KAPALI KADINLAR-AÇIK KADINLAR

~ 01.05.2011, Av. Sami AKDAĞ ~
Yıllardır toplumda dillendirilen ve giderek insanların da garip bir şekilde kanıksamaya başladığı “başı açık” kadın aşamasından sonra, giderek “açık” kadın aşamasına kasten evrilen bir nitelendirmeden, yukarıdaki karşıtlık yapay olarak türetilmiş ve bu toplumumuzu bir hastalık gibi sarmalamıştır.
 
Neden kapalı ve neden açık?
 
Açık yağ-kapalı yağ, kapalı ayran-açık ayran gibi ayrımları anlayabilmek mümkün ancak, kapalı kadın-açık kadın ayrımı nasıl bir ayrımdır.  Anlaşılır gibi değildir.  
 
Acaba bu terim türban, tesettür örtünme sanatı ile uğraşanlar tarafından bulunmuş uydurma bir terim midir? Zira tabiatta bir konuda zıtlık yaratılmadıkça o alanda arzulanan gelişme o kadar da kolay gerçekleştirilemiyor. Nasıl ki emperyalizm yıllarca komünizm propagandasını işleyerek bu gün itibariyle tüm dünyayı küreselleşme yalanı ile kendi etki alanına aldıysa, aynı şekilde biat kültürü ile iç içe bir hayat sürmek isteyen kesim de, kapalı kadın-açık kadın terimlerini türetmiş olabilir.
 
Gelelim başlıktaki terimin özündeki yanlışlığa,
 
Evet kapalı kadınlar mevcuttur. Çeşitli derecelerde kapalı kadınlarımız olduğu gibi, yatak çarşafı benzeri örtülere, hatta kara çarşaflara sarıp sarmalanarak sokağa çıkan kadınlarımız da mevcuttur. Ancak ülkemize örtünmeyi marifet sayan kadınların (aslında erkeklerin) kastettiği manada açık (ya da başı açık) kadınlarımız yoktur.
 
Onların açık kadın dedikleri esasen tümüyle normal giyimli kadınlardır.
 
Saçları dökük erkekler için bir deyim vardır. O da (halk diliyle) kel kafalı diye tanımlanır. Ancak daha medeni konuşmalar sırasında açık kafalı birisi diye tanımlanır. Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki, eğer bir kadının kafasında ancak saç yoksa başı açık kadın olarak nitelendirilebilir. Yoksa, kapanmış bir kadın karşısında, normal bir şekilde çağa, iklime ve bulunulan ortama uygun şekilde giyinmiş olan bir kadın, asla açık kadın değildir.(aynen erkekler gibi denizde mayo ile güneşlenir, yazın sıcağa uygun, kışın soğuğa uygun giyinir) Buna karşılık kapanan birisi için, iklimin, çağın veya ortamın gereklerini bir yana bırakarak,  “normal giyim tarzına aykırı şekilde giyinen biri” diye nitelemede bulunmak yanlış olmaz.  
 
Buna karşılık, açık kadın tespitini ülkemizde türban takıp tesettüre giren kadınların (aslında “bu cenahtaki erkeklerin” demek daha doğru)  anladığı manada yapar ve onların görüşünü ölçü olarak onları alırsak, bu kez de bu tesettürlü kadınlarımız mesela Afganistandaki gibi bakış açısına sahip erkeklerin gözünden, açık kadın olarak nitelendirilmeyecekler midir? Yukarıdaki tanımın giderek ne büyük tehlikeli bir sarmala dönüşeceğini görmemek mümkün müdür?
 
Kapanmayı düşünmeyen, bu yönde bir baskı ile karşıkarşıya bulunmayan bir kadın için açık (veya başı açık) kadın nitelendirmesi yapılması, özellikle  insanların zihninde açık arama ve (hiç üstüne vazife olmadığı halde) bu açıkların kapatılması temayülünü de harekete geçirir. Bu çağrışıma uygun her eylem ise kapanarak normalden ayrılanların ocağına odun taşımaktan başka bir işe yaramaz. Örneğin, kimi yerlerde aileye yeni dahil olan evli bir kadın için kullanılan bir terim vardır. “Açık gelin” diye. Bu tanım yukarıdaki gibi açıkça sorgulanmadığı için bunu kanıksayan kişi artık bu tanımlama ile, geriye dönüşü olmayacak şekilde ve usul usul kapanma sürecine girmiş demektir. Zira bir kişiyi kırk kez ne ile çağırırsanız sonunda olacağı odur.
İnsanoğlunun sinir sistemi sadece ani değişimlere karşı harekete geçme özelliğine sahiptir. Halbuki aynı sinir sistemimiz neredeyse fark edilemeyecek kadar hafif değişimleri algılayamadığından, hafif hafif uygulamaya sokulan değişimler bir gün gelir, kişiyi ve toplumu artık geriye dönülemez ve hatta karşı çıkılamaz noktalara kadar götürüverir. Kavramları biçimlendirirken sözcüklerin gücünü asla unutmayalım.
Avukat Sami AKDAĞ
Son söz Mahatma Ghandi’den; Sevgiyle kalın…..
Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür...
Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür...
Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür...
Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür...
Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür...
Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür...
Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür...
(Mahatma Ghandi )
Av. Sami AKDAĞ | Tüm Yazıları
Hits: 9771