Bugün Mart’ın 1’i. İstanbul da dahil, tam anlamıyla ortalık “kış kıyamet”...
* * *
Eski kuşakların, “Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır” deyimi; TV’nin haber kanallarında ortak bir slogan haline geldi.
Bir başka eski deyim de, “Mart ayı dert ayı”...
Vallahi de öyle, billahi de öyle.
* * *
Fransızlar da mart ayına, anlaşılan boşuna koymamışlar “mitoloji”deki “savaş tanrısı”nın adı “Mars”ı.
* * *
Bizim Güneş sisteminin çevresinde dönüp dolaşan gezegenlerden 3’üncüsü “yer” küresi, 4’üncüsü de “Mars”; bizim “Merih” dediğimiz.
* * *
“Yer” küresi üstündeki İNSANOĞLU, öteden beri taktırmış aklını “Mars” gezegenine.
* * *
Öyle ki, bir yığın da fıkra vardır “Marslılar” üstüne.
“Yer” küresi üstüne gelen bir “Mars”lı, bir çeşit elektrikli bir kumar makinesinin de bulunduğu bir kafeteryaya girmiş ve:
-Ah ah demiş; böylesine güzel bir kızın, bu kadar kötü bir ortamda yaşaması gerçekten yazık.
* * *
ABD’nin “uzay”la ilgili bilimsel kuruluşu NASA da, bir robot gönderdi Mars’a...
Ve robot, Mars’ta da su bulunduğunu bildirdi NASA’ya. Su, canlıların da yaşayabileceğinin bir işareti.
* * *
Ülkenin onca sorunu dururken, yollar karlarla kapanmışken; muhalefette de, çatışmalar, patlamalar, kutuplaşmalar almış başını giderken; bize ne Mars’tan, bize ne NASA’dan...
* * *
Ancak durum pek de öyle değil galiba.
Salı günkü Akşam gazetesinin ilk sayfasında, çerçeve içinde renkli bir fotoğraf vardı.
Fotoğraf, ellerinde silahla öne doğru eğilmiş, peş peşe yürüyen Amerikan askerlerini gösteriyordu.
* * *
Fotoğrafın altındaki haber de şöyleydi:
“ABD, Malatya’ya asker sevk edip Kürecik’teki NATO kalkanını resmen faaliyete geçirmiş. Açıklama, ABD Avrupa Ordusu Komutanı Korgeneral Mark Hertling’den geldi. Amerikan askerlerini Türkiye’deki radar tesislerine yerleştirildiğini açıklayan Herting, savunma kalkanının birkaç haftadır faal durumda olduğunu doğruladı.”
* * *
21’inci yüzyılın koordinatlarını daha rahat saptayabilmek için, Tevfik Fikret’in 100 yıl önce yazdığı “Haluk’un ‘Amentü’sü”nü; özellikle genç kuşakların ruhuna ve beynine yerleştirmekte yarar var.
* * *
İşte o şiirin başlangıcı:
Toprak (dünya) vatanım, nev-i beşer (her çeşit İNSAN) milletim... İnsan
İNSAN olur ancak, bunu izanla (algılamayla) inandım.
Şeytan da biziz, cin de; ne şeytan, ne melek var;
Dünya dönecek cennete insanla, inandım.
Fıtratta (yaradılışta) tekâmül (gelişme) ezelidir; (başlangıcı bilinmeyen) bu kemale (olgunluğa)
Tevrat ile, İncil ile, Kuran’la inandım.
Ebna-yı Beşer (İNSANOĞULLARI) birbirinin kardeşi... Hülya!
Olsun, ben hülyaya da bin canla inandım.
* * *
CNN TÜRK’te Cüneyt Özdemir, kendi alanında üst düzey, ama ekranlarda pek de görünmeyen birini konuk ediyor bazen 5N1K programına.
Geçenlerde de mimar Nevzat Sayın’ı konuk etmişti.
* * *
Nevzat Sayın:
-”Hukuk”, “Tıp” ve “Mimari” evrensel kalitede olmadıkça, gelişmiş bir toplum sayılamazsınız; anlamında yapıyordu açıklamalarını.
* * *
Gelişmişliğin baskülü de şöyleydi:
1-Ortalama yaşam süresi.
2-Eğitim düzeyi.
3-Kişi başına düşen gelir ve alım gücü.
* * *
Yüksek İnsani Gelişme Endeksi’ne göre, 183 ülke arasında T.C. 79’uncu sırada.
* * *
Bir de, gitgide baltaların bilendiği Suriye sorunu var.
* * *
Siyasetçilerimiz, birbirleriyle yumruk yumruğa gelseler de; bu tür konulara hiç değinmiyorlar.
* * *
Üstelik “siyasal konjonktür”ün, 2013’e kadar hızla değişebileceği bir gündeyiz.
* * *
Sanırım artık:
-Alın bakın şaşkalozun bağı var, üzümü yoksa da yaprağı var; diye diye oyalanma dönemleri bitmekte...
* * *
Mart da, daha ilk gününde gösterdi kimlik kartını...
Bilmem ki ne yapsak; hele geceleyin de, sık sık tuvalete kalkmışsan...
(Milliyet)
