Bunca suç o başörtüsüne sığmaz

~ 23.09.2014, Can DÜNDAR ~

Rahmetli ustam Mehmet Ali Birand Ortadoğu’ya gittiğinde, topografya ile dış politika arasında paralellik kurardı.
“Çöl tabiatlı, kaygan topraklar buralar” derdi:
“Kumlar gibi, politikalar da kayar ayağının altından... Yolu bilmezsen, gömülür kalırsın.”
Aynen öyle!
Tarih boyunca mütemadiyen sarsıntılarla kırılan faylar, bir türlü yerine oturmamış Ortadoğu’da... Masa üzerinde çizilen haritalar, toprağa uymamış. O yüzden de insanlar, hayatta kalabilmek için ilkelere değil, gündelik çıkarlara dayanarak, kıvrak davranarak ayakta kalabiliyor. Dengeler bir gecede sil baştan kurulabiliyor, ittifak kartları sürekli yeniden dağılıyor, dostlarla düşmanlar beklenmedik anda yer değiştirebiliyor.

***

Türk hükümetinin IŞİD’e karşı PKK’ye silah desteği vermesi tartışılıyor şu ara...
Dünkü Taraf’ta AKP’nin kurucusu ve ilk Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Türkiye’de silahsızlandırılmaya çalışılan PKK’nin, yurtdışında silahlandırılmasını öneriyordu.
30 yıl savaştığınız örgüte, radikal İslama karşı dirensin diye silah vermek zorunda kalmak...
Bir yıl önce söylense kim inanırdı?

***

Ya Türkiye?
Dünkü Cumhuriyet’te, Mahmut Oral, Kobani’de İŞID’le savaşan Kürtlerin komutanına silahları soruyor. Cevap şu:
“IŞİD’in ağır silahlarının çoğu, Türkiye’nin silahlarıdır. Militanların üzerinden Türkiye yapımı silah ve mermi çıkıyor.”
Türkiye’den silah, mühimmat, insan desteği akıyor IŞİD’e... Ve Ankara, şimdi sınırda, kendi beslediği canavarla savaşa, en azından savaş için üslerini tahsise hazırlanıyor.
Söyleseler inanır mıydınız?

***

Yaşar Yakış’ın demecinde Suriye için de öneri var:
Türkiye, Suriye’deki rejimi devirme faaliyetine son vermeli. Suriye ile ilişkiler iyi komşuluk çerçevesine oturtulmalı. Üslup yumuşatılmalı.”
Beşşar Esad, 2008 yazında Bodrum’da tatil yapıyordu.
2009 güzünde Şam’da, iki ülkenin bakanlarından ortak bakanlar kurulu toplandı.
Suriye lideri 2010 baharında Türkiye’ye geldiğinde Erdoğan nezdinde adı, “Kardeşim Esad”dı.
Sonra rüzgâr döndü, “Kardeşim Esad”, “Eli kanlı Esed” oluverdi.

***

Zaten içerde, “Hasretlik bitsin, n’olur gel” diye çağırdığı ortağı Fetullah Gülen için, bunu söyledikten iki yıl sonra kırmızı bültenle arama kararı çıkartan bir zihniyetle yönetiliyoruz.
28 Şubat’ta “Sermayenin yeşili kırmızısı olmaz” diyerek askerin İslami holdinglere müdahalesine karşı çıkan Erdoğan, bugün yeşil cemaat sermayesini sıfırlama savaşında...
HSYK’yi “Paralel”e kaptırmamak için solcularla işbirliği arıyor.
İç politikadaki bu “kıvraklık”ın dış politikaya yansıması tabiidir. Dengeler bu hızla değişirse, “Esed”in ikinci “e”si de, pek yakında yeniden “a”ya dönüşür.

***

ABD Dışişleri Bakanı, “Türkiye sorunu anladı. Gelecek günlerde bir karar verecek” dedi.
Aslında verilecek karar, Suriye’de ne yapılacağından ziyade, Türkiye’nin nasıl bir ülke olacağı kararı...
Başbakan’ın tabiriyle “her şeyin din faktörüyle izah edildiği bir coğrafya”nın, Doğu’da ve Batı’da itibarsız aktörü mü olacağız?
Demokrasisi, laikliği, teröre mesafe koyuşu, ilkeli duruşu ile yüzünü evrensel hukuka dönmüş bir itibar odağı mı?
İkinci yol doğruydu. İlkine saptık; topografyanın çamuruna battık.
Kafa kesicilere karşı, çağdaş bir modeli yeniden diriltmenin ve bölgeye örnek göstermenin vaktidir.

Bunca Suç, O Başörtüsüne Sığmaz!
Hep aynı oyun:
Ne zaman köşeye sıkışsalar, ne zaman içerde veya dışarda sorular yığılsa;
“Konsolosluktakileri niye zamanında çekmedin?”
“Rehinelere karşılık ne verdin?”
“Yolsuzluk soruşturmalarını neden örtbas ettin?”
“Asansör kazası, Soma faciası ne oldu?”
“İşsizlik neden arttı, büyüme neden durdu?”
...soruları peşpeşe sıralansa...
Hemen başörtüsünü getirip örtüyorlar suçlarının üstüne...
Yine öyle yaptılar.
Kadınlar yüksek sesli gülmesin” diyen bakan, “Ortaöğretimdeki kızlar türbanla derse girebilsin” kararını açıkladı.
Aman gülmesinler, örtünsünler, hatta örttürsünler; “Biraz da öbürleri, çocuklarını yurtdışında okutmak zorunda kalsın”.
O arada Reza’ya dokunulmasın, karısı daire alınacak parayı bir alışverişte harcasın; rüşvet kutuları, saatleri, sıfırlamalar, “Hakara makara”lar tartışılmasın.
Yemezler.
O örtü, bunca suçu örtmeye yetmez.

Can DÜNDAR | Tüm Yazıları
Hits: 1246