YARGI REFORMU (3): Özgürlüğe yeni güvence Özgürlükler Hâkimi

~ 07.07.2012, Sedat ERGİN ~

GEÇEN hafta sonu TBMM’den geçen üçüncü yargı paketinin içinden çıkan en ilginç sürpriz basında “Özgürlükler Hâkimi” diye adlandırılan müessesenin kurulmuş olmasıdır.

 

Bu hâkimler, ÖYM’lerin yerini alacak terörle mücadele mahkemelerinin (TMM) bakacağı suçlarda “soruşturma aşamasında”
şüphelilerin özgürlüklerinin kısıtlanmasıyla ilgili hukuki tasarruflardan sorumlu olacak.

ÖYM’LERİN UYGULAMALARINA TEPKİ

Savcıların soruşturma aşamasında sanıklarla ilgili arama, el koyma, yakalama, gözaltına alma, tutuklama ve iletişimin tespiti gibi taleplerini değerlendirip karara bağlama yetkisi bu hâkimlerde olacak.
Getirilen sistemle, soruşturma aşamasında bu kararları almakla yetkili hâkimler ve iddianame hazırlandıktan sonra davaya bakacak mahkeme heyetindeki hâkimler birbirinden ayrılıyor, araya kalın bir duvar çekiliyor.
Peki, Avrupa’da da benzerleri olan bu düzenlemeye neden ihtiyaç duyuldu? Bunun gerisinde, özel yetkili mahkemelerde (ÖYM) neredeyse her şüphelinin demir parmaklıklar arkasına atıldığı çok katı bir tutuklama rejiminin uygulanmış olmasının yarattığı rahatsızlık ve AİHM’den bu konuda çıkan sayısız mahkûmiyet kararı yatıyor.
Yasanın gerekçesinde bu düzenleme için “Soruşturma aşamasındaki kararların yargılamaya katılmayacak olan hâkim tarafından verilmesi öngörülmek suretiyle bilahare, davaya bakacak olan mahkemenin
üyesi olarak da görev
yapmasından kaynaklanabilecek sakıncaların giderilmesi amaçlanmıştır” deniliyor.

İBRAHİM OKUR VE RIZA TÜRMEN’DEN DESTEK

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 1’inci Daire Başkanı İbrahim Okur, geçen çarşamba günü Star gazetesinden Lütfi Kaplan’a verdiği demeçte, bu sakıncaları şöyle anlatıyor:
“Uygulamada bu konuda çok sıkıntı vardı. Tutuklama kararlarını üye hâkim veriyordu. Aynı hâkim daha sonra hakkında tutuklama kararı verdiği kişinin yargılamasına katılıyordu. Bu da ihsas-ı rey olarak değerlendirilerek reddi hâkim taleplerine yol açıyordu. Düzenlemeyle bunun önüne geçilmiş oldu. Düzenleme olumlu olmuştur.”
Tam 9 yıl süreyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde yargıç olarak görev yapmış olan CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen de düzenlemeye olumlu yaklaşıyor:
“Soruşturma aşamasında özellikle tutuklama kararlarının, davanın esasına bakan hâkimden farklı bir hâkim tarafından alınması ilke bakımından doğru bir karardır. Çünkü bizde hâkimler tarafından anlaşılmayan bir gerçek var. O da, tutuklama ile davanın esasının birbirlerinden tamamen ayrı ve bağımsız olduklarıdır. Yargıç tutuklamayı esas davanın bir parçası olarak gördüğü içindir ki, tutuklama kararı verirken davanın esasından etkileniyordu.”
Bununla birlikte Türmen, “tutuklama rejiminde çok köklü bir değişiklik olmadığı için bu düzenlemenin getireceği yararların sınırlı kalabileceği” görüşünde. Türmen, “Özgürlükçü yargıçlar mı olacaklar yoksa siyasi iktidarın taleplerine göre mi hareket edecekler? Bütün bunları, uygulamayı görmemiz gerekiyor” diye konuşuyor.

ÖNEMLİ OLAN HÂKİMİN ZİHNİYETİ

 Altını çizmemiz gereken noktalardan biri, bu hâkimlerin görev talimatının yalnızca yeni kurulacak mahkemelerin bakacakları soruşturmalarla sınırlı olmasıdır. İkincisi, yargılama başladığı anda özgürlükler hâkiminin yetkisi sona erecek, tutuklama tedbirleriyle ilgili yetki davaya bakan mahkeme heyetine geçecektir. Mahkeme heyetinin sanığı tutuklama yoluna gitmesi olasılığı teknik olarak ortadan kalkmış değil.
Üçüncüsü, ÖYM’lerde KCK, Balyoz, Ergenekon gibi davalardan tutuklu bulunan sanıkların bu düzenlemeden yararlanabilmeleri söz konusu değil. Bu sanıklar, ancak TBMM’den geçen üçüncü yargı paketinde tutukluluk rejimiyle ilgili getirilen genel iyileştirmelerden yararlanabilecek.
Yeni düzenlemenin bir sakıncası şurada: Bu hâkimler, yalnızca TMM’lerin baktığı soruşturmalarda görev yapacakları için, normal ağır ceza mahkemelerinde soruşturulan şüphelilerin bu müesseseden yararlanamayacak olması bir eşitsizlik yaratıyor. Bu nedenle düzenlemenin diğer mahkemelere de teşmil edilmesi gerekebilir.
Her halükârda, getirilen sistemin başarısı büyük ölçüde yapılacak atamalara bakıyor. Bu görevlere AİHM içtihatlarını özümlemiş, bireylerin haklarını devletin çıkarları üstünde tutan, önlerine gelen dosyaları özgürlükçü bir anlayışla yorumlayacak, kıdem sahibi, tecrübeli hâkimlerin atanması gerekiyor. Böyle bir anlayışla uygulanması koşuluyla düzenleme olumlu gözüküyor. Aksi takdirde başa dönebiliriz.   (Devam edecek)

(Hürriyet)

Sedat ERGİN | Tüm Yazıları
Hits: 1714