Gençliğimde Milli Takımımız sık sık bol gollü mağlubiyetler alırdı. Çok  incinirdik ama aklımız sıra bu durumu birbirimize hissettirmemeye  çalışırdık. Sağ olsun, gazetelerimiz bol gollü mağlubiyetleri okuyucuya  “yumuşatarak” verirlerdi.
“Yenildik ama boyun eğmedik.”
“Çok gol attılar ama gururumuzu kıramadılar.”
“Yendiler ama sadece hırsımızı bilediler.”
“Kalemize 5 gol atarak bir Türk dünyaya bedeldir sözünü yok edemezsiniz!”
***
Cengiz Çandar Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı İbrahim Kalın’ın “dış  politikada yalnız değiliz ama velev ki yalnız olsak bile bu bir değerli  yalnızlıktır” mealli sözünü çok doğru yakaladı ve afişe etti.
“Değerli yalnızlık!”
“Biz çok ilkeliyiz, diğer tüm ülkeler hepsi birden tamamen ilkesiz oldukları için bu yalnızlığımız çok değerlidir!”
Herhalde Kalın geçen haziranda da şöyle bir cümle kurmuştur:
“Beni bir tek Christiane Amanpour anladı ama o da yanlış anladı.”
(CNN Muhabiri Christiane Amanpour Gezi Olayları sırasında söyleşi  yaptığı İbrahim Kalın’ın uzun tiradını “Mr.Kalin.Show is over” -“Bay  Kalın şov bitti”- sözleri ile kesmişti-11.06.2013)
***
Değerli mi değersiz mi bilemem ama RTE’nin dünyada yalnızlığına her gün  yeni halkalar ekleniyor. Son bir senede dünya politikasında “kurtarıcı  kahraman” rütbesinden “İslamcı diktatör” rütbesine düşen RTE  yalnızlığını kendi dili ile her gün beter perçinliyor.
“İnsanın en büyük düşmanı kendi dilidir!”
En son Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şöyle konuştu:
“Şu anda Mısır’da ne diyorlar? Demokrasi sandık değildir. Arkasında ne  var? İsrail… Elimizde belgeler var… 2011 seçimleri öncesinde (İsrail )  Adalet Bakanı ile bir entelektüel, o da Yahudi, Fransa’da ‘Müslüman  Kardeşler seçimi kazansa da, kazanmış olmayacaklar, çünkü demokrasi  sandık değildir’ dediler.”
Anında ortaya çıktı ki; 2 Haziran 2011 tarihli bir panelde, Fransız  düşünür Bernard Henri-Levy ile İsrail’in şu anki Adalet Bakanı Tzipi  Livni’nin katıldığı bir TV programında “bir entelektüel” (Bernard  Henri-Levy) böyle konuşmuştu! Livni sadece onu dinlemişti!
Henri-Levy Suriye konusunda RTE’ye destek vermişti ama ne gam! Fransız  da olsa o bir “Yahudi” idi, dünyadaki her Yahudi gibi “İslamın düşmanı”  idi, ötesi söylediği sözler İsrail Devleti’ni pekâlâ bağlardı!
***
Sonra ne oldu? Biz bazı Türkler “RTE yine değerli yalnızlığını değerlendirdi”, diyerek gülüştük.
İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yigal Palmor ise Associated Press  haber ajansının konuyla ilgili bir sorusu üzerine, “Bu, üzerine yorum  yapmaya değmeyecek o açıklamalardan biri” yanıtını verdi.
“Değerli yalnızlık” RTE’nin zan altında bıraktığı devlet tarafından “cevap vermeye değmez” (değersiz/üfürük) bulunuyordu.
Hadi diyelim ki; İsrail RTE’nin hışmından korktu, meydandan kaçtı!
RTE’nin Mısır konusundaki yorumlarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest de (ABD):
“Başbakan Erdoğan tarafından bugün yapılan açıklamaları güçlü bir  şekilde kınıyoruz. İsrail’in Mısır’da meydana gelen olaylardan herhangi  bir şekilde sorumlu olduğunu ileri sürmek saldırgan, delilsiz ve  yanlıştır” şeklinde konuştu.
Beyaz Saray RTE’yi gözden çıkardığını çeşitli defalar ima etti ama hiç  bu kadar açık, üstelik nerede ise hakarete varacak kadar sert  konuşmamıştı:
Açıklamada “güçlü kınama” şu ithamlarla bezeniyor.
“RTE saldırgan davranıyor/Delilsiz konuşuyor/ Yanlış yapıyor!”
***
Bakalım RTE Beyaz Saray’a aşağıdakilerden hangisini söyleyecek?
a) “Ben istediğim gibi Suriye, Mısır hakkında atar tutarım ama Obama sen İsrail’e sahip çıkamazsın!”
b) “Ey Obama! Sözcünün maaşını sen veriyorsun! Earnest’i tut kulağından koy kapının önüne!”
c) “Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest’in Yahudi lobisinin bir uşağı olmadığı ne malum!”
d) “Elimde belgeler var. Şahsıma küçümseyen Josh Earnest de, CNN’de  bizim Kalın’ı incelten Christiane Amanpour da Yalçın Küçük’ten emir  alıyorlar!”
e) Hiçbiri.
(Yurt Gazetesi)