Şam'piyon

~ 21.09.2012, Yılmaz ÖZDİL ~

Ancelina Coli’nin “böylesini görmedim, Türk hükümetine minnettarım” dediği Suriye kamplarında...
 

 

Ücretsiz telefon kulübeleri var, ister Halep’le konuş, ister New York’la, internet bedava, maazallah elektrik kesilirse televizyonda dizi seyredemezler, jeneratör var. Toprağa basmasınlar, ayakkabıcıkları toz olur, çamur olur diye, komple parke taş döşendi. Villa sitelerinden bile güvenli, 24 saat nöbetçiler var, gözetleme kuleleri var, mobese kameraları var. Kadın-erkek din görevlileri var, merkezi ezan sistemi var. Tam teşekküllü ambulansları zaten var da, ambulans uçak var! Banka var. Banka demişken, Suriye’yle ticaretimiz ayvayı yedi ama, Suriyeli mültecilerin ticareti cillop gibi, İstanbul’da kurulan Suriyeli şirket sayısında patlama var, altı ayda yüzde 250 arttı, geçenlerde sordular Suriyeli bi mülteci patrona, Türkiye cennet azizim, bir günde şirket kuruyoruz, ertesi gün ticaret sicil numarasını veriyorlar dedi. Neyse... İtfaiye var, aşçıları var, çöpçüleri var, hastane var, gece-gündüz dahiliye, çocuk, kadın doğum, doktorları var. Kamptan kampa eskort eşliğinde, komşu ziyareti servisleri var. Kreş var. Kuaför var. Biçki dikiş’i anlarım da, kapesese’ye girecekler herhalde, İngilizce kursu var! Fitness salonu, basketbol, voleybol sahaları var. Ve, futbol turnuvası düzenlediler...

Hani şu, canlı yayında çatışmalarını seyrettiğimiz Akçakale sınır kapısı var ya... Girin, Akçakale Kaymakamlığı’nın resmi internet sitesine, orda yazıyor. Suriyelilerin kampında, bizim 25 şehit verdiğimiz son bir haftadır devam eden futbol turnuvası, final maçıyla son buldu. Taraftarlar “Suriye Beşar’a mezar olacak, canımız kanımız sana feda olsun Tayyip Erdoğan” sloganları attı. Şampiyon olan takıma, ikinciye, üçüncüye ve en centilmen takıma, kupa verildi. Şampiyon takıma kupasını takdim eden Akçakale Kaymakamı “Suriyeli gençlerimizin sıkıntılarını, streslerini atmalarına yardımcı olabildiysek, ne mutlu bize, turnuvalarımız devam edecek” dedi. Üstteki iki kare, kupa töreninin fotoğrafları.

En alttaki ise...

Bizim gençlerin “toplama” kampı.

Kabul toplama merkezlerinden karakollarına... Silahsız, adeta boş bavul gibi nakledilmeyi bu halde bekliyorlar. Yerlerde yatıyorlar. Balık istifi, metrekarede dört kişi. Üstüne titrediğimiz, üşümesin diye gece kalkıp örttüğümüz çocuklarımız bunlar. Oturarak uyumaya çalışan var. Hani, şu futbol turnuvası başladığından beri... Bir haftadır cenazesi bulunamayan şehidimizin annesi “beni götürün oraya, kokusundan tanırım” diyor ya... Yaklaşın lütfen en alttaki fotoğrafa, çekin içinize, işte o koku, bu, evlat kokusu.

Tanıtım potansiyeli olan popüler kişi’ye strateji oyunu satranç hediye edilirken...

Sahada kim kazanıyor, masada kim kaybediyor, hangisi şampiyon, hangisi piyon, siz karar verin artık.

(Hürriyet)

Yılmaz ÖZDİL | Tüm Yazıları
Hits: 1747