımla.”
FİKRET KEMAL TEKİN

‘G’ NOKTASI

LE PETIT JOURNAL

Türkiye’de yaşayan Fransızlarla, Fransızca konuşan Türklerin bir internet gazetesi var: lepetitjournal.com/istanbul.
Adı gibi küçük ve sevimli bu gazete; 2009’da kurulduğundan beri Türkiye gündemini Fransızca dilinde izleyen ve yorumlayan tek medya. Üstelik çok başarılı bir dağıtımı var; kâğıt pahalı, baskı gecikti, bayide kalmadı gibi sorunları yok. Bilabedel üye olan okurların mesaj kutusuna her sabah, aynı saatte metronom dakikliğiyle bir bülten olarak düşüyor.
Lepetitjournal.com’un İstanbul baskısını, iki Fransız hanım hazırlıyor. Genel yayın yönetmeni, on yıldır Türkiye’de yaşayan Meriem Draman. Editörlüğünüyse RFI muhabirliğinden gelen, Anne Andlauer yapıyor. Le Monde ve Le Figaro gibi sözde kallavi gazetelerin Türkçe bilmeden Türkiye hakkında ahkâm kesen, bu yüzden de olan bitene tamamen “Fransız kalan” muhabirlerine inat; Meriem Draman ve Anne Andlauer çok iyi derecede Türkçe biliyorlar!
“Küçük gazete” deyip geçmeyin, arkasında idealistlerden oluşan küresel bir medya grubu var: lepetitjournal.com’un belli başlı kentlerindeki 43 bürosu, 43 yerel baskı yapıyor. Fransızca konuşan halkları ve göçmen Fransızları, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, birbirlerine bağlıyor.
Lepetitjournal.com’un İstanbul ekibi, minik gazetenin dördüncü yaşgününü kutlamak üzere, kâğıt baskı bir almanak çıkardı. 10 bin adet basılan “Un an en Turquie” (Türkiye’de Bir Yıl) adlı Almanak 2012, gerçekten çok estetik bir tasarım.
2012 yılına Fransız gözlüğünden bakmak isteyenler -ki fena bir bakış açısı değildir-
“Un an en Turquie” almanağını İstanbul, Ankara ve İzmir’deki Fransız kültür merkezlerinden, İstanbul’daki Türk-Fransız Ticaret Derneği’nden hem de ücretsiz olarak alabilirler!

“Çakı gibi askerler, bir yüzyıldan beri üniformalarını pek güzel taşıyorlar. Ama kaderlerini taşıyamıyorlar.”

GEORGES BERNANOS

6 Şubat 2013 - Cumhuriyet

Mine KIRIKKANAT | Tüm Yazıları
Hits: 2182