Ruanda Hukuku ile Silivri Hukuku vö'ler...

~ 31.08.2012, Meriç VELİDEDEOĞLU ~

Geride bıraktığımız pazar günü, Leyla Tavşanoğlu yine çok aydınlatıcı SÖYLEŞİlerinden birini sundu biz Cumhuriyet okurlarına.

Bu ilginç söyleşide; uluslararası geçerliliği olan denetçibelgesine sahip başkontrolörgö- reviyle Hazine Müsteşarlığında çalışan -pek çok yolsuzluk dosyası inceleyen- ve 2011 seçimleriyle (CHP) İstanbul milletvekili seçilen Aykut Erdoğdu bakın ne diyor: Biz, Dünya Bankası çalışmalarında, dünyanın birçok ülkesindeki yolsuzlukları da inceledik.

Ama bizde bu dönemyaşananlar bence, Dünya Ekonomi Tarihine yazılacaktır. Gördüğümüz an dehşete kapıldığınız bu yolsuzluklar’, yapılanların sadece yüzde biri!”

Yolsuzlukların nasıl yapıldığını da şöyle açıklıyor Erdoğdu: Önce yolsuzluk yapacakları kaynağı buluyorlar. Daha sonra onu KANUNa uygun hale getiriyorlar!

Kentsel Dönüşüm Yasasını buna örnek olarak veren Erdoğdu: Bu yasa dünya tarihinin en büyük vurgununun yapılması üzerine hazırlandıdiyor.

Böylece, AKPiktidarının yasaları dolaysıyle hukuku kullanarak ne denli büyük çaplı ve organize yolsuzlukları gerçekleştirdiğini bir bir ortaya koyuyordu.

Hukukun hukuksuzlaştırılmasının; adaletsizlikin kaynağı durumuna getirilmesinin dört dörtlük başka örneklerini Silivri Mahkemelerindeki duruşmalarda dabol bol görmek olası...

Hukukçular -gerçek hukuk insanları- bu olan biteni kuşkusuz içlerine sindiremiyorlar; öyle ki Ergenekon Davasının ilk Başkanı Yargıç Köksal Şengün: Bu hukuk böyle gitmez! Güven yok!diyerek isyan etmişti (Haziran 2010).

“1500” yanlışı içeren Ergenekon iddianamesinin sorumlularından Savcı Zekeriya Öz; Silivri Hukukuolarak da adlandırılan bu durumu korumak için hemen vuruşa geçmiş, Yargıç Şengünü Adalet Bakanlığına şikâyet etmişti...

Bilmem anımsar mıyız bunları?

Elbette, geçen yılın Ağustosunda Başkan Yargıç Şeref Akçayın Balyoz Davasıiçin yazdığı şerhi de...

Yargıç Akçayın bu şerhini okuyunca, Silivride uygulanan hukuka neden Silivri Hukuku dendiğini insan çok daha iyi anlıyor.

O halde izninizle bir-iki alıntı aktaralım bu şerhden.

Yargıç Akçay: Mevcut delil durumuna göre yargılamanın yapılıp, sonunda verilecek karara göre sanıkların tutuklanıp, tutuklanmayacaklarına karar verilmesi gerekirken; duruşmalar başında, savunmalar dahi alınmadan’, sanıkların dosya oluşuna uygun olmayangerekçelerle tutuklanmalarıve tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi doğru değildiyor...

Ve şöyle de sürdürüyor: Bu durumun Anayasave yasalara ayrıca AİHM Sözleşmesi ile korunan doğal ve insani hakları olan adil yargılanma hakkını ortadan kaldırdığının daaltını çizerek...

Bir sanıkiçin solup alıp vermekgibi önemli, dahası yaşamsal olan bu hukuksalduruma öteki iki yargıçın karşı gelmesine (kararların genelde ikiye biroyla olumsuz çıkmasına) bizler çok şaşırıyoruz.

Simgesel Eylem Grubuolarak bunu, Silivriye gidişlerde -özellikle- dönüşlerde; otobüsde, minibüsde sık sık tartışıyoruz; ne ki içinden bir türlü çıkamıyoruz...

Hele içimizden birinin Sanıkların tutuklanması değil, serbest olarak yargılanması asıl olandır, kuralını ikide bir söylemesi büsbütün iç burkuyor!..

Üstelik bu Silivri Hukukuyetmezmiş gibi, bir de Bana Göre Hukukdenebilecek başka bir hukukuygulaması davar.

Balyoz Davasının 23 Ağustostaki “100.” duruşmasında MHP Milletvekili Em. Korg. Engin Alan -bir bakıma- bu hukuku anımsattı.

Ülkeyi bölmek isteyen PKK örgütü üyeliğiatılı suçuyla tutuklu olan Sabahat Tuncel; “2007”de milletvekili seçilince 10. Ağır Ceza Mahkemesi(başka bir yargıç heyeti) tarafından serbestbırakılmıştı; buna karşılık bu PKK örgütüyle mücadeleeden Korg. E. Alan; “2011”de milletvekili seçilince aynı bu mahkeme, onun tahliye talebini reddetti; işte bu çifteuygulamayı anımsattı Korg. E. Alan büyük bir içkırılmaile...

Dört dörtlük bu Bana Göre Hukuk!durumuna Yargıç Akçay: Mahkeme uygulamaları, uygulamayı yapan kişilere göre değişmez. Önceki tahliyeyi veren başka heyet olup, ben heyet olarak aynı görüşte değilim’, demek ve aynı konumdaki insanlara eşit muamele yapmamak hukukile bağdaşmaz. Bana Görediyen bir hukukolamaz!diye karşı geliyor...

Silivri tutuklularından Gen. Kur. Adli Müşv. Tümg. Hıfzı Çubuklunun kendi gibi hukukçuolan kızı Savunman Nazlı Çubuklu; bu hukuk türlerinin(!); Silivri Hukukunun, Bana Göre Hukukun mahkeme uygulamalarını -Hürriyetteki söyleşide- şöyle değerlendiriyor: Ruanda Soykırım Mahkemesi bile buradakilerden iyi!

Savunman N. Çubuklu, bir kabile devletolan Ruandada BMnin mahkemelerinde görev yapmış...

(Cumhuriyet)

Meriç VELİDEDEOĞLU | Tüm Yazıları
Hits: 1403