12 Eylül sürüyor

~ 15.09.2011, Yeni Yaklaşımlar ~

Şu anda fiziki işkence dışında o dönemi aratır hukuksuzluklar diz boyu

12 Eylül bitti mi? Hayır bitmedi. Şu anda fiziki işkence dışında, 12 Eylül’ü aratır hukuksuzluklar diz boyu.
12 Eylül döneminde hukuk yoktu, ama kanun vardı hiç olmazsa. Şimdi o da yok. 12 Eylül’de en azından dava devam etmekteyken hasmı değiştiren kanun çıkartılmadı. Örnek mi istersin?
Silivri’de görülmekte olan Ergenekon davasının iddianamesinde Atatürk’e hakaret edildiği savıyla ilgili savcılar hakkında davalar açtım. Bu davalar görülürken, “savcılar hakkında dava açılamayacağına” ilişkin kanun çıkarıldı.
Biz avukatlar, 12 Eylül’de sıkıyönetim altında askeri savcılıklarda müvekkilimizin ifadelerini okuyabiliyorduk. O günlerde de hazırlık soruşturması gizliydi. Ama birtakım belgelerin, savunma açısından avukat tarafından incelenmesine kesinlikle engel olunmazdı. Askeriye savcıya gider, müvekkilimizin poliste, savcıda verdiği ifadeleri ve ilgili bir kısım evrakı inceleyebilirdik...
Ya şimdi?
Ergenekon davası ile ilgili olarak bir süre tutuklu kalan rahmetli dostum, hukukçu Engin Aydın’ın savcılık ifadesini, savunma avukatı olmama karşın vermedi o dönemin savcısı Zekeriya Öz. Niyeymiş? Gizlilik kararı varmış. Müvekkilimin ne ifade vermiş olduğunu bilmek zorunda olduğumu söyledim kendisine, bunun engellenemeyeceğini söyledim. “Engelliyorum işte, git bildiğin yere” diyerek çıktı işin içinden.
Doğrudur, 12 Eylül, askeri mahkemelerle yargılama yaptı. Var olan mahkemelere sivillerden atama yaptı, askeri yargıda görevlendirdi. Ama, Yüksek Hâkimler Kurulu’na ehliyeti, liyakatı, atanma biçimi tartışılır üyeler getirmedi. 12 Eylül yönetimi, Yargıtay’ın yapısıyla oynamadı. Ehliyeti, liyakatı, kıdemi tartışılır kişileri Yargıtay üyeliklerine, Danıştay üyeliklerine topluca atamadı.
Kenan Evren’in “Asmayalım da besleyelim mi?” gibisinden yargıya baskıları oldu, bazı hâkimler de durumdan vazife çıkararak bu görüşler doğrultusunda yanlı kararlar verdi belki ama, 12 Eylül’de bile “Sen ne biçim karar veriyorsun, sen ne biçim soruşturma yürütüyorsun” diyerek hâkimleri ve savcıları doğrudan görevden almalar olmadı. 12 Eylül’de sürpriz tahliyeler olduğunda, o tahliye kararlarını veren yargıçlara doğrudan müdahale edilmedi, o yargıçlar iki gün sonra görevinden alınmadı.
Hatta hiç beklenmedik uygulamalara bile tanık olduk.
Örneğin, yönetim baskısı ile işkenceler konusunda birçok yargıç ve savcı işi yokuşa sürerken Yargıç Keskin Kaylan gibi yargıçlar da görev yapabildi o dönemde. Keskin Kaylan, işkencelerin yoğun bir biçimde gerçekleştirildiği Ankara Emniyet Müdürlüğü DAL (Derin Araştırma Laboratuvarı) bölümüne ilişkin yapılan başvuruları ciddi buldu ve bunu mahkeme kararına yansıttı. Keskin Kaylan’ın, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 3 No’lu Askeri Mahkemesi’nin 29 Nisan 1981 günlü oturumunda verdiği ve o günün koşullarında çok anlamlı ve cesur bir uygulama olan ara kararı, duruşma tutanaklarına göre şöyledir:
“...sanıkların duruşmadaki savunmalarının fotokopilerinin onaylı örneklerinin eklenerek kendilerinin emniyet sarayından gözleri bağlı olarak Yusuf Kahraman Polis Okulu olduğunu söyledikleri yapıda garaj gibi bir yere götürüldüklerini, burada hücre ve işkence odaları bulunduğunu, kendilerine çeşitli işkenceler yapıldığını, işkence yapanların birbirlerine askeri rütbe ve adlarla hitap ettiklerini, zaman yer ve kişi de bildirmek suretiyle belirttiklerinden, işkenceye karşı olduklarını, bunu benimsemediklerini açık ve kesin olarak açıklamış olan Milli Güvenlik Konseyi yönetim ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne beslenen güven ve saygıyla, adalete gölge düşmemesi için gereğinin takdiri için Sıkıyönetim Komutanı’na duyurulmasına...”
Sivil yargıç Keskin Kaylan’a, böyle bir karar verdiği için 12 Eylül’de bile kimse “Sen şuradan kalk, şuraya otur” demedi.
Bir de bugüne bakın...
Yargıçlar, savcılar oradan alınıp oraya veriliyor... 12 Eylül’den daha fazla baskı altındalar...
Dedim ya, ayyuka çıkan insanlık dışı fiziki işkenceleri dışında 12 Eylül koşulları halen devam ediyor, hem de artarak devam ediyor. Yasalarla, kanun hükmünde kararnamelerle kalıcılaştırılarak devam ediyor. Şimdiki siyasi içerikli soruşturmalarla ilgili olarak gözaltına alınanlar ve tutuklananların fiziki işkence görmemeleri de statülerinden kaynaklanıyor, o kadar...
Hits: 1752