Şiraze Kayınca: Kürtler'in makus talihi esas şimdi başlıyor

~ 04.03.2013, İlker BELEK ~

Şiraze bir ciltçilik terimidir. Kitabın yapraklarını düzgün tutan, birbirine bağlayan bağ, örgü anlamına gelir. Çocukluğumda çok kitap ciltlediğim için bilirim: Şiraze tutmayınca kitap darmadağın olur. Üstelik bir daha cilt tutmamacasına.

* * *

Kürt hareketinin şirazesi kalmadı. Öcalan şiraze değildir, olamaz. 14 yıldır içeride tutulan bir siyasi önderin gelişmeleri izlemesi, en azından iyi izlemesi olanaklı değildir.

Kürt hareketinin, dağdakinden, Meclis’tekine kadar bu konumdaki birisini şiraze olarak bellemesi şirazesinin kalmadığını gösterir. Bu ilişki olsa olsa feodal toplumsallığın göstergesi olabilir.

Ulusal hareketler açısından şiraze reel sosyalizm idi, yıkılmıştır. Kürt hareketi var olan sosyalist yapıları ve sosyalist siyaseti ise şiraze olarak görmemektedir.

* * *

Hiç kimse kusura bakmasın, ama kaba bir gözlem bile manzarayı şu şekilde ortaya koyuyor:

Kürt hareketi kimliğinin bütün sosyalizan unsurlarından hızla arınıyor.

Kürt hareketi kimliğinin önemli bileşenlerinden birisi olan aydınlanmadan bütünüyle vazgeçiyor. Dinci yapılar içinde çalışmaya özenilmesi, tekke ve zaviyelerin açılması gerektiği yönünde verilen kanun teklifleri…

Kürt hareketi Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı referans olarak kullanarak, Dünya Bankası projelerinin, emperyalizmin mikro milliyetçilikleri kullanan siyasetinin aracı haline geliyor. Kapitalist özerklik, bir arada yaşama kültür ve olanağını tümüyle yok eder.

Kürt hareketi Erdoğan’ın başkanlığını destekliyor.

Kürt hareketi AKP’nin Yeni Osmanlıcılığının ve büyük Türkiye operasyonlarının içinde kendisine yer edinmeye çalışıyor.

Buralarda yoksul halk sınıflarının toplumsal kurtuluşu adına hiçbir şey yoktur.

Karşı tarafa bütün bunlar sunulurken, kimi kısmi kazanımlar için yürütülecek pazarlıkların Kürt hareketini herhangi bir biçimde haklı kılması olanaksız olacaktır.

* * *

Görüşmelerin başarıyla sonuçlanması Kürt hareketinin tükenişi anlamına gelecektir.

Tükeniş, ABD-Türkiye-İsrail-Irak Kürdistan’ı ittifakının önünün açılması anlamındadır.

“Barış” denilen süreç emperyalizmin bölgesel planlarının önemli mesafe almasına yarayacaktır.

“Barış” Suriye’de Esad’a, Irak’ta Maliki’ye, İran ve Rusya’ya karşı gerici bir cephenin oluşturulmasıdır.

“Barış” içeride, özelleştirme, bölgesel asgari ücret, kamu emekçilerinin iş güvencesinin yok edilmesi, iş ilişkilerinin tamamen esnekleştirilmesi, Kürt illerinin sermayenin talanına açılması, şeriatçı çetelerin güney illerinden yukarıya doğru yayılması ve ilerici çevrelerin, aydınların başına bela olması anlamına gelecektir.

* * *

1. Cumhuriyet bitirildi.

Kendi iç sorunları nedeniyle uzun soluklu olması zaten beklenemezdi. Sorun Atatürk’ün erken ölümüyle, 1. Cumhuriyet’in sonraki yıllarda yetkin kadrolar çıkaramamış olmasıyla ilgili değildi.

Kemalist Cumhuriyet atılım yapmak için mutlaka çözmesi gereken iki sorunu, dinci gericilik ve Kürt gerçekliği sorunlarını çözmek açısından gerekli adımları atamadığı, atmaya muktedir olmadığı için dağıldı.

Tükenişin bütün dinamikleri 1. Cumhuriyet’in genetiğinde mevcuttu. Üretilen bütün politikalar, yalnızca, bu dinamiklerin güçlenerek gelişmesine yol açtı.

Dini toplumsal bir referans noktası olmaktan çıkaramayan Cumhuriyet ileriye gidemez(di).

Kürtler’in doğal haklarını rejimin garantisi altına alamayan Cumhuriyet birleştirici olamaz(dı).

İşçi ve emekçi sınıfları iktidarda temsil etmeyen Cumhuriyet yaşayamaz(dı).

Şimdi çöken 1. Cumhuriyet ortamında gericiler ve Kürtler yeni bir Osmanlı Cumhuriyeti kurma peşindeler.

(SolHaber)

İlker BELEK | Tüm Yazıları
Hits: 1310