GENEL KURMAY 6191 SAYILI YASANIN NERESİNDE...

~ 16.05.2012, Av. Bahattin YAVUZ ~
Sevgili irticacı ve komünistci silah arkadaşlarım, 6191 sayılı yasa üzerine yazdığım yazılardan 4 cüsü ile karşınıza gelmek istiyorum.
Bu yazımda, sayın Genel Kurmay Başkanımla konuşmak geldi içimden. 6191 sayılı yasa ne menem şeymiş ki, irticacı ve komünistlere Albaylık hakkı verildi, verilemesine lakin, gel gör ki, önceki Genel Kurmay Başkanım Işık KOŞANER ile şimdiki Genel Kurmay Başkanım Org. Necdel ÖZEL abimiz bu 6191 sayılı yasa hakkında ne düşünür, ne düşünmez bir bildiğim olmamıştır şu ana kadar.
         
          Gelelim bu günkü yazımıza…
 
          6191 sayılı yasa, mezardaki bir ölünün diriltilmesinden farksız olmuştur. Böyle bir yasa ne Osmanlı İmparatorluğunda olmuştur ve nede Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinin hiç birinin döneminde görülmemiştir.
          Bu nasıl bir yasadır ki, dünya tarihinde eşi benzeri görülmeyen bir devrim yaratmıştır! Bu yasa Genel Kurmay Başkanlıklarının 1971 yılında uyguladıkları saçmalığı, 1980 yılında uyguladıkları işkenceyi ve 1997 yılında uyguladıkları haksızlığı yok sayan ve bir buldozer gibi ezip geçen bir yasadır. Bu yasa, 1.542 kişiye bir haksız fiil uygulandığının tespitini yaparak, bu sorumluluğun bedelinin  bir nebze olsun MSB.lığı tarafından iade edilmesidir.
          Peki bu yasa, 1971 yılından bu güne TSK de görev yapmış tüm Genel Kurmay Başkanlıkları yok farzedilerek mi yürürlüğe girmiştir. Hayır, hayır bu münkün değildir. Bu yasa çıktığı zaman, Genel Kurmay Başkanı olarak Orgeneral Işık KOŞANER görev başında bulunmaktaydı ve bunun icazeti ile yol alınmıştır. Bu Genel Kurmay Başkanı bu yasanın çıkmasında nasıl bir tavır takınmıştır? Katkısı olmuş mu? Haksızlıklar konusunda bir düzeltmesi olmuş mu? Eleştirdiği, karşı çıktığı yanları hakkında bir görüşü olmuş mu? En çok merak edilen konular bunlar tabii…
          Sayın Genel Kurmay Başkanı bu yasanın çıkması aşamasında ne yapmıştır. Hükumet ile ne konuşmuştur. Bu yasanın nerelerine karşı koymuş ve nerelerine sessiz kalmıştır. Çünkü ortada çok vahim bir durum vardır. Nasıl olmasın ki;
          Şeriatçı, İrticacı ve mürtecilere,
          Yasa dışı görüşü benimseyenlere,
          Aşırı sol görüşü benimseyenlere,
          Sakıncalı personele,
          Vatan hainlerine,
          Komünistlere,
          Bölücülere,
          Atatürk düşmanlarına, bir hak veriliyor ki dostlar başına…
          Devletin sahibi olduğuna ve tüm bu işlerde tamamen doğru yaptığına inanan Genel Kurmay Başkanlığı bu yasa çıkarken ve uygulanırken nasıl bir tahammül ve sabır göstermiştir. Gerçekten kutlanması ve saygı duyulması gereken bir olgunluk olduğuna inanıyoruz. Hey gidi yıllar hey, nereden nereye… daha çok şey göreceğiz galiba….
          Yoksa şimdi kendisi, vatan haini mi? Komünist mi? Aşırı sol Görüşleri benimseyen biri mi? Yoksa İrtica mı ? olmuştur.
          Olmamışsa bu konuda devletin sahibi olarak bunu nasıl kabul etmiştir. Yoksa teslim bayrağını mı çekmiştir.
          Sevgili Genel Kurmay Başkanım, şayet bu tez doğru değilse bunun tersi nedir ?
          Sizin, Vatan hainidir dediğiniz mürteci, komünist tayfası gerçek vatanseverler midir? Şu andaki düşünceniz 30 yıl önce olmasaydı, bu hükümet yanlılarının söylediği gibi şimdi 50-60.000 Dolar gibi bir milli gelire mi sahip olacaktık.
