CHP Liderine Açık Mektup

~ 28.07.2011, Ümit ZİLELİ ~
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu,
Size bu mektubu, uzun bir süreci kapsayan ve sizin tarafınızdan da paylaşıldığına inandığım saygı, sevgi ve dostluk duygularımla yazıyorum... Ve bu mektup, size hitaben kaleme aldığım ilk ve son mektup olacaktır. Çünkü, içerikte yer alan eleştiri ve önerilerle ilgili takınacağınız tavır ve duruş, Cumhuriyet’i yürekten savunanların çoğunluğu açısından olumlu bulunursa, zaten bir yurttaş ve bir gazeteci olarak size desteğim sürecektir. Aksi durumda ise size bir daha mektup yazma gereği zaten ortadan kalkmış olacaktır.
Sayın Kılıçdaroğlu,
Bu ülkenin aydınlık insanları, yurtseverleri sizi dürüstlüğünüz, dik duruşunuz, yolsuzlukların, ahlaksızlıkların, hırsızlıkların üzerine sakınmadan giden kararlı kişiliğiniz nedeniyle sevdi, destek verdi. Bir sürü ayak oyununa, sizi istemeyen ilahlara rağmen CHP’nin liderlik koltuğuna oturmanızın ana nedeni budur… Ancak siz, referandum ve seçimlerdeki olağanüstü performansınız, mitinglerde ve TV’lerdeki anlatım başarınız dışında, bu ülkenin kafası karışık insanlarının aklını ve gönlünü çelebilecek kararlı duruşu ne yazık ki gösteremediniz. Siz, konuşmalarınızda, açıklamalarınızda gereksiz çelişkilere düştünüz, yanınızda yer alan ya da sizin bizzat seçtiklerinizden bazıları, fena halde yalpaladılar ve Cumhuriyet’e gönül verenleri fazlasıyla üzdüler, endişeye sürüklediler…
Buna karşın seçimde, bir öncekine göre aldığınız artı beş puanın neredeyse tamamen ve tek başına sizin gayretinizin eseri olduğunu teslim ediyorum. Ancak bunu da ayrıca sorgulamalısınız.
- Neden tek başına, niçin örgütle birlikte değil?!..
Sayın Kılıçdaroğlu,
Sonrası ise bu ülkenin aydınlık insanlarının yüreğini kanatan, başını öne eğen bir acı bozgun, tam bir felaket ne yazık ki:
- Yemin faciası!..
Siz benden çok daha iyi bilirsiniz ki; bir ilericinin, bir yurtseverin çıktığı yolda, aldığı kararda tökezlemesi, geri çekilmesi, milyonlarca insanı hayal kırıklığına uğratması olası değildir, olmamalıdır, olmamalıydı... Arka planda neler yaşandığını, nasıl bunaldığınızı, en bayağısından ayak oyunlarını bilmeme karşın, olayın tüm sorumluluğu tamamen ve tek başına yine size aittir. Çünkü o meclis grubunu sizin iradeniz yarattı, o isimler sizin tarafınızdan listelere yazıldı. Ayrıca böylesine yaşamsal durumlarda bir grubun niceliğinin değil, niteliğinin önemli olduğunu en iyi sizin bilmeniz gerekirdi ve siz daha ilk konuşmanızda isteyen gidebilir derken tam da bu noktadaydınız…
Ama olmadı, yapamadınız, sözünüzün arkasında duramadınız… İktidarın mide bulandıran oyununa teslim oldunuz. Milyonlarca insanın o çok ağır, arkadaşlarını bile savunamayan, vatanı nasıl savunur” intizarına, bu ülkeyi felakete sürükleyenlerin, “dik duramadılar alaylarına hedef oldunuz. Karşınızdakilerin 88 yıldır rövanşı almak için her türden “şeytanla” işbirliği yaptığı, iktidarda kalmak için, rejimi dönüştürmek için her türlü oyunu sonuna dek oynayacağı gerçeğini göz ardı ettiniz…
Ve ne yazık ki şu anda lideri olduğunuz partinin inandırıcılığı, itibarı çok ama çok büyük yara almış vaziyette. Siz gözünüzü kapasanız da, inkâr etseniz da maalesef gerçek bu... Ancak bu durumu düzeltmek de yine sizin elinizde!..
Sayın Kılıçdaroğlu,
8 - 12 Ağustos arası, yalnızca bir gün, tüm milletvekillerinizle birlikte, hiç firesiz Silivri’de, Ergenekon Mahkemesi’nde olursanız, bu ülkenin aydınlık insanları, biz arkadaşlarımızı satmayız sözünüzün değerine ve gerçekliğine inanacak ve yine yüreklerinin tüm gücüyle size omuz vereceklerdir. Bu, “küllerinizden yeniden ve daha güçlü doğmanız” için belki de son şansınızdır. Ayrıca her şeyi ama her şeyi bir yana bırakın;
- Bu, ülkenin geleceği uğruna yıllarını feda eden arkadaşlarınıza ve Cumhuriyetin yılmayan milyonlarına ödemeniz gereken borcunuzdur
Saygılarımla.

(Cumhuriyet 28.07.2011)

Ümit ZİLELİ | Tüm Yazıları
Hits: 1515