Kürt Hareketinde Zana Çatlağı

~ 16.07.2012, İlker BELEK ~

Zana’nın Erdoğan ile görüşmesinin kapsamlı bir müdahalenin parçası olacağı belliydi.

Gelişmeler de bunu gösteriyor: Geçen hafta Diyarbakır merkezli olan ve Kürt hareketinin kimi önemli isimlerini içerse de ağırlıklı olarak dinci çevreleri temsil eden bir grup Zana’ya destek açıklaması yaptı. Hemen birkaç gün sonra ise, hükümet tarafı görüşmenin BDP ile PKK’yi rahatsız ettiğini belirtti. Bu durum AKP’yi pek sevindirmişti.

* * *

Zana, Kürt sorununun çözümü bakımından ayrı bir (taktiğin de ötesinde) stratejiyi açığa vurmuştur. Bu yaklaşım hükümetle değilse de Erdoğan ile birlikte davranılması gerektiği noktasında şekillenmektedir.

Demek ki Erdoğan ile siyasal İslamın diğer aktörlerinin Kürt sorununa yaklaşımları arasında yapısal farklılıklar bulunduğu düşünülmektedir. Görüşme talebine içkin tez, sorunu çözecek Erdoğan’ı engelleyen derin düzen aktörlerinin var olduğudur. Yanılgı da tam buradadır: Erdoğan bugün için derin ya da görünür düzenin kendisidir.

* * *

Zana’nın perspektifi PKK ile BDP’ninkilerden temelde farklıdır. Nitekim görüşme öncesinde PKK Zana’ya Erdoğan ile görüşmesinin doğru olmadığı imasında bulunurken, BDP kanadı görüşme sonrasında sessiz kalan bir tavrı ortaya koymuştur.

Bu farklılık ne yönde dallanır budaklanır şimdiden somut olarak tahmin etmek zordur. Ancak AKP’nin ve yerel dinci örgütlerin Zana’ya sahip çıkan tutumu düzen cephesinin Kürt hareketini Zana üzerinden bölmeye yöneleceğini açıkça göstermektedir.

* * *

Zana’nın görüşmeyi talep ettiğinde sürecin bu noktaya doğru evrileceğini tahmin etmemesi olanaksızdır. Dolayısıyla, farklı bir mücadele stratejisinin fitilini bilerek ateşlediğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Kürt hareketinin mücadele anlayışı hem biçim hem de içerik olarak pek çok bakımdan eleştirilebilir. Ancak Zana görüşmesiyle ortaya çıkan görüntü tamamen farklıdır. Kürt hareketinin çok bilinen, karizmatik ve güçlü bir taban desteğine sahip olduğu düşünülebilecek bir aktörü düzenin başına “vasilik” teklif etmektedir.

* * *

Kürt hareketinin mücadele stratejisinin içinde pazarlık unsuru hep ağırlıklı bir yer tutmuştu. Pazarlık olanağını canlı tutmak açısından Kürt yoksullarının ve Türkiye işçi sınıfının tarihsel-siyasal gereksinimlerinin görmezden gelindiği de olmuştu.

Zana ise bu kez pazarlık taktiklerinin gerektirdiği gevşeme hattının çok daha dışında bir konumlanışla bütün inisiyatifi başbakana teslim etmektedir. Üstelik bu başbakan BDP milletvekillerinin yüzünü görmeye bile tahammül edememektedir.

Başbakanın Zana’nın teklifini tereddütsüzce kabul etmesinin nedeni de Zana’nın çıkışının Kürt hareketi içinde tamamen farklı bir zemine oturuyor oluşunu fark etmiş olmasıdır.

* * *

Bütün bu nedenlerle Zana’nın tutumunun yalnızca siyasal değil artık sınıfsal bakımdan da oldukça heterojen bir görüntü veren Kürt hareketini parçalayıcı bir etkisinin olacağı söylenebilir.

En azından AKP-Cemaat cephesi bu gelişmeyi bu amaç doğrultusunda hızla değerlendirecektir.

* * *

Öte yandan, elle tutulur somut kazanımların elde edilemediği ve Kürt halkının silahlı mücadele ortamında beslenen yüksek beklentilerinin karşılanamadığı uzayan savaş koşullarında bu tür yarılmaların ortaya çıkması da kaçınılmazdır.

Bu gelişme de bir kez daha Kürt hareketinin, silahlı ya da silahsız ya da birlikte kendi göbeğini tek başına kesme olanağının bulunmadığını gösterir.

Türkiye’de Kürt sorunu bir düzen sorunudur ve düzeni çözmek için birleşik emek cephesine gerek vardır.

(SolHaber)

İlker BELEK | Tüm Yazıları
Hits: 1373