Şuppiluliama, burası Türkiye şaşırma!

~ 01.08.2012, Ümit ALAN ~

Hitti Kralı İkinci Şuppiluliuma heykelini gördünüz mü bilmiyorum? Hatay Demirköprü köyündeki Tel Tayinat höyüğünde yeni bulunan o gözleri faltaşı gibi açık heykelden söz ediyorum. Görür görmez, acaba neye şaşırmış bu kadar diye sorma isteğiyle dolup taşmıştım ki, dünkü Hürriyet’te Kanat Atkaya’nın yazısına “Şuppiluliuma’nın gözleri niye faltaşı gibi açık?” başlığını attığını gördüm. Kanat Atkaya, Hatay’da bulunan arkadaşı Ayşe Erdem’in kaleminden Şuppiluliuma neye şaşırdı sorusunun cevabını aktarmıştı. Yazıya göre Hatay’ın ve o coğrafyanın haline şaşırmıştı. Evet mantıklıydı ama bence Şuppiluliuma’yı bu kadar şaşırtan, gözlerini faltaşı gibi açtıran tek şey Hatay olamazdı. Acaba başka ne olabilirdi?

HER ŞEYDEN ÖNCE HEYKEL
Şuppiluliuma her şeyden önce bir defa heykeldi,  dönemin Türkiye’sinde heykel olarak dünyaya gelmenin ne anlama geldiğini duymuş olabilir miydi acaba? Sen 3 bin yıl toprak altında saklan, sonra heykellerin ucube diye parça pinçik edildiği ülkede gün yüzüne çık. Bence bu bir korku ifadesi başka bir şey olamaz. Ama Kral Şuppiluliuma,  ucubelikten paçayı kurtarabilirse bence kendini hazırlamalı, en basitinden bir gündeme bakayım neler oluyor dese, o gözler daha çok faltaşı gibi açılır. O yüzden hepimiz bu 3 bin yıl öncesinden gelen misafire

kendi üzerimize düşen misafirperverliği göstermeliyiz. Ben de üzerime düşeni yapıyor ve bu haftaki Köşe Vuruşu’nda şaşkın kralımız Şuppiluliuma’ya çok güncel örneklerle medyamızdan ve ülkemizden bahis açmak istiyorum.

MÜNFERİT ÖNEMLİ BİR MEVZUDUR
Sevgili Şuppiluliuma kral olduğun için iktidarın tabiatı gereği muhakkak bir takım vukuatların vardır. O kısmını tarihçilere arkeologlara bırakalım. Biz gelelim yakın tarihe sevgili Şuppiluliuma, bir ülkenin tarihinde Alevilere yönelik birden fazla katliam (Maraş, Çorum, Sivas, Kanlı Pazar) varken, Malatya’da Alevi vatandaşların evine yönelik saldırı, basit bir mahalle kavgası canım diye geçiştirilebilir. Ne de olsa medyamız, ölü yaralı hesabına göre çalışmaktadır. Ölü filan yoksa bu tehlikeli gerginliği işlemeye ve gerekli önlemlerin alınması için sorumlu yayıncılık yapmaya gerek yoktur. Bu yüzden ana akım medya konuyu hemen hemen hiç işlemez. Bu gerginliğe sebep olan koşullara hiç şöyle bakış atmaz. Abartmayın “münferit” der geçilir, daha büyüğü beklenir. “Böyle şeyleri hafife almayalım, sonu iyi gelmiyor diyenler” ise “provokatör” ilan edilir. O yüzden Şuppiluliuma münferit mevzusuna takılma, “münferit” de geç. Birileri ölünce de münferitlik yine bozulmaz ama  “devletimiz yaraları sarar” deme imkanı da eklenir yanına. Gerçi sen de kralsın bilirsin bu işleri ama.

ARADA O GÖZLERİ KAPA
Şimdi sevgili Şuppiluliuma, o gözleri faltaşı gibi açmışsın ama Türkiye’de yaşayacaksan bazı şeyleri görmezden gelmek şart. Mesela yurdun bir yeri Şemdinli. Orada bir şeyler oluyor belli, ama medyamız pek kurcalamaz öyle şeyleri. Birileri “gizlensin” dediyse gizlenecektir. Onlar izin verince “usülünce” açıklanır. Sen de kapa gözlerini Şemdinli’ye. Unut yani ne olacak? Bak bu tarafta plajda 50 liraya satılan lahmacunlar, öte yanda lüks iftarlar, bakıştığı kuzuyu yiyemeyecek kadar vicdanlı medya insanları. Ne yapacaksın Şemdinli’yi? Şaşıracak daha renkli şeyler varken gerek yok yani. Sen de kraldın vaktiyle yani şaşırma artık bunlara.

İŞİN ZOR SEVGİLİ ŞUPPİLULİAMA
Şimdi sevgili Şuppiluliuma, 3 bin yıldan sonra geldin, bu ara popülersin haliyle. O şaşkın halinle biraz sevimli de bulunmuş olabilirsin. Ama burada işler hiç belli olmaz. Sizin o coğrafyada bir “Esad” vardı hani, nasıl “Esed” oluverdi medyanın dilinde duysan biraz daha şaşırırsın. Zaten ismin epey zor, böyle şaşırmaya devam edersen o  görkemli Şuppiluliuma ismin Şıpıdık filan bir şey olur anlayamadan kalırsın. Bunlar iyi günlerin, ama sonuçta kraldın kesin epey vukuatın vardır, işler ters giderse döküverirler ortaya. Sonra Melih Gökçek’in Ankara’sında fıskıyeli havuza heykel olmaya razı olur, keşke bir HES inşaatının altına gömüleydim de medya beni görmeyeydi deyiverirsin. Velhasıl sevgili kardeşim, pardon kralım, hoş geldin sefalar getirdin, ama toprağın altında huzurla geçen o 3 bin yıldan sonra sen daha çok şaşırırsın burada.

(Birgün)

Ümit ALAN | Tüm Yazıları
Hits: 1406