'Protesto Kültürü' O da Ne ki?

~ 22.01.2012, Işıl ÖZGENTÜRK ~
Epey zamandır, kendime iş edindim, herkese soruyorum: “Elektrik için ne ödüyorsunuz.” Yanıtlar, ortalama dört kişilik bir ailenin, 80-100 lira arası bir para ödediğini gösteriyor.
Yanıtı aldıktan sonra soruyorum: Faturanızı şöyle bir incelediniz mi? Genellikle yanıt “Hayır”. Ben de diyorum ki, “Gelin birlikte inceleyelim. Kaçak kullanım bedeli, faturanızın yüzde 16’sına tekabül ediyor. Yani kardeşim sen, bu ülkenin akıllı yurttaşlarının bir kanca atıp, şıp diye evine getirdiği ve asla bedelini ödemediği, kaçak elektrik parasını ödüyorsun.” İşte soru şimdi başlıyor, malumunuz elektrik dağıtımı özelleştirildi ve bu alanda iş yapan kuruluşları denetleyen, piyasayı düzenleyen bir kurum var. O da Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, bu kurumun sıradan yurttaşlar hiç umuru değil, onun derdi gücü, özelleştirmeyle özel sektöre geçen bu alanda, iş gören kurumları zenginleştirmek.
Şöyle düşünelim, kardeşim sen elektrik dağıtım işini almışsın, sen yatırım yapmayıp, kaçak elektriği önleyemeyip, biz yurttaşları söğüşlüyorsun, EPDK de, sana, düzenlemeleriyle buyur söğüşle, diyor
Devam ediyoruz, “sayaç okuma bedeli” diye bir kalem daha var. Şimdi bu ne demek? Sen bir firmasın, işin benim ne kadar elektrik harcadığımı tespit etmek değil mi, neden sayaç okumaya gönderdiğin elemanın parasını ben ödeyeyim? Bu nasıl bir havadan para kazanma, boşuna değil, hemen herkes enerji işine girişmiş.
Ödemelere devam, “dağıtım bedeli”, “perakende satış hizmeti bedeli”, “iletişim sistemi kullanım bedeli”... Yani iş gören firmalar öylesine açgözlü ki, müdürlerinin araba paralarını da bize ödetiyorlar. Ayrıca faturalarımızdan kesilen TRT payını saymıyorum. O da iktidarların bize bir kazığı, her zaman iktidarda olanın çiftliği haline gelen TRT’nin çalışanlarına da biz ödeme yapıyoruz.
Vallahi helal olsun, bizim de elimiz amma açık, yüreğimiz amma zenginmiş... Baksanıza işi gücü bırakmış, en azından mahalleliyi, ‘Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne, bir dilekçe yazmaya zorluyorum ama kimsenin eline kalem alacak, bir imza atacak hali yok.
Protesto kültürümüz her zaman çok azdı ama artık hiç yok!
Elektriği geçtim, allem ettiler kallem ettiler, “Yeni sağlıklı ekmek çıkarıyoruz” diye ekmekleri küçülttüler. Hani ben gariban bekledim, bir zamanların Mısır’ında, Tahrir Meydanı’nda, insanlar önce ekmeğe yapılan bir kuruşluk zam için sokaklardaydılar. Bize bakar mısınız? Bilinen odur ki, Türk ailelerinin büyük çoğunluğu çok ekmek tüketir. Ekmek en baş köşede durur ama ona yapılan zamma bile hiçbir protesto gelmiyorsa, işimiz çok zor. Acaba diyorum, şu Amerikalılar bir gizli bomba icat edip tepemizden attılar mı? Çünkü herkes uykuda gibi… Ya da yaşamıyor gibi…
Hemen protesto edilmesi gereken başka bir şeye geçelim. Biliyorsunuz RTÜK çok fena halde, “Çocukları gençleri porno ve müstehcen yayından koruyorum” diyerek kanallara ceza yağdırıyor. Beş altı pop sanatçısının şarkılarına çektikleri klip müstehcen olduğu için yasaklandı. Ben çok safım, sosyal medyada kıyametleri koparanlar artık bu durumda sokağa çıkar diye düşünmüştüm. Yine yanıldım, kimselerin sokağa çıkmaya niyeti yok.
Ben, bu durumdan yakınırken, bana hep şöyle sözler söylendi: “Aman Işıl, dilekçe yazsak ne olacak ki, gene aynı şeyler devam edecek. Biz de hiçbir şey değişmez. Boşuna uğraşma kızım.”
Tabii değişmez, koskoca mahallede benden başka elektrik faturalarından yakınan yok. Ekmek küçüldü diye karalar bağlayan yok. Belki de ben yanılıyorum, bu ülke çok zengin, kimseye bir şey koymuyor, öyle sokaklardaki arabalara bakın, oluk gibi benzin harcanıyor, ama araba keyfi devam ediyor. İyi keyifler.
 
(Cumhuriyet)
Işıl ÖZGENTÜRK | Tüm Yazıları
Hits: 1449