Karanlıktan Sızan Işık

~ 09.05.2012, Güray ÖZ ~

Avrupanın iki önemli ülkesinde iktidarlar yıkıldı. Fransada ikinci kez seçim kazanmayı başaramayan, oylarını yabancı düşmanlığı, hırçın, saldırgan bir dış politika ile arttırmayı deneyen Sarkozy giderken, Avrupa Birliğinde de yeni bir krizin tetiğini çekti. Şimdi ABnin ünlü Almanya - Fransa işbirliğinin koşulları yeniden gözden geçirilecektir. Kuşkusuz bu, ABde köklü bir değişim, bir altüst oluş anlamına gelmiyor, yine de kriz yönetimi konusunda farklı bir tartışma yaşayacağımız kesindir. İçeride göçmenlere düşmanlık, dışarıda Libya örneğinde görüldüğü gibi saldırganlık politikası -bu politika size de tanıdık geliyor mu?- işe yaramamış, ters tepmiştir. Afganistan dağlarında kalmakta ısrarlı Merkel ve yandaşlarını zora sokacak olan ekonomik kriz yönetiminin yanı sıra bu sonuç olacaktır.

Ama öteki AB üyesinde, Yunanistanda olup bitenler Merkel ve ait olduğu küresel çevreler için daha da ürkütücüdür.

***

Yunanistanda durum daha değişiktir. Önce bir çarıklı erkânı harp söylemini, Yunan halkının har vurup harman savurduğu, çalışmadan kazandığı, meyhanelerden çıkmadığı için ülkenin krize girdiği mavalını bir kenara bırakılım.

Gerçek öyle değildir. Gerçek, sosyal demokrat ve merkez sağ politikaların ülkeyi, ekonomiyi iyi değil, hiç yönetemediği, yönetilenlerinse durumdan hiç ama hiç hoşnut olmadığıdır. Bu somut durumun arkasında ise ABnin Yunanistan ile ilgili projelerinin iflası yatıyor.

Peki şimdi Yunanistanda durum nedir, bundan sonra ne olacak?

***

Yunan halkı sosyal demokrat PASOK ve merkez sağ Yeni Demokrasi Partisini cezalandırdı. Ekonomik kriz nedeniyle ayaklanan yığınların ise üçe bölündüğü görülüyor. Önceki seçimlerde yüzde 3lük barajı ancak geçen, liderliğini Snaspismos Başkanı Alexis Tsiprasın yaptığı Radikal Sol İttifak SYRIZA oylarını arttırarak ikinci parti konumuna yükseldi. Yunanistan Komünist Partisi KKE de yüzde 8i geçen bir oyla parlamentoda 25 milletvekilliği kazanmış görünüyor. Yüzde 10u geçen Demokratik Solu da kaydetmek gerekiyor.

Krizden kaynaklanan hoşnutsuzluğu yüzde 6lık bir oya çeviren tehlikeli güç ise ne yazık ki aşırı sağ, yabancı düşmanı, Nazi özentisi parti oldu. Bu tablonun önümüzdeki yıllarda Avrupanın diğer ülkelerinde de tekrarlanması beklenmelidir.

Özellikle de Almanyada.

***

Bundan sonra Yunanistanı bekleyen, kriz sonrası yaşanan yönetilememe durumunun derinleşmesidir. Güçlenen SYRIZAnın komünistlerle bir azınlık koalisyonu kurması, PASOKtan, Demokratik Soldan alınacak bir dış destekle kıl payı bir iktidarı teorik olarak mümkün kılsa bile iki nedenle olanaksızdır.

Birinci neden, Yunanistan Komünist Partisi KKE Genel Sekreteri Aleka Papariganın böyle bir koalisyona kesin bir dille hayır demesi, diğeri de ülke ekonomisinin yönetimini tümüyle eline almış olan ABnin ve kuşkusuz küresel sermayenin böyle bir maceraya hayır diyecek olmasıdır.

KKE ise daha radikal bir değişiklik için, umudu diğer partilerde arayanlara ulaşmak için harekete geçeceğini ilan etmiş bulunuyor.

***

Yunanistana iyi bakmak gerekiyor. Özellikle Türkiye solunun ütopyanın daha yakın bir hayale, hayalin elle tutulur bir olanağa dönüşme süreçlerini iyi izlemesinde yarar vardır. Yunanistanda solun, KKE ve SYRIZAnın gelişimi farklı bir sürece işaret ediyor. SYRIZAnın oylarının rekor düzeyde artması halktaki değişim isteğinin yükseldiğini, KKEnin radikal değişim, devrim isteğininse bir kenara atılmadığını gösteriyor.

Daha uzak olabilir, ama küresel piyasa güçlerinin dünyanın başına geçirdiği gözleri kör eden siyah kukuletada delikler açılabiliyor. Gerçek bir kere görüldüğü zaman her şeye hâkim gibi görünen kralın çıplak olduğunu bir söyleyen mutlaka çıkar. Halkın da çıplak krala gülmeye başlaması o zaman an meselesi olur.

Karanlık, küçücük bir delikten sızan ışıkla gücünü yitirir her zaman.

(Cumhuriyet)

Güray ÖZ | Tüm Yazıları
Hits: 1891