Yeni yaklaşımlar

~ 17.02.2012, Melih AŞIK ~

Kafalar karışık... Bugüne dek özel yetkili mahkemeleri eleştiren kimileri şimdi hukuk adına Savcı Sarıkaya’nın arkasına geçmiş durumda...
Kimileri de Savcı Sarıkaya’nın yetkilerini aştığını savunuyor, MİT Müsteşarı’nın güvenceye alınmasını destekliyor...
Demokrasi ve hukukun üstünlüğüne inanan hukukçular nasıl tavır almalı?
Yeki Yaklaşımlar adlı internet sitesinde Avukat Başar Yaltı bu soruyu özetle şöyle yanıtlıyor...
“ Mevcut siyasal iktidarın, yargı üzerinden yürüttüğü siyasal hesaplaşma sonucunda, Cumhuriyetin kurumları tam olarak denetim altına alınarak devlet sistemi tümüyle ele geçirildi. Şimdi ise, toplumun İslami dönüşümünü sağlayacak üçüncü aşamaya geçilerek, (dindar gençlik yetiştirilmesi, Atatürk’ü unutturacak bir çaba içinde olunması vb.) Türk modernitesiyle hesaplaşma başlatıldı.
Bugüne kadar özel yetkili yargı üzerinden yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar, yargısal görünümlü siyasal hesaplaşmalardır. Dolayısıyla bu mahkemelerin savcılarının başlattığı soruşturma veya bu mahkemelerin verdiği kararlar, yargısal görünümlü siyasal hamlelerdir.
Şimdiki yeni soruşturmalar ise artık iktidar içi bir kavga ve paylaşım mücadelesidir.
Bizler bu kavgada saf tutamayız. Yargı bağımsızlığına el atıldığı kandırmacasına prim veren ve özel yetkili ağır ceza mahkemelerini meşrulaştıran bir tutum içinde olamayız.
Bizlere düşen görev, bu siyasal post kavgasının amacını deşifre etmek, özel yetkili mahkemeler sistemine daha yüksek sesle karşı çıkmaktır.”

 

Manzaraya bakın... Terör örgütü PKK ile masaya oturan Hakan Fidan kurtarılırken...
PKK ile savaşan İlker Başbuğ terör örgütü üyeliği suçundan hapiste...

Elif Eral

Hakan Fidan’ı teslim edemediğimiz mahkemelere başkalarını da teslim edenmezsiniz
Turgut Kazan

 

 

Taksim yeraltına...
Mimarlar Odası İstanbul Şubesi yetkililerinden yüksek mimar Mücella Yapıcı, Taksim’le ilgili toplantıda meydanın başına gelecekleri anlattı... Taksim Yayalaştırma Projesi olarak sunulan projenin, “Yayalaştırma değil, yayaların ve trafiğin tamamen yeraltına alınması” olduğunu belirtti. Mücella Yapıcı, Taksim meydanının yalnızca Cumhuriyet alanı değil, 1 Mayıs ve 1969 öğrenci olaylarının ardından Türkiye’nin demokrasi alanı olarak da anılmaya başladığını, meydanın Cumhuriyetçi, ilerici, sosyalist ve emekçi kesimlerce önemli simgesel alanlardan biri haline geldiğini ifade etti.
Yapıcı; 1980’lerden sonra iktidara gelen hükümetlerin Taksim Meydanı’yla ideolojik kapışmaya girdiğini, zaman zaman Taksim’e cami yapma fikrinin ve plan değişikliğinin gündeme getirildiğini anlatarak dedi ki:
“Proje Taksim’deki her şeyi yeraltına alıyor. Taksim’in üzerinde kimse kalmıyor. Artık Taksim’de yürünemeyecek, bütün İstanbul’un trafiği bir dehlizde olacak. Bugüne dek İstanbul’da yapılan ve birçok vadiyi yok eden bütün geçitler ve tüneller deprem bahanesiyle ihalesiz yapılmıştır, bu plan da ihalesiz yapılmıştır, buldozerlerin taşınması an meselesidir.”
* * *
Beyazıt Meydanı, öğrenciler o meydanda gösteri yaptığı için yıllar önce meydanlıktan çıkarıldı... Taksim aynı akıbete uğratılacak.. Öyle görünüyor...

