AKP Erki, Susurluk Çarkı

~ 15.02.2012, Mine KIRIKKANAT ~

Hükümetle özel yetkili yargı arasında patlak veren MİT krizi, AKPnin Susurluk kazasıdır.

On altı yıl geçti üstünden, ama anımsadığınıza eminim. Nasıl savunmuştu eski Başbakan Tansu Çiller, Susurlukta deşifre olan devlet ile organize suç örgütü ilişkilerini?

Devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir!

Ya şimdi, PKKdeki MİTçiler deşifre oldu diye hayıflanan günümüz Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ nasıl savunuyor MİT ile PKK ilişkisini?

Ben sizin içinize girdim demeden, örgüt üyeliği suçunu işlemeden örgütün içine sızmak mümkün değildir!

MİT Müsteşarını, eski müsteşar ve üç yardımcısını ifadeye çağırıp son dördü hakkında da yakalama emri çıkaran savcıyı görevden alan Başsavcıvekili Fikret Seçen açıkladı: Bu soruşturma, Cumhuriyet Başsavcıvekilliğimizce KCK terör örgütüne yönelik olarak yapılan soruşturma sırasında, bazı devlet görevlilerinin kendilerine yürütme organı tarafından verilen görevin dışına çıkarak hareket ettikleri, bu suretle örgütün eylemlerini gerçekleştirmesine yardım ettikleri şüphesini doğuracak deliller elde edilmesi nedeniyle başlatılmış olup, sadece bu görevlilerin eylemlerine yöneliktir.

Zaten MİTin üst makamlarından 5 kişinin ifadeye çağrılmasından az önce de; Türkiyeye sığınan biri komutan iki Suriyeli subayı, Hataydaki kamptan kaçırıp 100 bin dolar karşılığında Suriye güvenlik güçlerine satan biri MİT üyesi 5 kişinin gözaltına alınması da bu açıklamayı doğruluyor...

***

Çok değil, 5 ay öncesine gidelim:

Bir başka özel yetkili cumhuriyet savcısı, 2011 yılı Eylül ayında, faili meçhul cinayetlersoruşturmasında 16 yıl önce öldürülen kumarhaneler kralı  Ömer Lütfü Topal dosyasını inceleyen Hakan Yüksel, 75 sayfalık bir tutanak dizini ortaya çıkardı. Susurluk kazasının ardından Cumhurbaşkanı Demirel başkanlığında toplanan liderler zirvesinin tutanakları, dönemin siyasal erkinin, iktidarı ve muhalefetiyle Susurlukta ortaya çıkan devlet çetesinin işledikleri -cinayet dahil- suçlardan, her şeyden haberdar olduğunu gösteriyordu

Yıl 2012. KCK örgütlenmesindeki MİT etkinliklerini suç değil, vazifeolarak niteleyen AKP hükümeti, Müsteşar Hakan Fidan başta, vazifeliMİTçilerin kovuşturulmasını Başbakanın iznine bağlayan yasa yapıyor Üstelik bu kez, muhalefet tümüyle devre dışı, “vazifeden haberdar ve sorumlu biricik erk, yürütmenin başı!

1996’da Susurlukta ortaya dökülen ve devletin organize bir suç örgütüyle iç içe geçtiğini gösteren illegal yapılanmanın amacı, güya PKK ile mücadeleydi.

Raslantıya bakın ki 2012de KCK örgütündeki bazı devlet görevlilerin yürütme organı tarafından verilen görevin dışına çıktığı MİT yapılanmasının amacı da PKK ile mücadele

On altı yıl arayla, her iki yapılanma da hükümet tarafından savunuluyor. Sanki birdeja vuyaşıyoruz, birisi çıkıp Devlet için terör yapan da terörist olan da şereflidir!dese, hiç şaşırmayacağız.

Susurlukta, organize suç örgütüyle işbirliği içindeki devletten anlaşılan, hepinizin bildiği gibi Turizm ve Kültür Bakanlığı memurları değildi! Elbette yürütme organının verdiği görevin dışına çıkan MİTçilerdi. Bugün KCK örgütüyle işbirliği içinde görev dışına çıkanelemanlardan anlaşılan, yine MİTçiler

Dün Susurlukta suçüstü yakalanangörevlileryargıyla kurtarıldı, bugün KCKde açığa çıkan görevlileryargılanmadan kurtarılacaklar.

***

Yanlış biliyorsam düzeltin: AKP hükümeti, Susurlukun kapatılan dosyalarını açmak, faili meçhul cinayetleri aydınlatmak, suç işleten ve işleyen derin devletiyargılamak için yola çıkmamış mıydı?

İşte 103ü gazeteci, asker sivil, yüzlerce sanık,hükümsüziçeride, hem de yıllardır.

İşte örgüt bulunamayanHrant Dink cinayeti kararında önce unutulup ardından beraat ettirilen sonuncu sanık.

Yoksa özel yetkili mahkemeler, yargının temiz ellerideğil miydi? Dalga dalga Ergenekon ve Balyoz operasyonlarıyla Türkiye bağırsaklarını temizliyordu, hani? Futbola bile lavman yapılmıyor mu?

Öyleyse KCKyi temizleyen dalgalar MİTe ulaşınca çıkan bu koku neyin nesi, hükümeti saran telaş ne?

Elbette Susurluk metastazı!

‘G’ NOKTASI

Kimsenin tek başına kafa tutacağına inanılmayan Türkiyede, elbette MİTin başını ifadeye çağıran Özel Yetkili Savcı Sadrettin Sarıkayanın arkasındaki güç kimdir diye arandı ve yanıt hemen bulundu: Cemaat.

Oysa bir komployu açığa çıkaracak ilk soru kimin işine yararolmalıdır ki, cevabı; hükümetin işine yaradı. F tipi cemaatin bunu öngörmeyecek ve bir hamle ötesini hesap etmeyecek kadar acemi olduğu düşünülemez.

Üstelik yöntem de cemaat işine benzemiyor. Ortalıkta ne bir tanıktansızıntıvar ne de internette dolanan bir video. Cık, cık.

Bence bu iş, ya savcının bağımsız hareket ettiği kadar basit ya da cemaatin bile devre dışı kaldığı, en üstteki dünya makamı tarafından kotarıldı.

Ergenekon ve Balyoz sanıkları Fenerbahçeyi savunsalardı, memleket çoktan kurtulurdu.

ANONİM BİLGE

(Cumhuriyet)

Mine KIRIKKANAT | Tüm Yazıları
Hits: 2457