Kılıçdaroğlu ne söylediğini biliyor mu?

~ 04.11.2012, Nihat BEHRAM ~

Yurt genelinde 6 milyon insanın, ‘Cumhuriyet kutlamalarına konulan yasağı’ dinlemeyip, sokağa çıkması büyük bir toplumsal patlamadır. “Bayram kutlaması”nın ötesinde bir anlama sahiptir. Uzun süreler öncesinden törpülenmeye başlamış olan aydınlama, laisizm gibi değerlerin, ABD güdümlü sivil İmam Darbesi’yle topyekûn katledilmiş olmasına dönük bir öfke selidir. Yitirdiği değerlerini geri alma kavgasına doğru halkın doğruluşu ve diklenişidir.

Daha, bu diklenişin ertesi gününde, Kılıçdaroğlu, maşallah, bir çuval inciri berbat etmede hız rekoru kırdı. Meclis’teki Grup Toplantısı’nda, “Başbakan’a yeni bir unvan bulmak lâzım. Tayyip Esad Erdoğan! Yaptığının ne farkı var?” dedi. Daha da hazini, bu sözleri CHP’liler alkışladı.

Belli ki, Kılıçdaroğlu’nun başı dönmüş! Cama vurmuş serçenin ne yana uçacağını bilemeyişi gibi, o da ne söylediğini bilmiyor. Daha ağır bir sözle tanımlarsam: haddini bilmiyor! Başbakan’a ikide bir ‘haddini bil!” çağrısını yapan kişinin bari kendisi haddini bilse!

Sayın Kılıçdaroğlu, yaşadığımız coğrafyada, emperyalizmin baş hedef aldığı kişiyi, emperyalizmin savaş taşeronuna ad yapamazsınız. Yani demokrat sıfatı taşıyorsanız… Emperyalizmin işbirlikçisi değil ve ikili oynamıyorsanız… Savaşa karşı, Türkiye ve Suriye halklarının dostuysanız…

“Esad’la Erdoğan’ın yaptığının ne farkı var?” dediniz. Farkı görmemek için, emperyalizmle işbirliği içinde ya da en azından onun göz kırpanı olmak gerekir. Bu coğrafyada yurduna NATO’yu sokmamış, Filistin gibi mazlum halklara arka çıkmış, BOP’un karanlık hesaplarına direnen, emperyalizme teslim olmamış tek Arap yönetimidir. Esad emperyalist zalimlere karşı ülkesini savunuyor. Suriye, ABD hesaplarının tökezlediği noktadır. Diğeri ise, emperyalizmin savaş taşeronu. Eli kanlı dinci zalimleri ‘özgürlük ordusu’ diye sunan, silahlandıran bir yönetim. Biri laisizm düşmanı, diğeri, demokratik yapılanma sınırlı da olsa, Arap âlemindeki tek laik yönetimin temsilcisi. ABD’ye kapıkulu ve savaş taşeronu olmakla, ona teslim olmamak arasında ne fark varsa, Esad’la Erdoğan arasında da o fark var. Erdoğan’a yeni unvan olarak “Obama’nın Mr. Erdoğan’ı” diyemiyorsunuz, bari “Tayyip Hasan El Beşir” deyin! Erdoğan’a yeni unvan bulma tutkunuz ayrı konu olduğu için geçiyorum.

Asıl konu şu: ne ilgisi ve gereği vardı da, 29 Ekim’in hemen ertesi günü, Suriye’yi ve Esad’ı işin içine kattınız? İlle de bir ilgi kurmak istiyorduysanız, işte size ipucu: siz 29 Ekim’de, laisizmin üstündeki şeriatçı ablukaya karşı sokağa çıktınız. Suriye’de ise, ABD güdümlü ve laisizm düşmanı şeriatçı canilerin başlattığı kanlı saldırılara karşı direnen laik yönetim var. Sözleriniz, ne dediğini bilmeme şaşkınlığı mı? En masum tanım bu. Ne dediğini bilerek konuştuğunuzu söylesem, anlamı çok ağır: ABD’ye göz kırpmak. İkili oynamak. Ey ABD, ey Batı, Esad’la ancak ben başa çıkarım. Erdoğan da onun bir benzeri. Yanlış ata oynamayın. O, attan düşer. Sizi de düşürür. Ey liberaller, Cumhuriyet’e, laisizme sahip çıktım, ama bakın, Esad’a da ‘zalim, diktatör, özgürlük düşmanı’ diyorum.....

Sayın Kılıçdaroğlu, vakit yitirmeksizin Suriye halkı ve onun Devlet Başkanı Esad’dan özür dilemelisiniz. Buna bugün konumunuz ve cesaretiniz elvermese de, var olduğuna inandığım vicdanınızın sızısı yarın sizi dişleyecek. Esad’ın demokratlık derecesi o halkın sorunudur. Esad’a yönelik kanlı abluka, sadece Esad’a karşı değil, tüm insanlığa karşıdır. Esad’ı savunmak zorunda değilsiniz ama eli kanlı şeriatçı katiler ve Hillary ile Davutoğlu ile aynı dili kullanmak da size yakışmaz. İnsan olan kimseye yakışmaz.

Unutmayın: Milyonlarca insan, daha önce de, Cumhuriyet mitinglerinde sokaklara dökülmüştü. Dün, o dinamizmi ‘saman alevine’ çeviren de işte bu ‘ne yaptığını ve ne dediğini bilmeme’ halidir. Bu yalpalama, özgürlük ve demokrasi arzusuyla meydanlara çıkan halkın öfkesiyle örtüşmüyor.

_______________________________________

Hint Atasözü:

“Başkasından üstün olman önemli değil, asıl önemlisi dünkü halinden üstün olmandır!”

(Yurt Gazetesi)

Nihat BEHRAM | Tüm Yazıları
Hits: 1818