 

Aziz Yıldırım’ın bir sözüyle Silivri boşalmış.
Hemen sevinmeyin. Boşalan Silivri cezaevinin
içi değil dışı!

Fahrettin Fidan

 

Nobel
Sağlık Bakanlığı öğretim üyelerinin bilimsel çalışmalarını teşvik ediyor...
Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergisinde Prof. Erdener Özer bilimsel teşvikin boyutlarını şöyle anlatıyor:
“Yeni yılla birlikte ise karşımıza bilimsel faaliyet puanı çıktı. Ek gelir elde etmek için harıl harıl bilimsel puan hesaplamak zorundayız. Saygın bir dergide bir makale yayınlarsan 1000 puanı paylaşıyorsun. Uluslararası bir konferansta konuşma yaparsan 30 puan topluyorsun. İşin ilginci Nobel Tıp Ödülü’nü unutmamış Sağlık Bakanlığı, puanı 1000. Merak edenler için söyleyelim: 1 puanın karşılığı yaklaşık 14 kuruş. Yani Nobel Tıp Ödülü’nü almış bir öğretim üyesine takdir edilen katkının karşılığı 140 TL.”

 

Başbakan Erdoğan ‘hem dindar hem çağdaş olunamaz mı yani’ demişti!
Kartal İmam Hatip liseli 4 genç kızımızın Atatürk büstüne boynuz takan resminden anladık ki, hem dindar hem saygısız olunabiliyormuş!

Engin Balım

 

Aybastı
Ordu’nun Aybastı İlçesi’ndeki ‘İstiklal’, ‘Hürriyet’, ‘Cumhuriyet’, ‘İnönü’ caddelerinin adları, ‘Halk alışamadı’ iddiasıyla Belediye Meclisi tarafından değiştirildi. Belediye Başkanı AKP’li İzzet Gündoğar, talebin vatandaştan geldiğini söyledi. Eski Belediye Başkanı DSP’li Fehmi Küpçük ise “Halk böyle şey talep etmez, bu ideolojik olarak alınan bir karardır” dedi. Yeni isimler “Hükümet, Gölköy, Fatsa ve Lise Caddesi” oldu. Bizce yeni cadde isimleri şöyle olmalıydı:
“İstiklal - Köle” “Hürriyet- Esaret”, “Cumhuriyet- Mutlakiyet”, “İnönü- Damat Ferit”

 

Adalet ve Kalkınma Partisi’ne ister “AKP” ister “AK Parti” diyelim sonuç değişmez... Bu parti döneminde hadi “Kalkınma” neyse de, “Adalet” açısından çok vahim bir
tabloyla karşılaştık...

Haldun Ertem

 

MHP TV
MHP, “Alptürk TV” adıyla bir televizyon kuruyor.
Bu televizyon parti genel merkezinin alt katında oluşturulan Medya Birimi’nden yayın yapacak.
Televizyonun turkuaz rengindeki ve üçgen şeklindeki logosu bizzat MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından hazırlandı. Bahçeli, yaptığı açıklamada, “Muhalefetin sesi kısıldığı için böyle bir televizyonun kurulmasını yararlı gördük” dedi. Hepsi iyi güzel.. Güzel de RTÜK eski Başkanı Nuri Kayış uyarıyor:
- RTÜK Kanunu’nun 19’uncu maddesinin b bendi, siyasi partilerin televizyon kurmasını yasaklıyor. Böyle bir televizyona RTÜK lisans vermez. Korsan yayın yapılırsa buna da polis izin vermez...

(Milliyet)

Melih AŞIK | Tüm Yazıları
Hits: 1506