HERKES MERSİN'DEN DÖNERKEN...

~ 18.03.2011, Av. Abdurrahman BAYRAMOĞLU ~

Cebrail bir gün Tanrı katına çıkarak telaşla, Japonya’da 10 şiddetinde deprem olduğunu bildirir. Tanrı “Onlar tedbirini almıştır. Siz işinize bakın.” der sakince.
Biraz sonra Cebrail yeniden huzura çıkar ve çok güçlü Tsunami dalgalarının kıyı kentlerini yuttuğunu söyler. Tanrı bu kez de, “Telaşlanmayın.” diyerek günlük işlerini sürdürür.
Cebrail üçüncü kez makama gelerek, nükleer santrallerde sızıntının başladığını söyleyince, Tanrı telaşla yerinden fırlar, “Hiroşima’yı unuttular anlaşılan.” der ve düşünceli adımlarla bir süre tahtının çevresinde döner durur. Sonra Cebrail’e dönerek;
“Derhal en yetenekli meleklerini görevlendir. Türk yetkililerinin aklına mukayyet olsunlar ki sızan radyasyonu tüplere doldurup millete hava gazı diye satmaya kalkışmasınlar. Diğerleri bir çözüm bulur nasılsa.” der ve rahatlamış bir şekilde tahtına oturur.
***
Recep Bey’in Putin’le görüştükten sonra Akkuyu Nükleer Santralı’nın temelini Nisan ya da Mayıs ayında atacaklarını açıklaması karşısında, malum fıkrayı bu şekilde yeniden tasarlamak gerektiğini düşündüm.
Hani bir söz var ya dilimizde. Herkes gider Mersi’ne…” diye.
Japonya’da yaşanan büyük deprem ve devamında Japonları bile umarsız bırakan Tsunami felaketinin dünyanın başına açtığı yeni nükleer belayı savmak için tüm dünya yöneticileri derin endişelerle çözüm ararken, bizim Başbakan’ımızın “Tüp gaz da tehlikeli.” diyerek nükleer ticaretine duraksamadan devam edeceğini göstermesi karşısında, Tanrı’nın yardımına çok ihtiyacımız olsa gerek.
***
Dünyanın gündemini değiştiren Fukuşima’daki felaket karşısında;
Almanya, öncelikle eski model reaktörlerin faaliyetini durdururken, Başbakan Merkel, “Japonya gibi yüksek güvenlik standartlarına sahip bir ülke bile deprem ve su baskınının etkilerini önleyemiyorsa, Avrupa nükleer enerjinin risklerine tepkisiz kalamaz.” diyerek, nükleer enerji yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek gerektiğine işaret ediyor.
Nükleer enerji şampiyonu Fransa’nın Cumhurbaşkanı Sarkozy bile ülkedeki nükleer reaktörlerin güvenlik sistemlerinin test edilmesi talimatı verdi.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, “Japonya’daki gelişmelerin nükleer enerji konusunda soru işaretleri oluşturduğunu” belirtiyor.
Felaket nedeniyle, Çin’in de nükleer enerji stratejisinde değişikliğe gitmeyi düşündüğü anlaşılıyor.
İsviçre, yeni reaktör inşa edilmesini öngören planlarını iptal ediyor.
Avrupa Birliği, yapılacak nükleer testlerde gerekli standartları karşılamayan reaktörleri kapatma kararı alıyor.
***
Şimdi sıkı durun.
Nükleer felaketin ortasında iki tüccar oturmuş, radyasyonu Türkiye’ye nasıl satacaklarını konuşuyorlar. Yani satacaklar satmasına da, tüplü mü tüpsüz mü satacaklar o belli değil şimdilik.
Çernobil’in faili Rusya’nın diktatörü Putin ile, çayını kameraların önünde yudumlayıp, “Bak bir şey olmuyor.” diyen “çok değerli”  bakanlar yetiştirmiş Türkiye’nin Kasımpaşalı’sı nasıl da aynı dili konuşuyorlar.
Putin, süresi dolunca yerine bir adamını Devlet Başkanı yaparak, fiilen ülkeyi tek başına yönetmeye devam ediyor. Kimseye hesap vermeden.
Bizim de emanetçi bir Cumhurbaşkanımız var. Bizim de Cumhurbaşkanı atayan bir Başbakan’ımız var ya. Rusya’dan neyimiz eksik. Bizim Başbakan’ımız niye hesap versin ki.
***
Bir de, “Bizim santralımız Japonlarınkinden daha güvenli olacak.” demezler mi? Gözümüzün içine baka baka üstelik.
Bırakın tsunamiyi, önceki yıllarda Ayamama deresinin taşması sonucu birkaç kez yıkılan binalara ve göz göre göre ölümlere rağmen, o dere yatağına bu kez daha büyük binalar inşa edenlerden bunu duymak, insanın aklından şüphe etmesine neden oluyor.
***
Tüm dünya çözüm için her ayrıntıyı yeniden gözden geçirmek ve belki de vazgeçmek üzere nükleer enerji sorununu masaya yatırırken, yani Mersin’den dönerken, bizimkiler Temel fıkrasındaki gibi;
“Ula ne birisi, hepisi ters gideyi hepisi.” diye diye son sürat Akkuyu’ya nükleer santral yapmaya gidiyorlar.
Allah yardımcımız olsun.
 

Av. Abdurrahman BAYRAMOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 2954