Derin devlet ODTÜ'de şiddet ve bir adam...

~ 28.12.2012, Hasan PULUR ~

 

Sanki Amerika’yı yeniden keşfediyoruz. “Herkes herkesi dinliyor!” Günaydın, sabah-ı şerifler hayrola, sanki ilk defa...
Mahkeme kararlarıyla, Yargıtay kararlarıyla kesinleşenler bir yana, o kadar çok dinlenen var ki.
Üstelik telefon dinlemek çok basit kaldı, adam, dinleme cihazını Başbakan’ın makam odasına yerleştiriyor, gelsin dinleme muhabbeti.
* * *
Birtakım kavramlar bulup, suçu onlara yükle gitsin...
Kime olacak?
“Derin devlet” ne güne duruyor?
Baksanıza Sayın Başbakan bile teslim oldu.
“Derin devleti tamamen sildik, bitirdik, iddiasında bulunamam. Çünkü hiçbir ülkenin derin devleti bitirdiğine, temizlediğine bir siyasetçi olarak inanmıyorum.”
* * *
Başbakan Erdoğan bunu ne zaman söylüyor?
Kaç yılın iktidarında söylüyor?
Seçimden önce böyle bir soru gelseydi, cevap ne olurdu?
Coşup kükremez miydi?
Ne derinliğini bırakırdı, ne yüksekliğini...
Ama şimdi nereye geldi?
“Derin devleti yok ettik diyemem!”e geldi.
Sayın Başbakan mutlaka bilir, bilemezse danışmanları söyler:
“Bekara boşanmak kolaydır!” derler.
* * *
Demek ki demekle olmuyor, saç sakal önüne düşünce ak mı kara mı anlaşılıyor?
“Derin devlet”in gücü ne?
Başbakan’ın makam odasına dinleme aleti (böcek) yerleştirecek kadar, şimdilik...
Gerisi boş laf!
Başbakan da bunun farkına vardı.
* * *
Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ndeki olaylar, şiddet olayları Başbakan’ı kızdırdı.
Şiddete karşı.
Haklı!
Peki şiddet tek taraflı mı?
İçişleri Bakanı bile “bu kadarı da fazla” dediğine göre...
Hem sormak gerekmez mi?
ODTÜ’ye molotofkokteyli imalatında kullanılan malzeme, yakılmaya hazır araç lastikleri, taş sopa nasıl sokuldu?
Polis bunların istihbaratını alıp önleyemez miydi?
Yooo, ne önlemesi, bile bile polis yığınağı yapmak, çatışmayı önlememek için pusuya yatmak değil mi?
Şiddeti önlerken, ölçüyü kaçırmak.
* * *
Eski, bizim gibilerin kaç kere seyrettiği bir film.
Son sözümüzü baştan söyleyelim, yaşadık, gördük...
Bu çocuklar, bizim çocuklarımız, ülkeyi, memleketi onlara teslim edeceğiz, hain değil, düşman değiller.
Elbette özgürlük isteği, ama şiddete dayanmayan, gücünü şiddetten alan özgürlük isteği değil.
Sen önce tedbirini al, sonra şiddeti önle.
Ve muhterem “bazı” hocalar.
Tepkileriniz, size çok yakıştı...
Zaten yakışacağını bildikleri için size o unvanları verdiler ya!
* * *
Levent Kırca adındaki adam, kadınları aşağılamış, kadınlar ateş püskürüyor.
Bu onun kaçıncı sabıkası?
Bir koalisyon hükümetinin kadın bakanının “bekareti”ni diline doladığı zaman sesiniz çıkmamıştı. Biz karşı çıktık, adam eski karısıyla bize saldırdı.
Hatırladınız mı?

(Milliyet)

Hasan PULUR | Tüm Yazıları
Hits: 1137