Tiyatrocular vesile oldu, eteklerdeki taşlar sokaklara saçılmaya başladı..
Dökülünce gördük ki her taş kinle kaplı..
Nefretle örtülü.. Öfkeyle sıvazlanmış...
Söylemedikleri lakırdı kalmadı..
Öyle abarttılar, öyle saptırdılar ki; iktidara karşı dik duran, eleştiri hakkını kullanan, protesto eden, boyun eğmeyen sanatçıları bir önceki iktidarın destekçisi sayıp..
Kralın soytarısı yaptılar..
*
Harç bitti yapı paydos dediler; tiyatronuz, edebiyatınız, müziğiniz, resminiz, baleniz, dansınız, kısaca batıdan aldığınız tüm değerlerinizi öldürdük..
Tarihin derinliklerine gömüyoruz..Linç ayini korosunun söylediği bu..
Aslında tiyatro bahane amaç aydınları, okur yazarları, kanaat önderlerini halk düşmanı göstermek..
Peki, ‘aydınlara bir yumruk da sen at’ kampanyasına iştahla katılanların mürekkep yalamışlığı yok mu?
Kalem oynattıklarına göre var da; demokrat değiller, demokrasiye inanmıyorlar..
Sorsan mangalda kül kalmaz..
Yazdıklarına baksan ‘en özgürlükçü onlar’
Zaten tiyatro düşmanlığını da özgürlük adına yapıyorlarmış!..
Bir yerde iyi oldu.. Maskeleri düştü.. Bundan böyle ‘ne özgürlüğü ulan’ derlerse ‘ne sanatı ulan’ diye haykırırlarsa şaşırmam..
Heykele dediler, tiyatroya da diyorlar.. Gerisi çorap söküğüdür..
*
Farkında değiller ama bir ülke böyle batar, bir ülke böyle intihar eder..
Yaptıkları otoriter rejime, totariter rejime davetiye çıkarmaktan başka bir şey değil..
‘Ordu göreve’ pankartı açanlardan farkları yok..
Tahliyeye ret, evliliği kabul!
Mahkemede evlilik teklifi haberini okuyunca anladım ki o davalar eften püften..
Veya eften püftenmiş!..
O davalar dediğim bir dönem toplumda fırtına koparan davalar.. Tek bir dava da değil ha..
Torba dava.. (Bu da yeni sistem.. Torba yasadan sonra torba dava.. Beş altı davayı birleştir, tek heyetle işi hallet )
İçinde kafes eylem planı var, amirallere suikast planı var, Gölcük’te ele geçirilen darbe hazırlığı belgeleri var, çağdaş yaşam derneği var, ÇEV var..
Var oğlu var.. 85 sanıklı..
Önceki gün duruşma vardı..
Duruşmalarda bi şey olmadığı için, avukatlardan biri bi şey olsun istemiş hakimden izin alarak gazeteci arkadaşımıza duruşmada evlilik teklif etmiş..
Hakim de talebiniz kabul edildi demiş..
Tahliye talebini değil..
Davayla ilgisi olmayanların evlilik talebini..
Milli Eğitim’i kim yönetiyor?
Bakanlığın ‘çocuk gelin’e imkan tanıyan genelgesi ortalığı karıştırdı..
Bakan durun o daha taslak, karar değil dedi..
O taslağı yazanlara kızacağına sızdıranlara kızdı..
Medyayı, bizleri günah keçisi yaptı..
Evli liselilere karşı çıkmamız art niyetmiş!..
Niye mi?
Efendim daha karar değilmiş taslakmış.. İyi ya karar olsa iş işten geçmiş olacaktı..
Evli liseliler, çocuk gelinler kararnamesi şu gerçeği ortaya çıkardı.. Bakan bakanlığına hakim değil, eğitime hiç değil..
Eğitim sistemini alt üst eden yasa teklifi kendine sorulmadan verildi.. Okula başlamanın beş yaşa indirilmesine karşıydı dinleyen olmadı..
Şimdi eli mecbur savunuyor..
Altıdan bir gün alanı halk altı yaşında sayılırmış!.
*
Bakanın da bizim gibi sizin gibi sonradan haberdar olduğu yasa çıktı, yürürlüğe girdi..
Uygulanması için yönetmelik lazım..
Birileri hazırlamış..
Anlaşıldı ki yine bakanın haberi yok!..
Sorum şu; Milli Eğitim’i kim yönetiyor?
(Milliyet)
