HSYK'dan savcı açıklaması

~ 14.06.2012, Sedat ERGİN ~

GEÇEN salı günü çıkan “Pankart Davası Milli Davamızdır” başlığını taşıyan yazım, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşurken “Parasız Eğitim Hakkımızdır” yazan bir pankart açan üç üniversiteli gencin İstanbul’daki özel yetkili ağır ceza mahkemesi tarafından değişen sürelerde hapis cezalarına çarptırılmasını konu alıyordu.
 

Bu yazıyla ilgili olarak dün Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan bir açıklama aldım.

Bu açıklamayı tetikleyen, yazımın içinde HSYK’yı ilgilendiren bir ifadenin geçmesiydi. Yazımda, Savcı Kasım İlimoğlu’nun sanıklar hakkındaki “suçlamaların yasal dayanaklarının oluşmadığını” belirterek beraatlarını talep etmesinden bir süre sonra “HSYK tarafından özel yetkileri kaldırılarak Büyükçekmece Adliyesi’ne düz savcı olarak gönderildiğini” belirtmiştim.

İlimoğlu’nun yerine gelen yeni savcı ise “Bu sanıklar örgüt üyesidir” kanaatiyle pankartçı gençler hakkında 15 yıl hapis cezası istemişti.

HSYK: SAVCIYA DİSİPLİN CEZASI VERDİK, ÇÜNKÜ...

HSYK’nın açıklamasında, yazımda “hatalı bilgiye dayalı yorumlar bulunduğu” belirtilerek, şöyle deniliyor:
“Adı geçen cumhuriyet savcısının İstanbul (CMK 250. madde ile yetkili) Cumhuriyet Başsavcılığına atanmadan önce 2009 yılında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığında görev yaptığı sırada hakkında ‘Görevin ifasında gerekli özeni ve duyarlılığı göstermediği’ iddiasından dolayı başlatılan disiplin soruşturması kapsamında;
Kurulumuzun İkinci Dairesinin 21.04.2011 gün ve 147 sayılı kararı ile uhdesinde bulunan 1480 soruşturma evrakından 541 tanesini 4 ay ile 1 yıl 3 ay 8 güne varan süreler ile işlemsiz bıraktığı gerekçesi ile verilmiş olan disiplin cezası (2802 sayılı yasanın 65. maddesinin (I) bendi ve 70/2. maddesi gereğince iki gün aylıktan kesme cezası verilmiştir.) ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının görüş yazısı dikkate alınarak görev yaptığı İstanbul (CMK 250. madde ile yetkili) Cumhuriyet Başsavcılığından Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına atanmasına 19.06.2011 tarihinde Kurulumuzun Birinci Dairesi tarafından karar verilmiştir.

Yargı teşkilatında görev yapan herhangi bir hakim ve savcının hukuki görüş, mütalaa ve hüküm gibi yargılama işlemlerinin Kurulumuz tarafından bilinmesi ve takip edilmesi mümkün olmadığı gibi ilgilinin İstanbul (CMK 250. madde ile yetkili) Cumhuriyet Başsavcılığında görevli iken mahkemede vermiş olduğu söz konusu mütalaanın Kurulumuz tarafından bilinmesi de mümkün değildir. Yargı ve delilleri değerlendirme yetkisinin kullanılmasından ibaret olan işlemlerden dolayı herhangi bir hakim ve savcı hakkında atama işlemleri yapılması mümkün değildir.”

İTİRAZ DA REDDEDİLMİŞ

Savcı İlimoğlu, sanıkların beraatını talep ettiği mütalaasını pankartçı gençlerin yargılandığı davanın 24 Mayıs 2011 tarihli duruşmasında vermiş. HSYK’nın açıklamasından, İlimoğlu hakkındaki disiplin cezasının bir ay kadar önce 21 Nisan 2011 tarihinde alındığı anlaşılıyor.

İlimoğlu’nun Beşiktaş Adliyesi’nden Büyükçekmece Adliyesi’ne atanması tarihi ise 19 Haziran 2011. HSYK’nın açıklamasından, bu atama kararında disiplin cezasının yanı sıra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “görüş yazısı”nın da bir faktör olduğu ortaya çıkıyor.

Dikkatimi çeken nokta, İlimoğlu hakkında verilen disiplin cezasının gerekçesidir. Gerekçe, gecikmeli işlem yapmaktır. Açıklamadan, savcının gelen evrakların yüzde 63’ünü zamanında sonuçlandırdığı, buna karşılık yüzde 37’sinde gecikmeli işlem yaptığı, bu durumun da bir disiplin suçu oluşturduğu ortaya çıkıyor.
Öğrendiğime göre, İlimoğlu HSYK’ya hem disiplin cezası hem de atama kararı nedeniyle itirazda bulunmuş, ancak her iki başvurusu da geçen yıl aralık ayı sonunda HSYK tarafından reddedilmiş. Her iki ret kararı da HSYK Genel Kurulu’nda oy çokluğuyla alınmış.

İlimoğlu’nun o tarihte Beşiktaş Adliyesi’nde bulunan özel yetkili mahkemelere 2009 yılı başında atandığı, bundan önceki görev yeri olan Bakırköy Adliyesi’ndeki tasarruflarının soruşturma konusu olmasının bu tarihten bir süre sonra başladığı anlaşılıyor.

HSYK’nın bir savcıya evraklarda gecikmeli bir şekilde işlem yapmasından dolayı disiplin cezası vermesinin yargının ağır işlemesiyle ilgili tartışmaların yoğun bir şekilde sürdüğü bir dönemde Türk kamuoyuna da ilginç geleceğini düşünüyorum.

(Hürriyet)

Sedat ERGİN | Tüm Yazıları
Hits: 1895