Manzara!

~ 27.06.2011, Necati DOĞRU ~
Yeni dönem başladı diyorlar!
Ne ola ki!
Bakıyorsun.
Manzara şöyle:
Ben sana Balbay vereyim.
Sen bana Apo ver.
Ben sana Haberal vereyim.
Sen bana Hatip Dicle ver.
Ben sana 32 general vereyim.
32 general nerden çıktı?
Silivri’de tutuklular.
Sizinkiler de dışarı çıksın.
Bizimkiler de Meclis’e girsin.
Ankara yeni döneme adına “genel af…” diye etiket konulan bu “biz sana verelim… sen de bize ver…” manzarasıyla girdi. Dün Başbakan ihracatçı işadamlarına konuşurken kafasındaki yeni dönem hedefini; “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” misali açıkladı.
Dedi ki:
Birbirimizin önünü kesmeyelim.
Birbirimizi tamamlayalım.
En geniş uzlaşmaya varalım.
Yeni Anayasayı yapalım.
Bütün konuşmalar, mesajlar, Slopi’de dünkü çatışmalar, yarın ülkenin başka bir kentinde çıkartılacak yangınlar, sıkılacak yumruklar geliyor geliyor, “PKK’ya da af çıkartalım… Abdullah Öcalan’dan bir Kürt Mandelası yaratılım…” çözümüne bağlanıyor.
 
Xxx
 
Bir gazete yazarı görevlendirilmiş!
Çok çalışmış, çok koşturmuş.
Çok kişiyle konuşmuş.
İçlerinde bugünkü Cumhurbaşkanı da var, bakanlar, MİT başkanı da, Kandil Dağın’da PKK’nin Genel Komutanı Karayılan da var. Neredeyse 100 önemli devlet büyüğü hepsinin fikrini almış.
Bu gazeteci rapor yazmış.
Dün gazetelerde yanılandı.
Rapor; “PKK dağdan nasıl indirilir, nasıl silah bırakır”  başlığını taşıyor. Abdullah Öcalan’ı Mandelalaştırma projesine katkısı olsun diye tam zamanında yayınlanan bu raporda; PKK üçüncü silahlı kuvvetler gibi tarif ediliyor.
Birinci Silahlı Kuvvetler:
Türk Ordusu.
İkinci Silahlı Kuvvetler.
Türk Polisi.
Üçüncü Silahlı Kuvvetler.
PKK silahlı adamları.
“Hatip Dicle’nin seçildiği halde Meclis’e sokulmaması bir savaş nedenidir” diye yeni bir tehdit savuran Üçüncü Silahlı Kuvvetler’in Genel Komutanı Karayılan ile de konuşan gazeteci hazırladığı raporda; “dağdan inme şartlarından” biri olarak; Türk ordusu operasyonları durdurmalı yani silah bırakmalı PKK ise silah bırakmayıp eylemsizlik halini sürdürmeli diyor.
 
Xxx
 
Başka faydalı(!) öneriler de var.
Apo’ya terörist denmesin.
İsyan lideri densin.
PKK’lıya terörist denmesin.
İsyancı adı verilsin.
İsyan sona erecekse “müzakere” yapmak şarttır. Müzakere ise tabiatıyla  isyan lideri Abdullah Öcalan, hapishaneden çıkartılıp eve alınarak yapılmalıdır. Rapor “böylesine demokrasiyi geliştirme(!) önerileriyle” akıp gidiyor ki, “Birbirimizin önünü kesmeyelim… Birbirimizi tamamlayalım…” ışığı yakan Başbakan’ın eli güçlensin.
Nitekim rapor umut yarattı.
Hürriyet yazarı raporu hazırlayan diğer gazeteci yazarı dinlemiş. Dün köşesinde; “Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Hükümet bundan iki yıl önce Genel Kurmay’a “Siz bu PKK’yı askeri olarak yeneriz, bitiririz diyor musunuz?” diye soruyor. Alınan cevap olumsuzdur” diye yazdı.
Xxx
 
Hürriyet yazarı raporu okumuş.
Bu rapor doğru mu?
Türk Ordusu havlu atmış.
“Biz PKK’yı yenemiyoruz” demiş.
Raporda yazıldığına göre “Genel Kurmay’dan biz PKK’yla baş edemeyiz cevabını alan Başbakan da “askeri seçenek dışı seçenekleri” devreye sokarak “demokratik açılım yaparak Apo ile görüşmelerin hızlandırılmasına” geçilmiş.
Milliyet yazarı da tastikçi.
Raporu yazanla o da konuşmuş.
Dün Milliyet'te şöyle yazdı:
“Devletin yüksek bir şahsiyetiyle bu rapor için konuşurken dedi ki; Devlet 199’dan beri görüşüyor Öcalan’la. Çok zeki, çok tecrübeli bir adam… Apo’da sorun yok, sorun bizde…”
Yani Apo,terörist değil.
İsyan lideri.
Çok zeki… Çok tecrübeli…
İşte yeni mazara bu:
Türk basını Apo kokluyor.
Ankara af gazı çıkartıyor.
 Basının büyük şöhret olmuş kalemlerinden biri de dünyanın en basit ameliyatı haline gelen “pankrasındaki taşı aldırma” tatiline çıkmadan önce yazdığı son yazısında “Öcalan artık lider konumuna geldiğine göre onun farklı olduğunu kabullenmek zorundayız” diye yazmıştı.
Necati DOĞRU | Tüm Yazıları
Hits: 2062