Ülke zindan, bunlar zindancıbaşı!

~ 23.01.2013, Nihat BEHRAM ~

Yaşadığımız şu AKP dönemi ilerde kesin olarak böyle anılacak. Hele ki son yedi yılıyla. Her günün değişmez gündem maddesi bu; her konu sırasını savıp eskiyor, bu konu, maşallah, “kaynağı ve dalgaları”yla sürekli güncel; hem yandaş basının hem muhalif kesimin manşetindeki yeri her gün aynı tazelikte: polis, baskın, gözaltı, adliye, savcı, mahkeme, tutuklama,  zindan....

Hava gibi, su gibi yaşamın “olmazsa olmaz doğal unsurları”na AKP ile bunlar eklendi! Onlarsız günümüz yok! Sokak aralarındaki çocuklar bile, “hapisanecilik” oynuyor! Günlük  gazetelerde değişmez manşet, TV’lerde değişmez tartışma konusu bu. Baskın düzenlenmeyen, gözaltı ve tutuklamaların olmadığı gün yok. Sadece KCK’dan on binden fazla insan tutuklu. Yüzün üstünde toplu dava, yüzlerce üniversiteli, sendikacı, emekçi, asker, memur, öğretmen, gazeteci, doktor, her meslekten say ki say. İnsanları nereye nasıl doldurduklarını da siz hesap edin. İzlenme, dinlenme, ihbar, sahte delil, gizli tanık, yalan polis raporu, düzmece belge, gözdağı, kurşun, biber gazı, zincir, kelepçe, panzer, tazyikli su, günlük yaşantıda hayatın her alanındaki konuşmaların sıradanlaşmış sözleri oldu.

Gecenin geç saatinde kapattığım bilgisayarı, sabah uyanınca, kaygı ve içimde bin ton eziklikle açıyorum. Bir gecede biriken iletilerin %90’ı bu konuda haykırış, çığlık, dayanışma çağrısı, mahkeme duyurusu. Alevi’den Süryani’ye, Ermeni’den Kürt’e, öğrenciden kayıp yakınına, emekçiden sanatçıya, doktordan avukata, çevreciden insan hakları savunucusuna, her kesimden!

12 Mart, 12 Eylül faşizmi dönemlerinde “evinde kırmızı ışık yakmış; portakalın kabuğunu orak çekice benzeterek soymuş” gibi türü delillerle hukuk adına soytarılık yapılırdı. Şimdi bu yok. “Suç delili” olarak konser bileti, Deniz resmi, basılmamış kitap falan var! Yetmezse, eklemeli polis dinlemeleri, düzmece

CD’ler, gizli tanık, takvim yaprağındaki notlarla falan tamamlanıyor. 12 Mart 12 Eylül faşizminde,  mahkeme öncesinde, insanlara  “suçu” işkenceyle  kabul ettirirlerdi. Etmeyen ya sakat kalır ya ölürdü. Şimdi “işkence yokmuş”! Mahkeme, sahte delil, gizli tanık veya “tahmin”le karar veriyor. Olmadı, tek tek ya da toplu katliam! Bunun adı demokrasinin gelişmesi mi, faşizmin gelişmesi mi? Devşirme liberaller işte bu “gelişmeye” omuz verdiler.

Üniversite öğrencisi Ceren, “Puslu bir Köroğlu diyarına uyandık!” diye başlamış iletisine. Okurken hem göğsüm kabardı hem gözlerim yaşardı. Bolu Zindanı’ndaki arkadaşlarını ziyarete gitmiş. Benden isteği onlara şiir kitabı yollamam. “Ne olur onları şiirsiz bırakmayın!” diyor. Cemal Özdemir, Kandıra Zindanı’nda yatan kardeşi Bülent’e Alevi olması nedeniyle uygulanan baskıyı anlatıyor. Emek Gençliği’nden öğrenciler, “Newroz’a katılmak gibi gerekçelerle 700 arkadaşımız aylardır tutuklu” diye başlamışlar yazmaya. Emel Hanım, “28 Şubat tutuklusu eşi Sosyolog Em. Alb. Alican Türk’ün zindanda iç parçalayıcı ama onurunun bilinciyle yazdığı şiiri” iletmiş. Tek isteği, duygusunu paylaşmak. Vay ki vay! Suçsuzluk duygusuyla zindanda yatanın acısını paylaşma kaderinin boynu kırıla!

Biriken iletileri, hangisinden söz edeyim diye okurken, ardı ardına birkaçı daha düştü! Yazımın son satırlarına onlardan birini, İdil Kültür Merkezi’nden gelen iletiyi ekliyorum: “Polis sabah 04.30’da merkezimize saldırdı. Kapılarımızı kırdılar, duvarları deldiler, Grup Yorum ve İdil Kültür Merkezi çalışanları işkenceyle gözaltına alındık. Grup Yorum’un stüdyosu talan edildi, enstrümanlarımız kırıldı, yeni albüm kayıtlarına el konuldu. Emniyet bununla da yetinmeyip basına ve halka ‘İdil’in 11 çelik kapısı ve kozmik odası’ olduğu türü yalanlar söylemeye devam etti!”  İKM’nin kamuoyuna duyurmak istediğiyse şu: “Faşizme karşı mücadeleye ve onu teşhir etmeye devam edeceğiz!”

___________________________________________________

Dörtlük :

Umudun kararsın istemiyorsan bu karanlıkta

Kurtulmaksa eğer amacın zorbanın kıskacından

Dorukların baş eğmez onuruna sor çaresini

Köklerin azmine sor topraktaki ağırlığından

(Yurt Gazetesi)

Nihat BEHRAM | Tüm Yazıları
Hits: 1764