Bu MOSSAD'cılar Kim?

~ 21.02.2012, Orhan BURSALI ~

Güleyim mi ağlayayım mı, bilemiyorum! Tam bir komedi!

Sahneye, senaryosu yazılmış bir oyunkonuyor. Ama bu dinamik bir oyun! Yazarı, olayların yazdığı gibi gitmediğini görünce, sahneye yeni oyuncular ve finaller sokuşturuyor. Tiyatro yazarlarının ufuklarını açacak yeni bir deneme sahnesiseyrediyoruz...

Cemaat partiyikaybedince, güttükleri güvenlik ve savcılık güçleri de meydan savaşında büyük kayıplar verince... Kendileri de muharebenin komutanları olarak cascavlak kalınca da.. yahu ortalığı kim karıştırıyor.. olsa olsa, savcılığın, polisin, MİTin içine sızan MOSSAD ajanlarıdır. MOSSADın hazırladığı dosyalarla harekete geçildi, amaç Türkiyeyi karıştırmak ve zora sokmaktır.. falan filan... Nasıl, beğendiniz mi?

Birden, Erdoğanıngörev başındayakaladığı ve suçüstüyaptığı adamlar, çevresindekiler vb. MOSSAD ajanı diye ilahlara kurban ediliyor... Eh yani, komutanları biz yaptıkdemeyeceklerine göre.. ileri cephede olanların telef olması savaşın gereğidir. İyi mi, şimdi bazı savcılar çıksın ve özel savcılık ve emniyette MOSSADı arasın!

Zaten sahnedeki bir savcı odama girdilerdiye şikâyette bulunmuş. Geçenlerde bir yazımda MİTin soluğu enselerinde olabilirdiye yazmıştım. Fotoğraftaki puzzleları yerli yerine oturtmaya başlayınca, MİTin çok daha önce durumu araştırmayabaşladığını görüyoruz.

Örneğin Starda İbrahim Kiras olaya başka bir ayrıntı getirdi.. Silivri yargılamalarında artık arşı âlâya yükselen hukuksuzluklar, keyfilikler vb. karşısında; hele hele Başbakanın Başbuğ için tutuksuz yargılanmasıisteğine Hurşit Tolonun da tutuklanmasıyla yanıt verilmesi karşısında; savcıların özel yetkilerine bir sınırlama girişimi hazırlığının yapıldığını belirtiyor ve soruyor: Belki de alınacak bu önlemlere engel olmak için o düğmeye (MİTçilerin yakalanması) basılmıştır..”

***

Cemaatçiler, şu MOSSAD işine fazla girmeseler iyi olur. Lafını bile etmesinler... Yoksa akla hemen Erdoğan, İsraile karşı çıkarak iyi yapmıyor tutumları geliyor. Ortadoğuda Gülen- İsrail- ABD ortak politikaları...

İktidar, bu işleri MOSSAD karıştırdı yutturmacasını alaya alıyor! Haklılar! Bütün cemaatçiler bir görünmezlik perdesiardında.. Hiçbiri evet ben cemaattenimdemiyor.Tanıdığım cemaatçiler böyle yapmaz, düşünmez..havasındalar! Ne ayıp! Türkiye tarihi gizli örgütler tarihidir aynı zamanda! F. Gülenciler bu durumun değiştiğinin, artık bütün cemaatlerin ortalıkta dolaştığının farkında değiller mi?

Şu gizlilik, yarın başlarına iş açabilir, burası Türkiye kardeşim!

***

Başbakanın önceki günkü demecini kim nasıl vermiş baktım. Erdoğana yakın gazeteler ana manşetten veSeçilmişleri, atanmışlara kul etmeyizana vurgusuna bağlı kalarak vermişler (Yeni Şafak ve Star). Cemaate yakınBugün ve Zaman ise kapaklarında sol üst köşelerinde, Başbakanın en önemli sözlerini görmeyerek, fitne ve fesada alet olmayız, kimse kaos ve çatışma beklemesinsözlerini vurgulamış!

Erdoğan, atanmış memurların (emniyet ve yargıdakiler) kendisi ve arkadaşlarını vesayetleri altına alamayacaklarını belirterek, olayı noktalıyor. Açık ve seçik.. Bazı köşelerde siyaset yazanların hâlâ pek çok senaryo var, hangisine inansak acaba..gibilerinden davranışlarına baktıkça.. diyecek söz bulamıyorum...

Hele hele uzmanbirileri Cemaat-AKP arasında çatışma yokdiye yazmıyorlar mı! İşgal ettikleri köşelere yazık, diyebilirim ancak..

Uslu’nun analizleri doğrudur!

Son bir noktaya değineyim: Dünkü Akşam gazetesinin manşeti İşte MİT Krizinin Çıkış Noktası: 2014 Kavgası idi. Acaba benimle mi konuştular da haberim yok diye baktım! Hayır, ben değilim, okuyalım:

Başbakan Erdoğanın yakın isimlerinden, araştırma şirketi ANARın Genel Müdürü Dr. İbrahim Usluya göre ifade krizinin arkasında 2014 mücadelesi var. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Ak Parti dahil, siyasetin yeniden dizayn edileceği süreçte söz sahibi olmak isteyenler, bu saldırıları düzenliyor...”

Şenay Yıldızın röportajını okuyun ve Aralık 13ünden beri Üç Koltuk Boşalıyor diyerek, krizden önce başlayan ve krizle birlikte süren analizlerimi anımsayın.

Ne yapsam acaba?

İbrahim Beye teşekkür mü etmeliyim, analizlerimi doğruladığı için..

Ama benim İbrahim Beyin teşekkürüne ihtiyacım olmadığını düşünürsek, söyleşi içindeBursalının da dediği gibitüründen bir cümle aramak en iyisi...

O da yok.. O zaman, İbrahim Bey doktora yapmış bir akademisyen. Kendisini intihalle (fikir hırsızlığı) suçlayabilirim.

Şaka şaka.. Bunlar Türkiye için vakayı adiyedendir...

Şöyle diyeceğim: Sayın Uslu yaptığınız tahlillere katılıyorum... Sizi ilk yazımda citeedeceğim...

(Cumhuriyet)

Orhan BURSALI | Tüm Yazıları
Hits: 1647