TTB ve Meslek Odalarının Geleceği

~ 28.06.2012, Prof. Dr. A. Özdemir AKTAN ~

Seçim yolu ile ele geçirilemeyen TTB ve diğer meslek odalarını güçsüz kılıp işlevsizleştirmek, sesini kesmek, mali kaynaklarını yok etmek ve üye sayısını azaltarak küçültmek, demokrasi adına yola çıkan AKP iktidarının yeni misyonu olarak görülmektedir.


Türk Tabipleri Birliği (TTB) 1953 yılında 6023 sayılı yasa ile kurulmuş ve 87.000 üyesi ile Türkiyenin ve dünyanın önde gelen meslek odalarından biridir. Kurulduğu günden beri hekimlik değerlerini önceleyen ve halkın sağlık hakkını koruyan politikalarından hiçbir dönemde taviz vermeyen TTB, meslektaşlarının özlük haklarının korunması yanında, demokrasi, barış, özgürlük ve laikliğin savunuculuğunu hep sürdürmüştür. İdam cezasına karşı çıkan eski başkanlardan Prof. Dr. Nusret Fişek ve yönetim kurulu üyeleri yargılanmış, savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurgulayarak savaş kavramının hekimlerin dünyasında olamayacağını vurgulayan, cezaevlerindeki açlık grevlerini insani boyutu ile ele alan TTB yönetimleri eleştiri oklarına hedef olmuşlardır. Ancak bu ve benzeri tutumlar TTByi kamuoyunda diğer meslek odaları arasında farklı bir konuma yerleştirmiştir. 2011de kamu kurumu niteliğindeki 9 meslek odası ile ilgili Liberal Düşünce Topluluğu tarafından yapılan kamuoyu araştırmasında, topluma daha yakın olma, siyasi parti ve devletin etkisinden uzak olma ve demokrasiden yana olma gibi başlıklarda TTB diğer meslek kuruluşları arasında hep birinci sırada yer almaktadır. Araştırmada Tabip Odaları Sizce odanız sizi temsil ediyor musorusunda da en yüksek olumlu yanıtı almaktadır.

TTB, Sağlıkta Dönüşüm olarak adlandırılan sağlığın özelleştirme programını, halkın sağlık hakkını zora sokan, hekimlik ortamını ve özlük hakları yok eden bir süreç olarak görüp karşı çıkmaktadır. Ancak mevcut AKP iktidarı, aykırı seslerin çıkmasından memnun olmamaktadır. Tabip Odaları seçimlerine geçmiş seçimlerde yüklenilmesine rağmen gerek TTB ve gerekse de diğer meslek odaları seçimlerinde iktidara yakın gruplar yönetime gelememişlerdir. Seçim ile meslek odalarını ele geçiremeyen iktidar, TBMM çoğunluğunu kullanarak yasal düzenlemeler ile odaların gelirlerini azaltmak, etki alanlarını kısıtlamak ve odaların görevlerini ilgili bakanlıklara almak yolunda adımlar atmaktan çekinmemekte ve açıkça demokratik kuralları çiğnemektedir.

TBMM açık ve çalışır halde iken, Meclisteki milletvekillerinin haberi bile olmadan, 2 Kasım 2011de bir gecede çıkarılan 663 sayılı kanun hükmünde kararname ile TTBnin yasası ile belirlenen hekimliğin kamu ve kişi yararı için gelişmesini sağlamakgörevi iptal edilmiştir. Hekimler mesleklerini kamu ve kişi yararına yapmayacaklarsa ne için yapacaklarını haklı olarak merak etmektedirler. Yine aynı kararname içerisinde sağlık alanındaki düzenlemeler köklü değişikliklere uğradı. Kararnamede, yeni kurulan Sağlık Meslekleri Kurulunun teşkil nedeni ve görevi, Sağlık mesleklerinde eğitim müfredatı, mesleki alan ve dal belirlemesi gibi mesleki düzenlemelerde ve istihdam planlamalarında görüş bildirmek, mesleki yeterlilik değerlendirmesi yapmak, mesleki müeyyide uygulamak, etik ilkeleri belirlemekolarak tanımlanmıştır. Bu tanımlanan görevlerin her biri kendi alanındaki uzmanlardan oluşan, birbiriyle ilgili olmakla birlikte bağımsız çalışan kurulların oluşumunu gerektirir. Evrensel etik, hukuki ilke ve kurallar, mesleki değerler ilke ve normu belirleyenin, değerlendirmeyi yapan organın ve yaptırımı uygulayanın ayrı yapılar olmasını gerektirir. Dünya örneklerinde bu görevler meslek örgütleri tarafından yürütülmektedir. Türkiyede ise tüm mesleki faaliyetlerin Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülmesi arzulanmaktadır.

Yaşanan bu antidemokratik uygulamaya karşı hekimlere destek olmak adına Dünya Tabipleri Birliğini Brezilyalı Başkanı Dr. Jose Luiz Gomez do Amaral ve Dünya Tabipleri Birliği Konseyinin Avustralyalı Başkanı Dr. Mukesh Haikerwal Türkiyeye geldi ve İstanbulda düzenledikleri basın toplantısında, 663 sayılı kanun hükmünde kararname ile yapılan düzenlemeleri kınadıklarını belirtti. Her ülkedeki hekimlerin, meslek odaları tarafından yönlendirilmesi gerektiği noktası vurgulandı. Aynı karar Pragda yapılan Dünya Tabipleri Birliği Kongresi sonuç bildirgesinde de yer aldı. Dünya Tabipleri Birliği, 100 ülkenin tabipler birliğini temsil etmektedir. Bu kararname ile ilgili yasal süreç de ülke içerisinde devam etmektedir.

Bunlara ek olarak Tabip Odalarının seçim sistemi değiştirilmek istenmekte, birden fazla meslek örgütü kurma arzusu dile getirilmekte ve zorunlu üye sayısını azaltmak yolunda çalışmalar yapılmaktadır. Yeni yapılması planlanan anayasada meslek odalarını nasıl bir sürprizin beklediği ise bilinmemektedir. Özgürlüklerden söz ederek yola çıkan bir iktidarın, meslek odalarının işlevini yok etmeye çalışması ve sesini kısma arzusu ilginç bir paradoks oluşturmaktadır. Bu uygulamalar TTB gibi diğer meslek odaları için de yürürlüğe konulmaktadır. Seçim yolu ile ele geçirilemeyen TTB ve diğer meslek odalarını güçsüz kılıp işlevsizleştirmek, sesini kesmek, mali kaynaklarını yok etmek ve üye sayısını azaltarak küçültmek, demokrasi adına yola çıkan AKP iktidarının yeni misyonu olarak görülmektedir.

Prof. Dr. A. Özdemir AKTAN
Türk Tabipleri Birliği 2. Başkanı

(Cumhuriyet)

Prof. Dr. A. Özdemir AKTAN | Tüm Yazıları
Hits: 1622