          Sayın Genel Kurmay Başkanım, sizlerin görüşlerinize saygım büyüktür. Mustafa Kemal’in kurduğu bu Türk Yurdunda ve Anadolu Coğrafyasında bir tek Silahlı Kuvevetlerimiz var, o da Türk Silahlı Kuvvetleridir. İkinci bir Silahlı Kuvvetlerimiz olmamıştır ve olamazda. Bu nedenle Silahlı Kuvvetlerimizi kötülemeye eleştirmeye hakkımız da yoktur, yetkimizde.     Bizim eleştirmeye hakkımız yoktur, lakin söz söylemeye, doğru yolu göstermeye hakkımız olduğu da Mustafa Kemal’ in ocağından yetişmiş biri olarak buna inananlardanız.
          Bu günlere gelinmesinin günahının, bu irticacı tayfası ile komünistler dediğimiz bu subaylara tahammül gösterilmediğinden kaynaklandığı hiç akıllara gelmiş midir? Bunlar SS döneminin Yahudi’leri gibi fişlenenler, horlananlar, hor görülenler ve insan olarak görülmeyen bu subaylar kimlerdir, hiç düşündünüz mü?. Bunların irticacı, bunların komünist olmadığını sizler biliyordunuz. Peki bunları bile bile 30-40 yıl içinde bunları harcamaya, eza ceza çektirmeye hayatlarını karartmaya, ailelerini per perişan yapmaya, anne ve babalarına karşı mahcup duruma düşürmeye ve bunlara rıza gösterilmesinde, vicdan azabı çeken bir Genel Kurmay Başkanımız olmuş mudur acep?.
          Sakın yanlış anlamayın, hak verilenler vatan hainide olsa , komünist de olsa, irticacı da olsa, Silahlı Kuvvetler mensuplarını sizlerin tayin ettiğiniz komisyonlar, araştırmacılar, güvenlik soruşturmacıları ve değerlendirmelerle Türk olduğu için TSK safına katmışladır. Bunlar Anadolu Halkı tarafından, TSK safına şehit olsunlar diye ana ve babalar tarafından verilen çocuklardır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Lakin bu sersefil olmuş, sürülmüş, onurları kırılmış, kırk yıldır ezilmiş, fakat onurlarını hep dik tutumuş bu personelinize bir çift kelam söyleyecek bir zamanınız hiç olmayacak mı sayın Genel Kurmay Başkanım ? Bu olabilir mi? olması gerekmez mi?.
          Biz 21 Yüzyılda bu Ordunun en büyük Komutanının, bu hak alan insancıklara bir kelam söylenmesi zamanının geldiği ve kırık gururlarının bir nebze olsun manevi röntgen cihazından geçirilmesi gerektiğine inananlardanız. Buna ihtiyaçlarının var olduğuna ve bunun da zorunlu olduğu kanaatini taşıyoruz. Bunun bir Mustafa Kemal iradesi ve direktifi olduğunu da unutmamalıyız. Ya hiçbir zaman bu hainlere haklarını mezara girinceye kadar vermeyecektiniz, yada bu hakkın verilmesine sessiz kaldı iseniz, bunların gururlarını da mezardan önce teslim etmeniz gerekmektedir. Tarih bu görevi size vermekte ve zorlamaktadır.
          Artık modern ve teknolojik çağa girdiğimizden, mernis sisteminde bunların herbirinin adresleri mevcuttur. Ya bir mektup, ya bir kart yada bir kelam, bu iş için yeter de artar bile. Bunu da yapamazsanızda hani, bu hainlerden en irticacı, en komünisti, en aşırı sol görüşlü birer aileyle bile olsa, Genel Kurmay Başkanlığı Gazinosunda veya yemekhanesinde eşleriyle, çocuklarıyla ve de torunlarıyla bir çay, bir gazoz içmeye çağırarak göz göze gelmekte hani yeterde artar bile.
           Bu fani dünyada bir silah arkadaşlığı bunu gerektirmez mi? sayın Genel Kurmay Başkanım…..14.05.2012

                                                                     Av.Bahattin YAVUZ

Av. Bahattin YAVUZ | Tüm Yazıları
Hits: 3857