Ceza Tamam da, Ödül ne?

~ 18.11.2012, Mine KIRIKKANAT ~

Adının açılımını bilmiyoruz. Z.M. diye anılıyor. Diyarbakırın Eğil ilçesi Bahşiler köyünde yaşıyor. Daha doğrusu hayatta kalmaya çalışıyor. Ekranda* yüzü gizleniyor. Başı zaten bağlı. Sesini dinliyoruz, yalnızca. Zaten konuşma özürlü; sanırım ya tavşan dudak, ya boğazında bir sorunu var. Ama ne dediği anlaşılıyor ve sözünü duyanların, duymak isteyenlerin yüreğine işleyen, tüylerini ürperten bir çileyi dillendiriyor. Öyküsü, bu ülkenin binlerce genç kızının hazin kaderi. Kuşkusuz, Haydi kızlar okulavb. gibi dışarlak çabaların sonucunda geç de olsa okula gönderilmiş. 2009 yılında 6. sınıf öğrencisiyken 17 yaşındaymış, Z.M.

Oralarda bazı okulların güvenliğini köy korucuları sağlıyor ya, işte okulunu PKKye karşı koruyan F.B.’nin tecavüzüne uğramış. İddiasına göre korucu, Bunu kimseye anlatırsan seni ve babanı öldürürüm. PKKliler yaptı derimdiye korkutup sürdürmüş ırzına geçmeyi. Derken, durumu çakan akrabası H.M. bildiklerini anlatmakla tehdit ederek tecavüze başlamış... Böyle böyle, bir yıl boyunca 5 kişinin daha tecavüzüne ve biri, Eğil İlçe Jandarma Merkez Karakol Komutanı olan 2 kişinin de tacizine maruz kaldığını öne sürüyor, Z.M.

***

Karakol komutanının, kendisini Benimle ilişkiye girmezsen, babanı koruculuktan attırırımdiye tehdit ettiğini söylüyor. Otomobilde zorla öptü ve okşadı. İtince beni eve getirip bıraktıdiye anlatıyor, ifadesinde.

17 yaşında bir kız, üstelik erkeklerle yaşadığı böyle bir travma sonrası niye erkekjandarma komutanıyla arabaya biner? Söylediği otomobilde ne işi vardır, anlattıkları doğru mudur, gerçekten tecavüz ve taciz kurbanı mıdır, diye sorguladığınızı duyar gibiyim.

Haklısınız.

Cehaletin en derininden çıkıp, korkunun en dibine vuran birine bile; haydi ilkini anladık, bir yıl boyunca tecavüz edilebileceğine inanmak hayli zor. Ama cinsellik, beslenmek ihtiyacı kadar doğal ve bastırıldığında, yok sayıldığında, zorbalıkla rızanın birbirine karışarak üste çıktığı, ama mutlaka üste çıktığı bir içgüdüdür!

Z.M. başlangıçta zorbalıkla açığa çıkan cinsel içgüdüsüne teslim olduğu için mi bir yıl boyunca sesini çıkarmadı, bilmiyoruz. Ama insan doğası gereği, böyle bir teslimiyetle suçlanamayacağını, suçlanmaması gerektiğini ve içgüdüsel teslimiyet halinde birine bile tecavüzün suç olduğunu biliyoruz!

***

Genç kız, sonunda dayanamayıp, belki de hamile olduğunu anladığı zaman, kendisine yaşatılanları babasına ve amcasına anlatıyor.

Yörenin olağan töresi, Z.M.nin kirletilen namusunun kanıyla yıkanması, ailecek infazı, yok edilmesi. Ama baba, rasgele biri değil. Duruşundan belli, mangal gibi yüreğiyle, cesur ve asil. Kıyamıyor, kızına. Öldürmüyor, öldürtmüyor, sahip çıkıyor. O da köy korucusu. İnanıyor devletinin adaletine. Diyarbakır merkezdeki ablasının yanına gönderilen Z.M. resmen şikâyetçi oluyor. Savcılık, tecavüzcüler hakkında 15 yıldan az olmamak üzere, jandarma komutanı ve bir başkası için de 2şer yıl hapis cezası istemiyle dava açıyor.

Adaleti beklerken, Z.M.nin bebeği de doğuyor. Akrabası H.M.den olduğu anlaşılan bebek, kimsesizler yurdunda devlet korumasına alınıyor. Genç kadın, hiçbir şey olmamış gibi 2011 yılında Diyarbakırda yaşayan biriyle evlendiriliyor. Ne var ki eşi, geçmişini öğrenince, baba ocağına dönmek zorunda kalıyor.

***

Baba yine sahip çıkıyor kızına. Adaletin tecellisini, Z.M.nin hayatını karartanların cezalandırılmasını bekliyorlar birlikte. Ama tecavüzcülerin tehdidi gerçekleşmiş. Babakoruculukgörevinden atılmış, bu arada. Başka geliri yok. 53 yaşında, başka bir iş bulma olasılığı da yok.

Benim isyanım da işte burada başlıyor.

Devlet, töre cinayetlerine karşı cezaları artırdı. Bölgeye yaygın ve zaten toplumsal geri kalmışlığın nedeni olan çağdışı zihniyete, töreye uymayın, kızlarınızı öldürmeyin, diyor. Bugüne değin töreye karşı gelmek, mahalle baskısına rağmen kızına sahip çıkmak cesaretini gösteren tek örneği ödüllendirmesi gerekmez mi?

Hayır, yine cezalandırıyor ve sanki suçluları kolluyormuşçasına, işinden atıyor, çaresiz bırakıyor.

Töreye karşı cesaretin ödüllendirilmediği yerde, itaat korkaklığına verilen cezalar, ne kadar ağır olursa olsun namus ödülüsayılır ve töre cinayetleri sürer.

*HaberTürk kanalı, 15.11.2012

‘G’ NOKTASI

Tam da şimdi çözülmeli örgüsü

Kanlı karlarla yunmuş

Tımarsızlığa hükümlü

Munzurun kızıl yelesi

Berivan Kızın zülfü

Tam da şimdi sevmeliyim

Güvercin yarınlar için

Umudu dağlara düşmüş

Kimliği ölüm fermanı

Yaşamı sırtında kambur

Zulmün çatalında halkı”*

BİLAL KAYABAY

*Öfkenin Rengi, Güldikeni Yayınları, 2000

 

Edep, sefahatin en ince tanımıdır. Çünkü duyguların ikiyüzlülüğünü taçlandırır.

MAURICE DEKOBRA

(Cumhuriyet)

Mine KIRIKKANAT | Tüm Yazıları
Hits: 2173