Yok Hatır, Var Satır!

~ 07.10.2012, Mine KIRIKKANAT ~

İktidar sürecinde Türkiyeyi dünyanın 18inci büyük ekonomisibasamağına taşımak ve Ortadoğu gibi önemli bir bölgede liderlikarayışına sokup başa güreştirmekle övünen AKP de haliyle bir dünya partisiolduğunu ileri sürüyor.

Diyelim ki haklıdır. Hatta üç seçimdir artan oy oranını yüzde 50ye yükselterek başarmışsa 11 yıldır süren iktidarını, bu paye zaten hakkıdır.

AKP, dünya çapında bir parti olduğunu tescilledi de acaba dünyanın haberi var mı, tanıdı mı böyle bir tescili, onayladı mı ilan edilen ölçüyü, biçilen çapı?

Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre, dünyada varlığı resmen tanınan ülke sayısı 191. Her ülkede bir iktidar, en az bir de muhalefet partisi olduğu varsayımından yola çıkarsak, yeryüzünde 382nin epeyce üstünde siyasal parti var demektir.

Türkiyenin 11 yıldır muktediri, bir dünya partisiAKP, olağan büyük kongresine en az 382 dünya partisi davet etmiştir, değil mi? Hiç kuşkusuz, hatta çok daha fazlasını çağırmıştır...

***

Peki, hangi ülkelerden, kimler icabet etti bu olağanüstü davete, muhteşem AKPnin ihtişam konseri, pardon kongresine?

Mısır 3, Irak 9, KKTC 4, Pakistan 2, Bosna Hersek 2 ve Almanya, AB, Asya Parlamentolar Asamblesi, Kırgızistan, Kazakistan, Sudan, Sırbistan, Bulgaristan, Tunus, Filistin, Endonezya, Kosova, Libya, Lübnan, Maldivler, Somali, birer temsilciyle katıldılar.

Sizin anlayacağınız, KKTCnin 4 temsilcisi dahil, hepi topu 21 siyasal coğrafyadan 36 yabancı konuk vardı, AKP kongresinde.

Türkiye gibi bölge lideri bir ülkenin, hem de 11 yıldır iktidardaki dünya partisinin hatırını saymak için biraz zayıf bir skor değil mi?

Hele temsil edilen ülkelerin niteliğine ve niceliğine yakından bakılırsa!

Eğer AB parlamenteri Jan Zahradil, ki salona girişinde hiç alkışlanmayan tek konuktu, 27 Avrupa ülkesini temsil ediyorsa... Eski Alman Başbakan Gerhard Schröder kuşkusuz Rus doğalgaz konsorsiyumu Gazpromun CEOsu olarak hazır bulunuyordu. AB üyesi Bulgaristan da başbakan yardımcısı düzeyinde, komşuluktan gelmişti.

***

Demem o ki, bu üç konukla sınırlı AB katılımı ile Avrupa kıtasındaki Sırbistan, Kosova, Bosna Hersek ve Asya bişibişisi dışında, KKTC zaten yavru vatan olup yabancı sayılmaz, AKPnin muazzamasını alkışlamaya temsilci gönderen ülkeler, ne güçlü devlet, ne sarsılmaz demokrasi, zaten ne de muasır medeniyetten nasibini almış olanlardı!

Dikkat ettim, ABDden ne Cumhuriyetçi Parti bir temsilci göndermişti AKP kongresine, ne de Başbakan Erdoğana sık sık telefon eden Başkan Obamanın Demokrat Partisi. Rusya, Çin, Hindistan, Japonyadan da özel bir konuk falan gelmedi.

Üstelik AKPnin en yakın müttefikleri, Suudi Arabistan, Katar Emirlikleri, Bahreyn vb. de yokluklarıyla parladılar kongrede!

Ya Azerbaycana ne demeli? Sayın Erdoğan başkanlığındaki AKP, Bakanlar Kurulunun hemen yarısının daha birkaç hafta önce ziyaret edip sürü sepet özel işbirliği anlaşması imzaladığı bir millet, iki devletten ikincisinin başkanı Aliyev kongreye gelmediği gibi, yardımcısını falan bile yollamaya gerek duymadı!

***

Fazla söze gerek yok. İster kişi olsun, ister devlet ya da siyasal parti davetine, davet sahibinin hatırı sayıldığı ölçüde rağbet edilir. Ya dünyanın AKPnindünya partisiolduğundan haberi yok ya da hatırı sayılmıyor!

Hatırını sayanlara gelince...

Arkadaşının kim olduğunu söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim, demiş birisi.

İktidar partisinin kongresine rağbet eden 36 yabancıdan çoğunun istikrarsız, yoksul, hatta açlık sınırında, iç savaş ya da etnik soykırım kurbanı, İslami dikta rejimi ülkeleri ve hatta Hamas lideri gibimücahit”, Barzani gibi milisten bozma demokratolduğuna bakılırsa...

AKPnin ABden, ABnin de AKPden niçin umut kestiği çok belli. Türkiye için demokrasi umudu, yine ve hızla uzaklaşan bir hayal.

‘G’ NOKTASI

AKPnin isteyip değnekçisi MHPnin desteğiyle çıkarılan ve hükümete TSKnin sınır dışı görevlendirme yetkisi veren tezkereye neden gerek duyuldu, anlayamadım. TSKnin zaten operasyon modu değiştirilmişti, zaten saldırılara anında karşılık vermeye yetkisi vardı ve anladığım kadarıyla, veriyormuş da...

Üstelik, tezkereyi caydırıcılık anlamında istediklerini söylüyor, illaki kullanmayacağız diyorlar.

Tezkeredeki sınırsız kullanımsözü, ister istemez ABDye Afganistan konusunda göz kırpıldığını akla getiriyor. Çünkü Suriyeye yapılacak olası bir askeri müdahalenin, AKPnin hatırını sayan yandaki ülkeler dışında alkış toplayacağı epeyce tartışmalı. ABD ve NATO, Türkiyenin Suriye ile arasında tampon bölge oluşturulması önerisini bile kabul etmedi. Doğrudan müdahaleyi nasıl onaylar?

Yine yalnızız, yıldızların altında...

Bulunduğu makamdan kibir türetmek, makamın altında kaldığını ilan etmektir.

MARIE LESZCYNSKA

(Cumhuriyet)

Mine KIRIKKANAT | Tüm Yazıları
Hits: 2267