Bayramın üçüncü günü.. Başbakan Yardımcısı Arınç; “Şu kadar zaman sonra bu millet sandığa gidecek ve inşallah gül gibi lale gibi sümbül gibi cumhurbaşkanlarını seçecek” demiş,,
Gül gibi.. Sümbül gibi.. Lale gibi cumhurbaşkanı nasıl olunur..
Veya nasıl seçilir bilmiyorum..
Hadi Arınç’ı kırmayalım.. Lale gibi cumhurbaşkanı seçelim..
Seçelim de ne zaman seçeceğiz?
Nasıl seçeceğiz?
Bunu kimse bilmiyor, Arınç da bilmiyor..
Bilmediği için lafı çevirmiş..
Bakın söze şöyle girmiş “İnşallah ömrümüz olursa şu kadar yıl sonra.. Süresini söylemeyeyim ‘şu tarihte olacak’ derler...”
Sanki devlet sırrı..
Cumhurbaşkanını biz seçmeyecek miyiz?
Biz, siz, seçme hakkı olan herkes.. 50 milyon seçmen var, büyük ihtimalle 42-43 milyon seçmen sandığa gidecek..
Lale gibi, sümbül gibi cumhurbaşkanı seçecek..
İyi de ne zaman?
* * *
Kimse bilmiyor..
Bir ülke düşünün, Cumhurbaşkanı seçiminin ne zaman yapılacağını kimse bilmiyor..
Görevde olan Cumhurbaşkanı’na sorun, bilmiyor..
Meclis Başkanı’na sorun bilmiyor..
Arınç’a sorun, bilmiyor..
* * *
Nisan ayında Yüksek Seçim Kurulu seçim sürecini başlatırsa ne olacak?
Referandumla anayasa değişti, beş yıla indi derse..
Apışıp kalırız..
Niye mi?
Cumhurbaşkanı adaylarının nasıl kampanya yapacağı, nereden para bulup harcayacağı, partilerden destek alıp almayacağı meçhul..
Anayasa 2007 yılının kasım ayında değişti.. Dört yıl olmuş..
Hiçbir şey belli değil..
Bu durumda olan başka ülke var mı?
Cumhurbaşkanını ne zaman seçeceğini bilmeyen ülke..
Bedelli askerlik devlet için de faydalı
Askerliğini bedelli olarak yapanlardanım.. Yıllarca umutla, heyecanla beklemiştim..
1987 yılında 40 yaşından büyükler için çıkmıştı..
Pek işe yaramadı.. 18 bin kişi yararlandı..
1992 yılında 28’e indirdiler, piyango bana da çıktı.. 1993 yılının 15 Nisan’ında teslim oldum..
* * *
İlk gün kimle tanışsam ya hâkim ya savcı ya kaymakam ya vali yardımcısı ya üniversite hocası.. Doçent, doktor, asistan..
Meğer devlet erkânı aynı tarihi seçmiş..
O zaman anladım ki bedelli askerlik devlet için de faydalı..
* * *
1999 yılında da bedelli çıkmıştı.. 12 yıl oluyor, yenisinin zamanı gelmiş..
Gelmiş ama iktidar 35 yaş ve üstü için düşünüyormuş!..
İhtiyaca cevap vermez..
1987 yılında yapılan gibi işe yaramaz..
26, 27 yaş sınırı için ideal gibi duruyor..
Van’daki enkaz!.
Sadece otel çökmedi, sistem çöktü..
Deprem bölgesinde bile doğru dürüst bina kontrolü yapamayan, sağlamla çürüğü ayıramayan devlet çöktü..
Oturabilir, çalışabilir raporu verdikleri otelin haline bakın..
5.6’yla yerle bir!..
Depremden sonra ilk bakılacak, ilk kontrol edilecek yer olmalı..
Otel ya!
İnsanlar kalacak..
Mühendisler otele bakmayı unutmuşlar herhalde veya bakmışlar da uzaktan bakmışlar..
Ama sağlam gözüküyordu, pırıl pırıl duruyordu..
5.6’yla yassı kadayıf olmuşsa kolon molon kalmamış demektir..
5.6’yla yerle bir olmuşsa söylenecek söz yoktur.. Bahanesi yoktur.. Affı yoktur..
* * *
Eşi benzeri görülmemiş bir durum ortaya çıktı.. Yardım için kente gelenler, gazeteciler, arama kurtarma ekipleri enkaz altında kaldı..
Japonlar da..
Büyük depremden sonra müşteri kabul ettiğine göre sağlam zannetmişler.. Kontrol edilmiştir diye düşünmüşler, oda tutmuşlar..
Artçılarda içleri rahat!..
Güven içinde odalarında oturuyorlarmış!..
Gümbür!..
* * *
Bu insanlara ne diyecekler..
Ön hasar tespitiydi, detaylı bakılamadı falan mı diyecekler...
Yıkılan iki bina da otel..
Otel!..
(Milliyet)
