Avukat tutuklamanın ufukta beliren maliyeti

~ 25.01.2013, Sedat ERGİN ~

BİR avukatın gözaltına alınmasını, tutuklanmasını herhangi bir vatandaşın benzer bir hukuki tasarrufa muhatap olmasından farklı görmemizi gerektiren bir dizi neden var.
 

Haksız ya da hukuka aykırı bir şekilde yapılması halinde, avukatların tutuklanması, bir vatandaşın mağduriyetinin bireysel düzeyde yol açtığı sonuçların da ötesine geçerek, doğrudan savunma hakkını ortadan kaldıran bir fiile dönüşüyor, adalet kavramının içini boşaltıyor.

Bu nedenledir ki, evrensel hukukta avukatların özel durumuyla ilgili olarak bir dizi koruyucu ilke ve düzenleme getirilmiş. Bu amaçla hazırlanmış uluslararası sözleşmelerin temel bir ortak paydası, hükümetlere avukatların korunması konusunda pozitif anlamda görev yüklüyor olması.

* * *

Bu sözleşmelerden biri, geçenlerde avukat Turgut Kazan’ın açıklamasında hatırlattığı BM’nin 1990 tarihli “Avukatın Rolüne İlişkin Temel İlkeler Bildirgesi”. Kısaca “Havana Bildirgesi” olarak adlandırılan metin, hükümetlere “Avukatların hiçbir baskı, engelleme, taciz veya haksız müdahaleyle karşılaşmadan her türlü mesleki faaliyetlerini yerine getirmelerini sağlama” görevini veriyor.

Bir diğer önemli metin, Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 2000 yılında kabul ettiği “Avukatlık Mesleğinin Özgürce Yapılmasına İlişkin Karar”. Burada da hükümetler “Avukatları, etki, kışkırtma, baskı, tehdit ya da yersiz müdahalelere muhatap etmeyecek, mesleki bağımsızlıklarını kabul edilemez kısıtlamalar olmaksızın güvence altına alacak bir yargılama sistemini hayata geçirmeye” davet ediliyor.

* * *

Türkiye açısından önemli bir başka nokta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bu başlığı ilgilendiren bir dizi kararının bulunması. Bu konudaki referans metinlerden biri, AİHM’nin 1991’de Almanya’da ofisinde yapılan polis aramasında evrakına el konulan bir avukatın durumuyla ilgili aldığı ünlü Niemetz kararı. Bu şikâyette, AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin özel hayatın korunmasına ilişkin 8’inci maddesinden ihlal kararı vermiştir.

Ancak doğrudan Türkiye’den kaynaklanan bir kararı özellikle incelememiz gerekiyor. Bu, 2003 tarihli “Tahir Elçi ve Diğerleri” kararı. Bu konudaki dosya, 1993 yılında bir grup avukatın PKK’nın kuryeliğini ve propagandasını yaptıkları iddiasıyla tutuklanmasıyla ilgilidir. AİHM, bu olayda Türkiye’yi hem işkenceden (3’üncü madde), hem de özgürlük hakkının (5’inci madde) ihlalinden dolayı mahkûm etmiştir.

Ancak bu mahkûmiyetin bir de arama ve evraka el koyma boyutu var. Dilekçe sahipleri, polisin arama sırasında “müvekkil ile avukat arasındaki ilişkinin gizliliğinin sağlanması ihtiyacını hiçe saydığı” şikâyetini de yöneltmiştir. AİHM de “arama ve el koyma önlemlerinin herhangi uygun bir yetki ve koruma olmaksızın yapıldığını” tespit ederek, Türkiye’nin Sözleşme’nin 8’inci maddesini ihlal ettiğine hükmetmiştir.

* * *

Bu arada, AİHM’nin Elçi kararında çok önemli bir ayrıntısı, avukatların maruz kaldıkları işlemlerin mesleki faaliyetlerine zarar verdiğini, bu çerçevede insan hakları ve ceza hukuku alanlarında savunma yapan kişiler üzerinde kaçınılmaz bir şekilde “caydırıcı bir etki” (chilling effect) yaratabileceğini belirtmiş olmasıdır.
Bakın Adalet Bakanlığı’nın web sitesinde de yer alan bu kararın 669’uncu paragrafında ne deniliyor:
“Avukatların hiçbir engellemeye maruz kalmadan mesleklerini icra etme özgürlükleri, demokratik toplumun önemli bir parçası olup Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin özellikle adil yargılanma ve kişi güvenliği hakları ile beraber diğer düzenlemelerinin de etkin bir şekilde uygulanması için önemlidir.

Bu meslek mensuplarına karşı yapılacak baskı ve tacizler, Sözleşme sisteminin özüne yapılmış saldırılardır. Bu yüzden, her ne şekilde olursa olsun baskı iddiaları ama özellikle avukatların geniş ölçekli tutuklanmaları ve gözaltına alınmaları ve bürolarının aranmaları Mahkeme (AİHM) tarafından oldukça sıkı bir incelemeye tabi tutulacaktır.”

Geçen hafta Çağdaş Hukukçular Derneği’ne üye 9 avukatın tutuklanması olayına bu açılardan da bakabilirsiniz.

(Hürriyet)

Sedat ERGİN | Tüm Yazıları
Hits: 1667