Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz!

~ 12.10.2012, Necdet SARAÇ ~

İktidar olup muhalefet gibi konuşmak, zalim olup mazlum gibi davranmak, Şark’a özgü kurnazlıklardan olsa gerek. AKP bu işi çok iyi yapıyor. İmam ve hatip oluşları bu özelliklerini daha da güçlü kılıyor. Antremanlılar, üstelik her zaman yedekte bir adet “iyi polisi” bir adet de “kötü polisi” hep hazır tutuyorlar. Eğer “kötü polisin” söylediklerinden dolayı kamuoyunda bir sıkıntı ortaya çıkmışsa “iyi polis” hemen devreye giriyor ve “yok öyle değil böyle” demeye başlıyor…

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez bu aralar “iyi polis” rolünü üstlenmiş gibi gözüküyor.  Herkese şirin gözüküyor, sıcak mesajlar veriyor, gülücükler dağıtıyor. Bilmesek inanacağız!

Gülmez özellikle yurtdışında Alevilere ait cemevlerini ziyaret ettiğinde bu sıcak mesajlarını daha da arttırıyor.

Örneğin, Görmez, geçtiğimiz Nisan ayında Danimarka Alevi Federasyonu’nu  ziyaret ettiğinde federasyon başkanı Çağdaş Sağlıcak “kendi ibadethanemize para vererek giriyoruz, oysa kimse camiye girmek için para ödemiyor, bu ayrımcılık değil mi” diye sorunca Görmez çok iddialı bir laf etti ve "Hacı Bektaş'ı müze olmaktan çıkaralım, cemaate verelim" dedi. Sonra? Sonrası yok... Lafı olur, icraatı asla olmaz!

* * *

Geçtiğimiz hafta Diyanet İşleri Başkanı Köln’deydi. İcraatı olmasa da, lafı bol olan Görmez Alevilere gülücükler dağıtmaya ve okkalı laflarla da bu gülücükleri beslemeye Köln’de de devam etti…

Avrupa’nın en büyük sivil toplum örgütlerinden biri olan, 11 ülkede örgütlü 250’ye yakın derneğin, onbinlerce üyenin çatı örgütü olan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun merkezi Köln’de olmasına rağmen Görmez her ne hikmetse konfederasyonu ziyaret etmedi ama “Alevi İslam” vurgusunu ısrarla öne çıkartan, konfederasyon üyesi de olmayan yerel bir Alevi derneğini ziyarete etti! Görmez bu ziyaretinde “eğer birileri  ‘Alevilik İslam dışıdır’ derse karşılarında bizi bulur” dedi. Sonra ekledi: “Anadolu'nun asli sahibi Alevi vatandaşlarımızdır. Hiç kimsenin onları azınlık statüsünde göstermeye hakkı yoktur. Haddi de değildir. Alevilik İslam'ın yoludur. Buna hiçbir can buna hayır diyemez.” Görmez burada da durmadı.

Karacahmet Cemevi ile ilgili olarak “ucube” benzetmesi yapan Başbakan Erdoğan’ı da “Başbakanımız canların niyaz evleri olan cemevlerini kastederek böyle bir şey demiş olması mümkün değil” diyerek temize çıkarmayı da becerdi.


Görmez’in bu sözlerini huşu içinde dinleyen ve alkışlayan hatta büyük bir lütuf olarak gören Aleviler olsa da, gerçekler Görmez’i de, onun  zihniyetini de yalanlıyor. Çünkü, Görmez yalnızca söylüyor. Gerçekler kendi söylediklerini yalanlıyor. Kendi söylediğine inansa, “İslam’da cami ve mescit dışında bir ibadethane yoktur, dolayısıyla Cemevleri de bir ibadethane değildir” raporlarının  altına imzası olabilir mi? Uzağa gitmeye gerek yok! “Cemevleri inanç merkezi değildir”  diye karar veren “bağımsız mahkemelerin” bu kararlarına kanıt olan bilirkişi raporlarının altındaki imzaya lütfen bakın, imzanın Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu göreceksiniz!

Görmez de başkanı olduğu Diyanet de ne kadar şirin gözükmeye çalışırsa çalışsın, zihniyet değişmediği sürece bu lafların hepsi havada asılı kalır. Çünkü bunlar, işlerine geldikçe şirin ve sempatik laflar ederler ama bilinçaltlarındaki Alevi düşmanlığını asla yok edemezler…

Melih Gökçek’in dün söyledikleri bunun önemli bir örneğidir: Sen Türkiye’nin dört bir yanından onbinlerce insanı Ankara’ya getirmişsin, eşitlik demişsin, kardeşlik demişsin, barış demişsin, hiçbir anlamı yok. Çünkü koca Başkentin Belediye Başkanı sıfatıyla Gökçek seni bir çırpıda “devlet düşmanı” ilan ediverir, “Laik Demokratik Türkiye İçin Eşit Yurttaşlık” olan mitinginin adını da “Kamu Düşmanlığı Nasıl Yapılır” mitingi diye değiştiriverir!

Gerçek bu! Bu gerçekle yüzleşmek gerekir!

Özellikle de bunların yalanlarını bir lütufmuş gibi algılayanların bu gerçekle yüzleşmesi ve kendilerine de, Alevi toplumuna da haksızlık yapmaktan vazgeçmeleri  gerekir!

Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz!

(Yurt Gazetesi)

Necdet SARAÇ | Tüm Yazıları
Hits: 1585