Silivri Hukuku

~ 10.10.2010, Emre KONGAR ~

Sevgili okurlarım, bazen bir eylem, bir konuşma, bir demeç, bir olgunun özelliklerini fâş eder.

A harfi uzun okunan fâş etmek sözünü gençler bilmezler…

Farsça kökenli olan bu söz, açıklama”, “meydana çıkarma”, “dillendirmeanlamında kullanılır.

***

Silivri’de 22 aydır tutuklu olan eski Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek tahliye edildi.

Üç saat önce terör örgütü üyesiydim, teröristtim. Şimdi, sizin gibi hür bir vatandaşım.

38 yıl sendikacılık yaptım. Devletime, bayrağıma, ülkemin bölünmez bütünlüğüne hizmet ettim.

İşçi hareketinden anarşinin kalkmasında büyük rol oynadık.

Bizi bölge bölge etnik olarak ayırmak hepimize felakettir. Bunu işledik.

Devleti sevmenin, laik, demokratik, Atatürk ilke ve inkılaplarını saymanın, sevmenin, yaşatmanın verdiği mücadelenin sonucu, bedeli 22 ay hapiste yatmakmış.

Bu vatan için canımız feda olsundedi.

***

Bu demece karşılık, lafını esirgememesiyle ünlü Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yine her zamanki açık sözlülüğüyle şu yanıtı verdi:

Bir insan hemen yargılanmalı ve hemen neticeyi almalıyız.

Şimdi Mustafa Özbek savunma yaptı mı yapmadı mı

Ama sorgusu yapılmıştır.

Sorgusundan sonra zaten susma hakkı diye bir şey var, konuşmayacağım dediğinde zorla konuşturacak halleri yok.

Bu işin keyfini yaşasın, içerideki arkadaşları için de dua etsin, onlar da özgürlüklerine kavuşsunlar ama kabadayılık olmasın.

Çünkü öyle kabadayılar vardı.

Tahliye edilip çıktığında 1.5 saat kadar televizyon önünde konuşan sonra tekrar içeri buyurun dendiğinde sesi çıkmayanlar var.

Tahliye edilenler sevinsin. İnşallah beraat edenler olacaktır. Onlar da mutlu olsunlar.

***

Bu konuşmanın Silivri hukukuna ilişkin izlenimleri şunlar:

1) Yargılanmalar uzundur, hak ihlalleri vardır.

2) Sorgusu yapılan bir kişi savunma yapmadan, 22 ay hapiste kalabilir.

3) Tahliye edilen kişi içerdeki arkadaşları için dua etsin de onlar da özgürlüklerine kavuşsunlar, tutukluların işi Allah’a kalmıştır.

4) Tahliye edilen kişi konuşmasın, televizyonlarda konuşanlar tekrar içeri alınarak sesleri kısılır.

5) Yargılananlar arasında beraat edenler de olacaktır; yani şu anda haksız olarak hapis yatanlar var.

***

Silivri, kendi hukukunu yarattı:

Masumiyet karinesini yani herkesin aksi ispat edilene kadar suçsuz olduğu, suçun iddia makamınca ispatlanması gerektiği ve cezanın ondan sonra verilebileceği ilkesini tersine çevirdi…

Herkes üzerine atılı olan suçu işlemiştir ve önceden cezalandırılmalıdır haline soktu.

Türkiye’deki barolar, hukukçular, öğretim üyeleri ayağa kalktı…

Protestolar yapıldı, bildiriler yayımlandı…

Politikacılar demeçler verdi.

Bu nedenle Arınç, aslında herkesin gördüğü, bildiği, eleştirdiği gerçekleri dile getirmekten başka bir şey yapmadı.

Ama ilk kez, bir Başbakan Yardımcısı, hem de hukukçu olan bir iktidar mensubu, açık yüreklilikle bu hukukun temel özelliklerini fâş etmiş oldu.

Ayrıca konuşanların içeri atılacağını da anımsattı…

Hayırlı azarlar!

(Cumhuriyet 10.10.2010)

Emre KONGAR | Tüm Yazıları
Hits: 1953