Başınıza Mor Gabriel Manastırı kadar taş düşsün!

~ 15.07.2012, Nihat BEHRAM ~

1975 yılıydı. Vatan Gazetesi’nde  çalıştığım  dönemde, jandarmanın köy baskınlarıyla ilgili röportaj yapmak için  Mardin bölgesine gitmiştim. Beni,  röportaj yapacağım köye götürecek arkadaşımla yola düşmüştük. İki köy arasındaki yol çakıllı, taşlı, patika bir yoldu. Kavurucu bir sıcak vardı.  Çok uzaklardan gelen üç kişi görmüştük. Arkadaşım, “Gelenler Süryani, o siyah giysili de Süryani rahip ya da papazıdır!” demişti. Bomboş arazide bir film sahnesi gibiydi.  Kesiştiğimizde selamlaşıp hâl hatır sormuştuk. Papaz, bir ara, “Yola susuz mu çıktınız?” diye sorup, arkadaşıma, “Hadi o konuk, bilmez, bu yola susuz çıkılır mı?” diye tatlı sert çıkışmış, su kabını uzatmıştı. “Yolumuz sizinkinden daha az, suyunuzu bitirmeyelim!” dediğimde, “Biz dönüyoruz, siz yeni gidiyorsunuz!” diye ısrar etmiş, bir iki yudumla yetineceğimi hissedince,  ”Beni susuz bırakacağını düşünüp içer gibi yapma, kana kana iç evlat! Senin susuzluğunu giderme duygum benim susuzluğumu da giderir!” demişti. Derinden duygulanmış, ömrümde ilk kez bir papaza sarılmıştım. O duygu ve o söz bugüne dek içimde hep aynı tazelikte kaldı.


Mor Gabriel Manastırı’nın izi de içimde o günlerden kalmadır. M.S 397’de yapılan bu 1700 yıllık yapı, gören insanı büyüleyecek denli etkilidir. Süryaniler, kültürlerinde çok önemli yeri olan Süryani bilgin, filozof ve din adamı Mor (Aziz) Gabriel’i, yüzlerce yıldır bu manastırda toplanıp anarlar. Bu anmalara binlerce Süryani katılır. Bu manastır o kültürün kalbidir.


2008’de üç köy muhtarının başvurusu sonunda, 1700 yıllık Manastır’ın arazisi  için Hazine birdenbire, “Taşlık kayalık alanlar olduğu ve tarıma elverişli olmadığı için devlet tasarrufu altına alınmasına” hükmetti!  Davalar sonunda da geçtiğimiz günlerde Yargıtay bu kararı onadı. Araziye el konuldu! 1700 yıllık Mor Gabriel Manastırı, oldu mu sana ‘toprak işgalcisi’!


AKP döneminde, her şekliyle halklara düşmanlığın, planlı programlı olarak, dizilmiş tespih taneleri gibi çekildiği artık çok açık değil mi?  O halk için bu arazinin maddi değeri hiç önemli değil ama kutsal ve manevi değerinin parayla ölçülmesi mümkün mü? Bunu devlet bilmiyor mu? Süryaniler 5 bin yıldır orada. O dönemde ne TC vardı dünyada ne Hz. Muhammed!


Başbakan dünyayı dolaşırken “Bütün dinlere eşit uzaklık ve azınlıklar açılımı” türü şovlar yapmaya çok meraklı! Sonra? Sonrası bu: Değişik  kültür ve inançlara karşı ırkçı ve dışlayıcı tutum. Batman’da tarihi Süryani kilisesinden yazıt ve işlemeli binlerce yıllık stellerin sökülüp Hanlı Köyü Camisi’ne merdiven yapılması; tarihi Yuhanun Kilisesi’nin AKP döneminde 3 kez soyulması ve son soygunda 1700 yıllık Çan ve İncil’in çalınması; 2009 yılında 10. sınıf  tarih dersi kitaplarına Süryanileri Osmanlı’ya karşı ‘hain’ gösteren eklemeler yapılması....say ki say!


Kendi dışındaki halkın kültür ve tarih mirasını tanımazlık da soykırıma dahildir. İçleri de acımıyor! Yok ki, nasıl acısın! İç diye bildikleri, mide ve bağırsak!  Bu ‘iç’ te vicdan ne arar?


AKP “Süryanileri Türkiye’de istemiyoruz” anlamında işler mi yapıyor, eh, Anadolu ve Mezopotamya’nın en eski yerlilerinden  Süryanilere  düşen de “AKP’yi istemiyoruz! Kutsal olan arazimizi istiyor ve alacağız!” mücadelesini dünyaya yaymaktır. Mor Gabriel adına!


Bakalım AKP’nin mi geleceği var, Süryanilerin mi?

______________________________________
Süryani Atasözü: “Geçmişi yadsıyanın geleceği olamaz!”

(Yurt Gazetesi)

Nihat BEHRAM | Tüm Yazıları
Hits: 2214