Erdoğan sonrası hazırlıklar!

~ 06.12.2011, Enver AYSEVER ~

Başbakanın sağlık durumuyla ilgili her hangi bir yorum yapmak, bunun üzerinden bir siyasi sonuç elde etmeye çabalamak ucuz bir yöntem ve ayıp. Kaldı ki, Erdoğan’ın o kadar çok siyasi açmazı, eleştirilecek uygulamaları ve yarattığı açık hava hapishanesine dönmüş bir ülke var ki, tüm bunlardan bir yol bulup da güç kazanamayan muhalifler için ne dense azdır…

Erdoğan’ın hastalığı muhalifler için ne anlama geliyor, ayrı bir tartışma konusu elbette, ancak AKP içinde uzun süredir başlayan ve örtülü biçimde süren iktidar hareketliliği, bu süreçte iyice berraklaştı. Hatta Utku Çakırözer’in haberine göre (Cumhuriyet), ‘Erdoğan Sonrası Anketi’ bile var.

Bu anket iki biçimde yorumlanabilir.

Birinci yorum iyicil olan; Erdoğan devletin başına geçeceği güne hazırlanırken, kendinden sonra partiyi kimin sürükleyeceğini bulmak istiyor ve bunun için ülkenin ve tabanın en güvendiği ismi arıyor.

İkinci ve kötücül(!) yorumsa, daha ilginç; Erdoğan artık dünyada otoriter ve tehlikeli bir lider olarak algılanıyor, sırtını ABD’ye dayamış tarikatlar, cemaatler bu durumun farkında ve artık sürecin sonuna gelindiğini bilerek hazırlık yapıyor.

HANGİ İSLAMCILIK?

Erdoğan Milli Görüş kökenli. Kendince bir antiemperyalist algısı olan, milliyetçi, ayağını İslam’a basan bir ideolojiden geliyor. Batı’yla ve Siyonizmle mücadele vermiş bir hareket! Erdoğan başbakan olduktan ve devletin tüm kurumlarını kendi istediği biçimde düzenledikten sonra, doğal olarak özüne uygun davranmak istiyor.

Oysa AKP bir koalisyon! İslamcı hareketlerin ve en başta Gülen cemaatinin egemen güç olduğu bir yapı… aklınıza gelen tüm İslamcılar var içinde, geçmiş merkez sağ siyasiler, MHP kökenliler, azıcık sosyal demokrat, bir kısım Kürtler… Ancak egemen yapı ABD çizgisine uygun…

Suriye meselesinde de göründü ki, eskinin İslamcıları azınlıkta. Kapitalist-İslam dediğimiz bir anlayış egemen. Bunun en gözde kişileri; Gül, Davutoğlu, Şimşek, Babacan, bir ölçüde Arınç…

Bu isimlerin tümü Erdoğan sonrasının başbakan adayı… Kuşkusuz öne çıkan ilk isim Gül. Cumhurbaşkanı sevecen görünümü, teknolojik kullanımla doğurduğu Batı’lı izlenim, halkla ilişkileri başarılı yönetmesi ve son dönem sık çıktığı yurt ve dünya gezileriyle hazırlıkları yoğunlaştırdı. Güçlü olasılıkların başında bir tür Putin-Medvedev modeli geliyor. Lakin Gül, eğer başbakan olursa Erdoğan dönemi izlerini tamamen silecek gibi. Unutmayalım ki, şimdiki AKP kadrolarında bir kişi bile yok Gül’e yakın.

Diğer bir isim maceracı hoca Davudoğlu. Mucizevi dış siyasetiyle gündemde. Yakında cumhuriyet tarihinin ilk savaş kararını bu meclise aldırırsa şaşmayın. O da kariyer hazırlıklarını sürdürüyor. Gözü başbakanlıkta. İslamcı tabanın ondan pek de hoşlandığını sanmıyorum doğrusu.

Arınç önemli bir isim. Özellikle toplumun vicdanı olma yolunda büyük ve ciddi çıkışlar yapıyor. Tutukluluk süresine gösterdiği tepki, “ben kimseye biat etmem” demesi de bu güvenin ve beklentinin göstergesi. Üstelik uzun yıllara dayanan siyasi geçmişi, kimseye muhtaç olmamasını sağlıyor. Başbakanlığın hakkı olduğunu düşünmesi doğal! Herkes üst makama geldi. Artık sıra onda…

Diğer isimler çerez şimdilik.

SÜREÇ NASIL BİÇİMLENİR?

Artık bütün mücahitler(!) yeterince kapitalist oldu. İktidar sahibi olmak önemli hale geldi. Bir yandan egolar şişti. Hırs arttı. Kavgalar çıkmaya başladı. Hesaplaşmaları Erdoğan’ın mutlak iktidarı engelliyor hala. Açıktan didişme yoksa da, içerisi kaynıyor…

Suriye süreci ve bölge haritalarının yeniden biçimlenmesi kimin lider olacağını belirleyecek. AB ideali tamamen bitti. Anlamı da yok. Liberallerle işbirliğinin, Alevi, Kürt açılımının da anlamı yok. Orada oy/müşteri yok görüldü. Tek belirleyici küresel güçle, ABD’yle kimin iyi geçineceği…

Obama bu hükümetin çizgisinden memnun… Ancak ABD seçimlerinden çıkacak bir sürpriz tüm dengeleri alt, üst eder. Erdoğan otoriter bulunsa bile, şimdilik ABD için en iyi ortak. Hal böyle olunca tüm siyasi aktörler bu süreci en iyi kendisinin devam ettireceğini iddia edecek hazırlıklar yapıyor.

İslamcı çevrelerde ‘Suriye ile niçin savaşıyoruz?’ diye sormak yasak.

Nedeni neymiş, anlatabildim mi?

En iyi tamtam çalan, en büyük aday!

(Birgün)

Enver AYSEVER | Tüm Yazıları
Hits: 1388