Sonunda AKP bize terörü sevdirecek!

~ 15.03.2012, Nihat BEHRAM ~

Sadece bununla kalsa iyi! Öyle görünüyor ki dinden de ‘illallah’ dedirtecek!

Özellikle son dönemlerdeki gelişmeler, hükümet yetkililerinin söylemleri ve uygulamalar şahsen bende ‘teröre’ karşı sempati doğurmaya başladı! Şairin şiiri terör eylemi, öğrencinin çantasından çıkan yumurta terör silahı, gazetecinin araştırması terör planı, yazarın roman tasarımı terör hazırlığı, gençlerin ‘parasız eğitim’ afişi terör reklamı, anti faşist yürüyüş terör kalkışması, insan haklarından söz etmek terör kışkırtması....say ki say! Eğer AKP’nin terör teşhisleri doğruysa, o teröre sempatiden öte, ben bu işin doğrudan içindeyim demektir!

Üniversite öğrencisi Duygu, çantasından çıkan her yumurta için 160 TL ceza almış. Attığı için değil, atacağı varsayılarak! Hükümet aleyhinde kitap yazacağı varsayılarak tutuklanan yazar olur da, yumurta atma varsayımı neden olmasın?

‘Terörist’ diye zindana tıkılana bakıyorum, öyleleri var ki gel de hayranı olma, kendi alanında dünyada eşi yok; onların zindana tıkılmalarını alkışlayana bakıyorum, atsan çöplüğe yazık!

Şimdi uygulanıyor mu bilmem, eskiden ABD’ye vize almak için 80 civarında soruyu yanıtlamanız gerekiyordu. ‘Hiç cezaevine girdiniz mi, son 6 ayda çiftlikte kaldınız mı, homoseksüel misiniz’ türünden ‘klasik’ sorular dışında bir de “Ömrünüzde ABD Devlet Başkanı’nı öldürmeyi hiç düşündünüz mü?” diye soru vardı! İşin tuhafı, kendi istatistikleri “Her Amerikalının ömründe en az bir kez ABD Başkanı’nı öldürmeyi düşündüğünü” söylüyor! ‘Hayır’ dersen ‘yalancı’sın, ‘evet’ dersen ‘teröre yatkın’! AKP’nin ‘düşleri nedeniyle insanları terörist sayması’nın ilham kaynağı belki de budur!

Düşünün: bir yazar yazmayı tasarladığı romanı için notlar tutuyor ve romanında savaş sahneleri, bomba hazırlıkları, suikastlar falan var. Bu bölümleri gerçeğe uygun yazmak için bir uzmanına danışacak. Gitti danıştı, ‘fitil şöyle bağlanır, fünye böyle ayarlanır, malzeme şöyle sağlanır’ diye notlar tuttu, evine dönüyor. Tam iskele çıkışında ‘kontrol’e takıldı! ‘Çantanızı açın!’ dedilerse, yandı! En az 10 yıl. O da şansı varsa! Bilgi aldığı üsteğmen, lokalinde oturduğu dernek yöneticileri ve yakın arkadaşları da onunla birlikte yandı!

Üniversiteli bir gencin ‘Evinde bulundu’ diye mahkemeye sunulan ‘suç delilleri’’ne bak: Deniz Gezmiş ve Che fotoğrafı, konser bileti, faşizme karşı direniş posteri, kitaplar...

Din işine gelince: Sivas katliamının dinci faşist katillerini savunanlar AKP’den vekil. Alman yargısının ‘Tarihin en büyük soygunu’ dediği dinci ‘Deniz Feneri’ davasına bizde göz atan savcıların nerdeyse gözleri de oyulacak! Başbakan’ın dileği “Dindar ve kindar gençlik!” İmamlıktan gelme eğitimciden lanet yemeyen ne evrimci bilim adamı kaldı, ne insan hakları savunucusu! İşbaşı saati sabah namazına göre ayarlanacak, kız liseleri yeniden kurulacak, din eleştirisi suç sayılacak, yargıcın hükmü ulemaya sorulacak...saysam sonu gelmez! ‘İnşallah’sız başlayıp yalansız biten bir konuşmalarını daha duymadım! İllalah ki illallah!

Evdeki hesap çarşıya uyacak mı dersiniz? Yoksa bu toplumda sempati ve antipatinin odağı mı şaşacak? AKP yükselmenin yolunu din ve terörizm söyleminde görüyor! Görsün bakalım!

Victor Hugo’dan

“Yükselmiş olmak düşmeyi engellemez!”

(Yurt Gazetesi)

Nihat BEHRAM | Tüm Yazıları
Hits: 2067