Kurtar kurban...
Memleket bölünüyor...
Yetiş Apo...
(......)
Koca Türkiye sana muhtaç hale geldi...
Gazi bile olursun...
Düşeş Apo...
(......)
Asker bölücü...
Sen kurtarıcı...
Ne iş Apo?..
*
Niye böyle güzel yazdım?..
Çünkü; devlet Apo’nun ayağına gittiği gün... 82 yaşındaki eski Genelkurmay Başkanı’nı minibüse koyup savcının ayağına getirdiklerini yazıp da “Utanmadınız mı?” diye sorarsanız, siz ne oluyorsunuz?..
Kandan yana...
Provokatör...
*
Televizyonlar, gazeteler, yalaka köşe yazarları devamlı “Bu barış sürecinin şans olduğunu, kimsenin bunu sabote etmemesi gerektiğini, karşı çıkanların akan kanın durmasını istemeyenler olduğunu” söyleyip duruyorlar...
Gel de sor o zaman:
“Yani şimdi Genelkurmay başkanları, ordu ve kuvvet komutanları, terörle mücadele etmiş yüzlerce şerefli subayımız ‘terörist’ olarak hapisteyken... Vatanın bölünmez bütünlüğünü sağlamak Apo’ya mı düştü?..”
*
Ya da sor, sorabilirsen:
“Süren pazarlıkların yeri, zamanı, saati, dakikası, kişileri, amacı, hedefi, faydası, zorunluluğu, kaçınılmazlığı, çok iyi olacağı, yararları durmadan tekrarlanıyor da... Buna karşılık Apo’ya ne vaat edildiğini neden kimse -bir tek kişi dahi- ağzına alamıyor?..”
Niçin?..”
*
O zaman güzel yazayım...
(.......)
Sana boşuna “Sayın” dememişti...
Yakıştınız birbirinize...
Can Apo...
(.......)
Devlet ayağına geldi...
Güvenimiz dersen...
Tam Apo...
(.......)
Sana kaldı memleket...
Kurtar bizi...
Lan Apo...
6 Ocak 2013 - Cumhuriyet