Cumhuriyet okurları, özel insanlardır. Bilgiye açılan merakları tükenmez. Makina Yüksek Mühendisi Turhan Yurdun, işte böyle bir Cumhuriyet okuru.
24 Temmuz’da yayımlanan “Elif’in Kırkıncı Yıldızı” başlıklı yazım üzerine, tarihle coğrafyanın çakıştığı bir yeryüzü gizemi, ‘40. Paralel’ hakkındaki araştırmasını göndermiş. Vardığı sonuçlar, gerçekten şaşırtıcı bir olaylar dizini:
Homeros’un “İlyada” destanından yola çıkarak yapılan kazılarda varlığı kanıtlanan Truva antik sitesi, tam 40. Paralel üstünde yer alıyor.
Hitit başkenti Hattuşaş da tam ‘40. Paralel’ üzerinde.
Frigya uygarlığının yazılı kanıtı Yazılıkaya, ‘40. Paralel’ üzerinde.
Anadolu’daki Ermeni uygarlığının görkemli kalıtlarından Ani harabeleri, ‘40. Paralel’ üzerindedir...
***
Batı Asya’dan göç eden Türk boyları, Süleyman Şah önderliğinde Batı Hazar’dan Fırat kıyılarına gelir. Süleyman Şah nehri geçerken hayatını kaybeder ve Caber Kalesi’ne defnedilir. Oğullarının bir kısmı Selçuklu hükümdarının izniyle Çubuk Ovası’na yerleşir. Çubuklu Ovası, tam ‘40. Paralel’ üzerindedir.
Anadolu Selçuklu hükümdarının izniyle Oğuz-Kayı-Kınık boyları Söğüt’e yerleştirilir. Ertuğrul Gazi Bey’in önderliğindeki boy, 400 topak çadırı ile bölgeye yerleşir ve büyür. Aynı tarihte Şeyh Edebali de eski adıyla İt Burnu, yeni adıyla Uludere köyünde yaşamaktadır. Söğüt tam ‘40. Paralel’ üzerindedir.
Yıl 1402. Yıldırım Bayezid orduları, Timurlenk’in ordusu ve filleriyle savaşır. Yıldırım Bayezid, Çubuk Ovası’ndaki savaşı sağ ve sol cenahta yardımcı kolların saf değiştirmesiyle kaybeder. Fetret devri başlar. Çubuk Ovası nerededir? Elbette ‘40. Paralel’ üzerinde...
Yıl 1462. Fatih Sultan Mehmet, engin bir tarih bilgisine sahiptir. Homeros’u okumuştur. İstanbul’un fethi sonrası Çanakkale taraflarına gider, İlyada’da tarif edilen ve Truva’nın bulunması olası yerleri gezerken “Hektor’un intikamını aldım” der. Bu sözleri söylerken, elbette ‘40. Paralel’ üzerindedir...
***
Yıl 1912. Trablus gazisi Mustafa Kemal Balkan savaşı sonrası Truva’yı gezer ve bölgeyi inceler. Arazi yapısı hakkında olası savunma için bilgi alır ve çizimlerini yaparken tam ‘40. Paralel’ üzerinde durmaktadır.
1915 yılına gelindiğinde, Miralay Mustafa Kemal Çanakkale’de savaşmaktadır ve düşmanın asıl amacının Anadolu’yu istila etmek değil, İstanbul’u geri almak olduğunu biliyordur. Çanakkale Zaferi sonrası, “Hektor’un intikamını ben de aldım” dediği iddia edilir. Gerek savaş planlarını yaparken, gerekse savaşırken, zaten hep ‘40. Paralel’ çevresindedir.
Yıl 1921. Söğüt, Gündüzbey Köyü. Metristepe. İntikamtepe. Yunan ordusu yakarak, yıkarak ilerlemektedir. Ordusu dağıtılan Türk halkı, sınırlı olanaklarıyla milis güçleri oluşturmuştur. Silah olarak kullanılabilecek ne varsa; yaba, kazma, balta, bıçak, satır, av tüfeği vb Söğüt meydanına yığılır. Milis gücünün adı “Ertuğrul Taburu”dur. İlk sıcak temas Gündüzbey köyünde başlar. 3500 kişilik taburdan sabaha sadece 50-60 yiğit kalır. Geri birliklerden gelen yardımla düşman önce Metristepe’de ve sonra İnönü yakınlarındaki (sadece 2 km.) İntikamtepe’de bozguna uğratılır. Gazi Mustafa Kemal’in, İsmet Paşa’nın zaferini “Siz sadece düşmanı yenmekle kalmayıp milletin makûs talihini de yendiniz” sözleriyle kutladığı savaşın başlangıç yeri tam ‘40. Paralel’ üzerindedir.
***
1923 yılına gelinir. Savaş yıllarındaki karargâh kenti (gerçekte kasaba boyutunda) Ankara, Türkiye Cumhuriyeti’ne başkent olur. Ankara, tam da ‘40. Paralel’ üzerindedir... Ve yeni başkentte, devleti devlet yapan kurumsal yapılar, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Meclis, Başbakanlık, Bakanlıklar ve Elçilikler, nasılsa ‘40. Paralel’ üstüne denk getirilmiştir.
Atatürk’ün yeryüzündeki son mekânı Anıtkabir, ‘40. Paralel’ üzerindedir.
(Cumhuriyet 10.08.2011)