Yemin Krizi Nasıl Çözüldü?

~ 12.07.2011, Orhan BİRGİT ~
İzmir milletvekili Balbay ve Ankara milletvekili Haberal’ın ucu açık bir tutukluluk nedeni ile TBMM birleşimine katılamadığı için, Oktay Ekşi dışındaki CHPli parlamenterlerin de ant içmeme eyleminden doğan kriz, fazla uzamadan çözüldü. Ana muhalefet partisi milletvekilleri, kürsüye gelerek ant içme işlemlerini tamamladılar.
Öylelikle, 12 Haziran seçimleri ile oluşan parlamentonun göreve başlaması için ortada bir engel kalmadı.
Oysa dünkü gazeteler, Kılıçdaroğlu’nun en çok kendi konumunu zayıflatacağından kuşku duyulmayan bu yapay krizi önemsemediğini ileten açıklamasına yer vermiş ve “CHPli milletvekillerinin Meclisin açıldığı birleşimde bulunduklarını söylediğiniyazmışlardı.
Yeni seçilmiş parlamenterin anayasanın 83. maddesinde yazılı yemini okumadan yasama görevine başlamasının, yasama erkinin elini güçlendirmek yerine zayıflatacağını düşünenler, eski Genel Başkan Baykal’ı da yanlarında görünce, krizi daha fazla sürdürmenin gereksiz olduğu noktasında buluşmuş oldular. Dün AKP ve CHP arasındaki ön anlaşma, parlamentonun her kurumun üstünde oluşu ve Kurutuluş Savaşı sırasında bile görevini eksiksiz yürüttüğü noktasında buluşularak sağlandı.
Asıl ve sürekli mutabakatın ise anayasanın 83. maddesinde özellikle maddenin 2. ve 4. fıkralarında yapılacak değişiklikler gerçekleştiği zaman kesinleneceği söylenebilir.
Feyzioğlu devredeydi
Yasama dokunulmazlığı konusunda Türkiye’deki en önemli iki ayrı bilimsel çalışmanın sahibi Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu ikna etmek için devreye girdiği söylenebilir. Feyzioğlu’na göre, TBMM gireceği kısa tatilden sonra yeni anayasanın yapılmasını ele alacağı için, o çalışmada milletvekillerinin dokunulmazlık kurumu bir ayrıcalık olmadan çıkarılmalıdır.
Öylelikle, milletvekili dokunulmazlığının kapsamından yargılama ve sorgulama yasağı çıkarılmış olur. Dokunulmazlığın kapsamı sadece tutma ve tutuklama ile sınırlandırılan parlamenter Meclis’e gelerek temsil görevini yerine getirmeye devam eder ve o görevini yaparken de sadece kürsü dokunulmazlığı ayrıcalığını sürdürür.
Metin Feyzioğlu, böyle bir değişikliğinyargıya güvenilkesi çerçevesinde, her milletvekilinin yargılanabilmesini sağlayacağının altını çiziyor; “yargıya güven ilkesi çerçevesinde her milletvekilinin yargılanabileceğini, öylelikle yargıdan kaçmak için milletvekilliğine sığınma döneminin son bulacağına dikkat çekiyor.
Ankara Barosu Başkanı ve Ankara Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Kürsüsü Profesörü’ne göre, “Madem ki seçimlerde millet, milletvekiline temsil görevi vermiştir, bu temsil görevinin yerine getirilebilmesi için milletvekilinin yasama çalışmalarına katılması gereklidir. Bunu engelleyen tutma ve tutulma tedbirlerinin uygulanabilmesi, yine millet tarafından seçilmiş TBMM kararına bağlı olmalıdır.
Böyle bir değişiklik görüşünün ağırlık kazanması, anayasanın 14. maddesindeki hallerde dokunulmazlığın kaldırılması yolundaki hükmü de geçersiz kılmış oluyor. Bu görüşü öneren Feyzioğlu, “mesela” diyor “CHPnin Ankara 1. sıra adayının milletvekili seçileceği yüzde yüze yakın bir olgudur. Diyelim ki bu kişi hakkında seçimden hemen önce polis anayasanın 14. maddesine dayanan bir soruşturmaya başlamış olsa, kişi milletvekili seçilse dahi dokunulmazlığı olmayacaktır.
İktidar ve muhalefet partileri, böyle bir değişiklik için anlaştıkları takdirde hem BDPli beş milletvekili, hem de CHP’li Balbay ve Haberal, MHPli Engin Alan,yasama görevlerine başlamak için salıverilecekler; ama duruşmaları süreceği için yargılandıkları mahkemeler duruşmalardan vareste tutulmalarına karar vermezse, yargı önüne çıkmaktan da geri kalmayacaklardır.

(Cumhuriyet 12.07.2011)

Orhan BİRGİT | Tüm Yazıları
Hits: 1687