Yorgun adalet

~ 18.01.2012, Nail GÜRELİ ~

Türkiye’de adaletin tarihi yazılıyor. Bunun bir ayağında polis marifetiyle siyasal toplama kampı haline getirilen Silivri mahpusaneleri var. Öbür ayağında ise, “adaletin tecelligâhı” olan mahkeme salonları... Silivri’dekiler yetmedi, Çağlayan ve Beşiktaş adliyeleri de adalet tarihinde yer ediniyor.
Duruşmalardan tarihe not düşmek üzere, yorumsuz, somut bir örnek aktaralım.
Silivri’de 5 Ocak 2012 günkü duruşmada Hanefi Avcı’nın sorgusu sürerken, Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, vaktin ilerlediğini belirtiyor; sorgulardan sonra avukatların taleplerinin alınacağını söylüyor. Ancak, Nedim Şener’in sorgusunun tamamlanmasında yarar olduğunu ekliyor.
Böylece Hanefi Avcı’nın sorgusu devam ederken ve savunmasının bir kısmı tamamlandığı halde, kesilip, Nedim’in sorgusuna geçiliyor.
Tamamlandıktan sonra, sıra avukatların taleplerine geliyor. Mahkeme başkanı, avukatların taleplerini tek cümle ile söylemelerini istiyor.
Yalçın Küçük’ün müdafii av. Fehmi Demir, duruşmaların başladığı günden beri, iki müdafii bulunduğunu (Yalçın Küçük ve Ahmet Şık) belirtiyor. Bir cümlenin yetmeyeceğini vurguluyor, ama hem iddianameyi eleştiriyor hem de tahliye talebinde bulunuyor.
Sonra, Ahmet Şık müdafii av. Fikret İlkiz, konuşmak üzere ayağa kalktığında, başkan aynı uyarıda bulunuyor: Tek cümle ile...
Ve Fikret İlkiz’in yanıtı:
“Bir cümle ile söylenebilecek bir görüşümüz olmadığından virgül, Ahmet Şık hakkında verilecek karar mahkemenize aittir nokta.”
Ve salonda yer yer takdirkâr gülüşmeler.
Ne dersiniz, metal yorgunluğu olduğu gibi, adalet de mi yoruluyor?

Bir kitap
Bu yıl 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü, Edirne’deki Hudut gazetesinde buluşan meslektaşlarımızla birlikte andık. Yarım asır önceki gazetecilerin bilinçli, dayanışmalı mücadelesini saygıyla, özlemle yâd ettik. Kitap olarak da Edirneli gazeteci, kültür insanı Ayhan Tunca‘nın armağanı büyük boy 438 sayfalık dev eserinden söz etmek istiyoruz. Tunca, “Orta Çağın Aydınlık Sesi Edirneli Bir Bilge “BEDREDDİN” adlı yapıtında bu önemli bilgeyi, hakkındaki yazılanları da ele alarak, bütün boyutlarıyla inceliyor, farklı bilgilerin doğrusunu kaynaklara dayanarak irdeliyor. (Yöre Dergisi Yayını, Edirne)

Bir şiir
Bu yıl Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü kazanan Ahmet Ada’yı kutluyor, bir şiirinden aldığımız birkaç dizeyi paylaşıyoruz:
“Yine akşam oldu sevgilim sensiz/ Bırakıp gidiyorum içim aşkla dolduğu zaman/ Durakları buğulu otobüs camlarını/ Yağmur çiseleyen kirli sokakları/ Gide gide hüzünlü bir türkü gibi dokunan/ Yağmurun sesini ne çok seviyorum/ Seni ne kadar çok seviyorum”

(Milliyet)

 

Nail GÜRELİ | Tüm Yazıları
Hits: 1507