Bu devirde hükümet bayanı olmak zor iş!

~ 05.09.2012, Selahattin DUMAN ~

Başımıza diktikleri “erkek” hükümet adamları rahat.. Akıllarına eseni söylüyorlar, sorun çıkmıyor, zırvalarını dahi ahali kaldırıyor.. Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar uzanan geniş bir alanda saçmalama özgürlükleri var..

Hükümet Bayanı!

“Seyrek Bıyıklı Asabi Şahsiyetin..” kendisini hükümete alırken icat ettiği “Aile ve Sosyal Politikalar..” gibi resmi bir sıfatı var..

Hem resmi hem ağır bir sıfat..

Bir tartışmada karşındakine “Hay ben senin sosyal politikanı..” diye başlayıp, saydırdığında kan çıkar.. O kadar ağır bir unvan..

Başına dikildiği bakanlığın görev tarifi ne? Belli değil.. Faydası ne? Belli değil.. Bugüne kadar bir işe yaradığı görülmüş mü? Belli değil..

Belli ki “Seyrek Bıyıklı Asabi Şahsiyet..” kuracağı hükümeti kafasında şekillendirirken “Nisa taifesini de hoş tutmak lazım..” demiş..

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı kurmuş..

Bildiğiniz “Boş çuvalı dik tutma..” işinden hükümet bayanlığı çıkarmış..
 

 

***



Kendisini böyle hayırla yâd etmemin sebebi bir ilimizde yaşanan rezilliktir..

On dört yaşında, yarım akıllı bir kızcağızın başına gelenlerle ilgilidir..

On dört yaşındaki kız “full aklını” bacakları arasında gezdiren otuz dokuz erkeğin sırayla tecavüzüne uğramış.. (Araya bir tecavüzcü daha sıkıştırabilseler, sayıca kırk haramilerle eşitleneceklerdi..)

Gönül rızası, zorbalık, şantaj, tehdit, istismar..

İnsan aklı ve vicdanının kabul edemeyeceği hangi türden rezillik varsa, bu seri tecavüz eyleminin içinde var..

Bomba bir şekilde patlamış.. Olay dillenmiş.. Kasabanın şerifi tecavüzcüleri toplayıp içeri tıkmış..

Savcı da on dokuzunu tutuklamış..

GURUR TABLOSU..

Tutuklananlar arasında memurundan öğrencisine, esnafından başıbozuk siviline kadar her cinsten adam var..

Varsın olsun! “Şeriatın kestiği parmak acımaz..” deyip geçeceğiz.. Çünkü buraya kadar sistem iyi kötü işliyor, görünümünde..

Gerçi Türk Ceza Yasası yapboz tahtası olmuş.. 2005’ten beri on iki kez değiştirilmiş.. (Senede ortalama iki adli reform yapmışız..)

İnsan yine de bu tecavüz vak’asının gidişatına bakıp “Yasalarda hâlâ bir şeyler kalmıştır..” diye teselli buluyor..

Taaa ki geçen hafta yapılan duruşmaya kadar..

Geçen hafta ne mi oldu?

On dört yaşındaki kızı altlarına aldıkları için tutuklu yargılanan sanıklar mahkemeye çıkarıldı.. Mahkeme on dokuz sanığın tutukluluk hâlini sona erdirdi..

Mağdurenin avukatı “Nasıl yani?” diye boş gözlerle bakadursun, tecavüzcüler sevinçle birbirlerine sarılıp “özgürlüklerini..” kutladılar..

Aralarında “Yaşasın adalet!” diye bağıran oldu mu acaba? Habere geçmediğinden bilmiyoruz.. Lakin yüzsüzlükleri böyle bir sloganı haykırmaya müsaittir..

Delil mi soruyorsunuz?

Kameraları, mahkemece serbest bırakılan tecavüz sanıklarının tutulduğu cezaevine götürelim.. Tahliye edilecekleri bekleyen yakınlarının arasına konuşlandıralım..

