Bugün (4+4), Köy Enstitüleri Sistemi'nde (5+6)

~ 28.03.2012, Prof. Dr. Güler YALÇIN ~

Taslak bu şekliyle laik olmayan eğitimin önündeki bütün engelleri kaldıracaktır. İmam hatip liselerinin ve yeni açılacak olan imam hatip ortaokullarının tek işlevi imam ve hatip yetiştirmek olmayacak, aynı zamanda devlet desteği ile eğitimi dinselleştirmek de olacaktır.

 


20 Şubat 2012 tarihinde Meclise 12 yıllık zorunlu eğitim yasası olarak sunulan yasa taslağının her bir maddesine laik eğitimi zedeleyecek hükümler, büyük bir acemilik ve acelecilikle yerleştirilmiştir. Taslakta komisyon görüşmelerinden sonra, esasa ilişkin bir değişiklik yapılmamış, biçimsel bazı değişiklikler yapılmıştır.

İlköğretim süresi ve başlama yaşı ilk ve ikinci taslakta hemen hemen aynıdır. Birinci taslakta bu süre 6-14; ikincide 6-13 olarak belirtilmiştir.

Komisyonda ilköğretimin aşamalarının niteliği ve süresinde hiçbir değişiklik yapılmamış, sadece isimleri değiştirilmiştir. Birinci kademe” “ilkokul”, “ikinci kademe” “ortaokul”, “üçüncü kademeliseadını almıştır. İlk teklifte ikinci kademede seçimlik dersler oluşturulur ile sınırlı olan uygulama; komisyonda genişletilerek ortaokul oluşturulacak program seçenekleri bakanlıkça belirlenir denilmektedir. Komisyondan çıkan metinde ikinci aşamadaki okulların farklı programlar açılabileceği iyice açıklık kazanmıştır.

Komisyon metninde ilköğretimin diplomasının hangi aşamada verileceği belirsizdir. Başka bir belirsizlik; henüz 10 yaşındaki çocuğun seçimli derse veya farklı programlı okullara nasıl yönlendirileceğinin Milli Eğitim Bakanlığına bırakılmış olmasıdır. Taslakta konuyla ilgili ilkesel bir yaklaşım yoktur. Doğaldır ki, iktidar partileri bu hükmü kendi görüşlerine göre ele alacaklardır.

Komisyondan geçen kanun taslağının 10. maddesinde Ortaöğretim, ilköğretime dayalı, dört yıllık zorunlu, örgün veya yaygın öğretim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarının tümünü kapsar. Bu okulları bitirenlere ortaöğretim diploması verilirdenilmektedir.

Yaygın öğretim, örgün öğretimi tamamlayıcı nitelikte okul dışı eğitim programlarıdır. Bu eğitimi açabilen kurumlar ise üniversiteler, Diyanet İşleri Başkanlığı ve MEB, Milli Savunma, Sağlık ve Sosyal Yardım, Tarım ve Orman, Adalet, Kültür, Turizm, Çalışma bakanlıkları ve özel ve gönüllü birtakım kuruluşlardır. Yaygın eğitim, günümüzde kurslar ve halk eğitim merkezleri ile sınırlıdır. Kurulma amaçları zorunlu eğitimden çok farklıdır. Bu aşamada öğrenciler okullara değil; kurslara devam edeceklerdir. Kurs eğitimi tam teşekküllü bir okulla eşdeğer değildir. Bu nedenle zorunlu eğitim süresi fiilen 12 yılın altına düşmüş olacaktır. Yani komisyon aslında zorunlu (4+4+4)te değil; (4+4)te ısrar etmektedir.

