Uçağı düşürdüler, şimdi cevaplasınlar bakalım!

~ 25.11.2015, Kemal OKUYAN ~

Soruyoruz, son günlerde yaygın bir biçimde dillendirilen “Ruslar Suriye Türkmenlerini katlediyor” iddiası ile Rus uçağının düşürülmesi arasında nasıl bir ilişki var? Rus uçağının düşürülmesi planlanmış bir hareket miydi? ABD’den durup dururken “biz bu işin içinde yokuz” diye açıklama gelmesi, bir itiraf ya da açık etme olarak anlaşılabilir mi?

Soruyoruz, her hava sahası ihlali iddiası “ateş açmak” için yeterli bir gerekçe midir? Yunanistan sayısız kez hava sahasına girildiğinden şikayetçi olmuştur, zaman zaman Türk tarafı da benzer gerekçelerle Yunanistan’ı protesto etmektedir. İki ülkenin hava kuvvetleri arasında son derece tehlikeli karşı karşıya gelişler olmuş, pilotlar it dalaşına girişmiş ama kimse kimseye füze fırlatmamıştır. Bir başka ülkenin savaş uçağını düşürmek, birkaç yıldır papağan gibi tekrarlanan angajman kurallarıyla açıklanacak kadar basit bir tepki midir? AKP’nin ileri gelenleri savaşa angaje olduklarının farkında mıdırlar?

Soruyoruz, bu kadar ciddi bir olaya dair yapılan resmi açıklamalardaki çelişkiler, silahla oynayanların ehliyetsizliğinin kanıtı değil midir? Hava sahasının ihlal edildiğini kanıtlamak için masaya konan süre, mesafe ve rotanın birbirini tutmaması gericilik ve cehaletle mi, ciddiyetsizlikle mi açıklanmalıdır?

Soruyoruz, bir savaş uçağı için çok önemli bir süre olan 17 saniye boyunca o uçağın Türkiye topraklarına ilişkin düşmanca bir davranışı, “milli güvenliği” tehdit eden bir hareketi olmuş mudur? Öte yandan 17 saniye, soğukkanlı bir karar için son derece kısa bir süredir, burada inisiyatif tamamen pilotlara mı bırakılmıştır?

Soruyoruz, düşürülen bir avcı uçağı değil bir bombardıman uçağı olduğuna ve devriye görevi yaptığı söylenen F-16’lar için bir tehdit oluşturmadığına göre, havadan havaya bir füzeyle bu uçağı düşürmenin mantıklı bir açıklaması var mıdır?

Soruyoruz, Suriye tarafındaki uçakları sınıra yaklaşmaya başladıklarında uyaran Türkiye bu hakkı Suriye tarafına da vermekte midir? Veriyorsa, F-16’lar o bölgede neden sınır hattında uçmaktadır?

Bu sorular dünkü olayla ilgili “teknik” sorulardır. Sorulmalıdır ama orada bırakılmamalıdır. Çünkü asıl sorulması gereken başka şeyler vardır.

Soruyoruz, “vatan-millet” deyip sürekli NATO’yu yardıma çağırmak, bir başka ülkenin uçağını düşürüp sonra “bana saldırıyorlar” diye bağırıp çağırmak nasıl bir iki yüzlülüktür?

Soruyoruz, Suriye’de bazı grupları silahlandırdıklarını artık kendileri de itiraf ettiğine göre, bir başka ülkenin içişlerine müdahale, o ülkenin meşru hükümetini silahla devirmeye çalışmak pek sevdikleri darbecilik sözcüğüyle açıklanamaz mı? Bu hakkı nereden almaktadırlar?

Soruyoruz, iktidarın sahip çıktığı “ılımlı” silahlı çetelerin bir listesi hazırlanmış mıdır? Para, silah ve diplomatik destek verdikleri örgütleri ilan etmenin önünde nasıl bir engel vardır? Bunların en az IŞİD kadar katliamcı olduğunun yüzlerine belgeleriyle vurulacağından mı korkulmaktadır?

Soruyoruz, “soydaşlarımız katlediliyor, buna izin veremeyiz” söylemi, soydaş olmayanların katledilebileceği anlamına mı gelmektedir? Bu coğrafyada birbirine uzak herhangi bir halk, ulus var mıdır? AKP iktidarı temsil ettiği soyu ve mezhebi ne zaman açıklayacaktır?

Soruyoruz, işledikleri savaş suçlarını daha kapsamlı bir savaş çıkararak örtebileceklerini düşünecek kadar gözleri mi döndü yoksa dünkü tetik düşkünlüğünün sonuçlarını göremeyecek kadar aptallaştılar mı?

Soruyoruz, NATO ve ABD tarafından savaşa doğru ittirilmekle, NATO ve ABD’yi bir savaşa doğru çekmeye çalışmak son tahlilde aynı suçu işlemek anlamına gelmiyor mu?

Soruyoruz, rekabet ve çelişkilerin son derece keskin bir hal aldığı kapitalist dünyada rol kapmaya çalışan fırsatçı tekelci sermayemiz ne düşünüyor? Kârlarına kâr kattıkları AKP iktidarının bir kez daha her şeyi riske attığından mı kaygılanıyorlar, yoksa bu maceranın yaratacağı yeni olanaklara mı odaklandılar?

Soruyoruz ve bilsinler ki sormakla yetinmeyeceğiz. Toplumu, büyük güçlerin tepişmesini dehşetle izleyen, yeri geldiğinde de NATO ve ABD bayrağı altında “ulusal çıkarlar” için kanını veren bir sürüye dönüştürmek isteyenlere izin vermeyeceğiz.

 

solhaber

Kemal OKUYAN | Tüm Yazıları
Hits: 1040