Varsayımlar - Gerçekler

~ 25.11.2011, Öztin Akgüc ~

Ekonomistler gözlem yaparlar, bu gözlemlerine dayanarak hipotezler oluştururlar; varsayımlara, hipotezlere dayanarak modeller kurarlar, teoriler geliştirirler; modellerin, teorinin geçerliliğini sınar, test ederler. Bazı sınama, test teknikleri olmasına karşın iktisatçının laboratuvarı yoktur; deneme yapamaz, teori ve modelleri fen bilimlerinde olduğu gibi test edemez, doğrulayamaz; bu nedenle modellerin ardındaki varsayımları, hipotezleri bilmek, varsayım ve hipotezlerin geçerliliği çerçevesinde modelleri, önerileri değerlendirmek gerekir.

Bu açıklanan genel bilgiler çerçevesinde dillere persenk tam rekabet, serbest rekabet koşullarını yineleyip bu tür savların, modellerin geçerliliğini bir kez daha irdelemeye çalışayım.

***

Tam rekabet, serbest rekabet, belirli koşulların varlığına bağlıdır ve ancak bu koşulların varlığı halinde geçerlidir.

Piyasada alıcı ve satıcı çok sayıdadır. Piyasa, alıcı ve satıcı sayısı açısından atomistik bir yapıya sahiptir.

Hiçbir alıcı ve satıcı, piyasada oluşan fiyatı etkileyemez; piyasada oluşan fiyat alıcı ve satıcılar için veridir.

Üretilen ürün benzeşiktir (homojendir) veya ürünler arasında tam ikame, birinin yerine değerinin kullanılması olanağı vardır.

Tüketiciler, rasyonel, akılcı hareket ederler. Marka bağımlılığı, firma sadakati söz konusu değildir. Tüketiciler, benzeşik ürünü en elverişli fiyattan satın alırlar.

Endüstriye giriş-çıkış serbesttir, fiziki, yasal ve ekonomik engel yoktur. Endüstriye giriş ve çıkışın maliyeti ya yoktur ya da giriş çıkışı etkileyici, caydırıcı düzeyde değildir.

Özetlediğimiz koşullar, günümüzde hizmet, mal ve finansal pazarlarda mevcut değildir. Söylemlere karşın tam rekabet, serbest rekabet piyasası, teorik, yalnız ekonomiye giriş kitaplarında yer alan bir piyasa düzenidir.

Günümüz pazarlarında üretici sayısı genelde sınırlıdır. Pazarda çok sayıda üretici olsa, dahi ürünleri birbirleri yerine bir ölçüde ikame edilebilir olsa da tekelci rekabette gözlendiği gibi tam benzeşik değildir. Kaldı ki firmalar arası birleşmeler, krizler, araştırma, ilk tesis ve kuruluş giderlerinin yüksekliği, marka bağımlılığı, çok sayıda üreticinin bulunduğu tekelci rekabet piyasalarını da sınırlı sayıda üreticinin bulunduğu, oligopol piyasalarına dönüşmektedir.

***

Tüketicilerin rasyonel, akılcı davrandıkları, günümüz gözlemlerine, yaşamına tamamen ters düşen karşıt bir varsayımdır. Reklam, tanıtım faaliyeti genelde tüketicinin yönlendirilebileceği, istenen yönde algılandırılabileceği, farklılık imajı yaratabilme kabulüne, gözlemine dayanmaktadır. Marka bağımlılığı, firma sadakati, ürün farklılığı, üstünlüğü imajı yaratma, pazarlama faaliyetinin odağını oluşturur. Yaşamda tüketici egemenliği, tüketicinin rasyonel davranışısadece slogan olarak kalır.

Günümüzde, gerek piyasada faaliyet gösteren büyük firmaların izledikleri politikalar, engelleme taktikleri, sahip oldukları üstünlükler, gerek yasal düzenlemeler ve firma kurmada batak diye nitelendirilen giderlerin yüksekliği, hatta bazı yasal düzenlemeler, piyasaya girişleri zorlaştırmaktadır.

Finansal pazarlar da tam rekabet düzenini bozmakta, piyasaya girişi, rekabeti zorlaştırmakta; büyük firmalar için rekabet avantajı sağlamaktadır. Bazı bankalar, müşteri olarak büyük firmaları yeğlemekte, yeni kuruluşları riskli olarak görmektedirler. Menkul değer çıkarma yoluyla kaynak sağlama da yasal olarak ya da fiilen büyük firmalara tanınan bir finansman olanağı olmaktadır.

***

Gerçekçi varsayımlara dayanmayan analizler, öngörüler, ideolojik yaklaşımlar büyük sermayenin çıkar ve egemenliğini korumaya yönelik önlemler, söylemler, dayatmalar, sorunlara çözüm getirmemekte, tersine ağırlaştırmaktadır. Kriz süreleri uzamakta, krizler derinleşmektedir.

Ekonomik sorunlara çözüm getirmek, krizleri engellemek en azından etkileri hafifletmek, kaynak israfını önlemek, kaynakların toplum lehine kullanılmasını sağlamak için iktisat öğretisinin mevcut kalıplardan kurtarılması, alternatiflerin ortaya konulması gerekir. İktisadın bir tanımı da alternatifler arasında seçimin mantığı olmasıdır.

(Cumhuriyet)

Öztin Akgüc | Tüm Yazıları
Hits: 1746