Eğit-bilim uzmanlarına göre, ilköğretime başlama yaşının indirilmesi ancak anaokul zorunlu olursa, çocuğun gelişimine yararlı olabilmekte, aksi halde özellikle ileri yıllarda büyük travmalar ortaya çıkabilmektedir. İlköğretime başlama yaşının 6 olduğu Avrupa ülkelerinde okul öncesi eğitim zorunlu kılınmıştır. Çoğunda 5+3, 6+2, 6+3 gibi modeller vardır, fakat 4+4 olan hiçbir model yoktur. Zorunlu eğitimin bitiş yaşı genellikle 16 olup, 15-18 arasındadır. (EU, Education, Audiovisual and Culture Executive Agency, Compulsary Education in Europa, 2011/12)

Mesleki eğitim konusunda ise uzmanlar ancak sağlam, bilimsel, uzun süreli temel eğitime sahip gençlerin teknolojideki çok hızlı değişimlere ayak uydurabildiğigörüşündedirler. (Eğitim, Kimlik, Ulus ve Din, Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı, Cumhuriyet Gazetesi, 29 Şubat 2012, s. 2) Bu taslak uyarınca çocuğun sağlam ve uzun süreli bir temel eğitim alması mümkün olmayacak, ileri yıllarda bunun sıkıntısını fazlasıyla yaşayacaktır.

Sonuç olarak bu taslak, bir pedagojik yanlışlıklar silsilesidir. Dünya eğitim sistemleri ve yeni yönelimler göz önüne alınarak hazırlanmamıştır. Meslek okullarına ağırlık verileceği tezi ortaya atılmış; buna karşın bugün meslek okullarının en büyük sorunu olan niteliksiz eğitimin yeniden düzenlenmesine ilişkin tek bir hüküm bile konulmamıştır. Bugün ortaöğretimde bulunan yaklaşık 50 çeşit farklı okulu daha da çeşitlendirecek, sınav sistemini körükleyecek, önceki stresli yarışlara 2. dört yıl yarışı eklenecek, dersanelere yeni bir kazanç kapısı daha açacaktır. Komisyonda uğradığı değişiklikten sonra ilkokul, ortaokul, lise, ortaöğretim kavramları arapsaçına dönmüş; her uygulayıcının istediği şekilde yorumlayabileceği bir şekle dönüşmüştür. Ve en vahimi taslak bu şekliyle laik olmayan eğitimin önündeki bütün engelleri kaldıracaktır. İmam hatip liselerinin ve yeni açılacak olan imam hatip ortaokullarının tek işlevi imam ve hatip yetiştirmek olmayacak, aynı zamanda devlet desteği ile eğitimi dinselleştirmek de olacaktır. Elbette bu politikanın yanı sıra, bazı meslek okullarında öğrenciler dini eğitim değil, meslek eğitimi de alacaklardır ama, devlet nitelik üzerinde durmadıkça, özel sektör kendi ihtiyaçlarını kendi açtığı okullarla karşılayacak, devlet okullarındaki orta sınıf ve alt sınıftan çocukların yine yetenekleri ortaya çıkmayacak, on binlerce çocuk ziyan olmaya devam edecektir. Altyapı yetersizlikleri, öğretmenlerin bu sisteme göre yetişmemiş olmasıyla ilgili sorunlar, öğretim birliğinin bozulmuş olmasından kaynaklanan sosyo-politik sorunlar da cabası olacaktır.

Eğitim tarihimizde meslek okulları için örnek alınacak modelimiz Köy Enstitüleri Sistemidir. Bu sistem, başarısı sınanmış nitelikli bir zorunlu ve örgün eğitim projesidir. Köy Enstitülerinde zorunlu ve örgün eğitim süresi (5+5), yazın da eğitimin sürdüğü hesaba katılırsa (5+6) yıldır. Bu taslağın 72 yıl önceki projeden gerek nitelik, gerekse süre açısından ne denli çağın gerisinde kaldığı ortadadır. Bu nedenle, önerimiz taslağın derhal geri çekilmesi ve uzmanların da görüşüne başvurularak Köy Enstitüleri Sisteminden yararlanılmasıdır.

Prof. Dr. Güler Yalçın
Köy Enstitülerini Araştırma ve Eğitimi Geliştirme Derneği (KAVEG) Başkanı

(Cumhuriyet)

Prof. Dr. Güler YALÇIN | Tüm Yazıları
Hits: 1584