Salınan ilk tecavüz sanığının kapıdan çıkması ile önce bir alkış kopuyor.. Sarılmalar, kucaklaşmalar, hasret (!) gidermeler “Sizinle gurur duyuyoruz..” nidaları arasında gerçekleşiyor..

Çirkinden de öte, rezilce bir “toplu tecavüz” suçuna alkış tutan bir memleket..

Dolandırıcılardan tetikçilere, kiralık katillerden trafik canavarlarına kadar uzanan “gurur skalasında..” artık toplu tecavüzcüler de var..

Mağdurenin avukatı “Cezaevinin dışına kırmızı halı serselerdi bari..” derken, devreye hükümet bayanı giriyor..

“İtirazımız var..”

***



İtiraz Aile ve Sosyal Politikalar’dan sorumlu Hükümet Bayanı’ndan..

Kamu vicdanının tavan yaptığı meselelere atlayıp “itiraz” etmesine alışmışız.. Bu kez neye itiraz ediyor acaba, diye kulak kesiliyoruz..

Bakanlık olarak mahkeme kararına itiraz ediyorlarmış.. Serbest bırakılan tecavüz sanıklarının “delilleri karartabilecekleri..” gibi hukuken kuvvetli (!) bir dayanakları varmış..

Hükümet Bayanı’nın alıştığımız refleksi bu..

Nerede bir tecavüz, koca şiddeti sonucu öldürülen ev kadını vukuatı varsa, oraya zıplayıp “İtirazımız var..” diye bağırıyor.. Kulak asanı yok!

PENÇESİZ ŞAHİN

İroniktir ama Hükümet Bayanı’nın soyadı bir yırtıcı kuştan alınma.. “Şahin..”

Medyanın önünde suratını döküp, sert sert konuştuğuna bakan “evlilik yoluyla” gelen “Şahin..” soyadıyla yanılır..

“Bunda ne pençe vardır.. Bir geçirdi mi..” diye düşünerek kendini teselli eder..

Görülen o ki siyasetin “Boş çuvalı dik tutma işiyle..” iştigâl eden Hükümet Bayanı’nın pençesi neyim yok..

Pençenin sivri tırnaklarının yerinde, kızlık soyadı gibi “Kıymık” var..

Elini salladığında çizik bile atmıyor..

Alameti ortada.. Hükümet Adamları kafa kafaya verip, kadın milletinin işleriyle uğraşıyorlar.. Akılları fikirleri orada olduğundan başımıza “Kürtaj” meselesini sardılar..

Şahin görünümlü kıymıktan korkan da olmadı..

Meselenin özü bu zaten..

Erkek egemen toplumun cari kurallarını bile yeterli bulmayıp daha ağırlaştırmak isteyenlere karşı yutkunup duran bir hükümet bayanı..

Yetkisi yok, ağırlığı yok, bu toplumun okumuş kadınları ile senkronu hiç tutmuyor.. Kırmızı plakalıya binip tecavüz mahallerine, cinayet mahallerine koşturuyor..

“İtirazımız var..”

***



Bizim de var..

Erkek milletinin içinde yatan “tacavüz potansiyeli” ve ona alkışla destek veren kamu vicdanına karşı çaresizliğe..

O salınan on dokuz serseriyi yeniden içeri tıkacaksın da sonuç değişecek mi?

2003 yılında bir mahkûm, kaldığı cezaevinin duvarını delip, öte yakada tutuklu bulunan kadın mahkûmla cinsel ilişki kurdu..

Kadın mahkûm gebe kalıp doğurmasaydı, kasabanın şerifinin olaydan haberi bile olmayacaktı..

Erkeğimiz böyle zaptedilmezken senin başına dikildiğin bakanlığın esamesi bile okunmaz.. İstifa et bari..

Bir iki ağır lafla birlikte çarp istifa dilekçeni diğerlerinin suratına.. Çarp ki şahinliğine inanalım..

 

(GazeteVatan)

Selahattin DUMAN | Tüm Yazıları
Hits: 1436