Öğrencilerin giyim kuşamı serbest bırakıldı.
Okul formaları kalktı.
Öğrencilerin saçları istedikleri gibi serbest.
Aman ne güzel mi?
Artık o tek tipleşmeden kurtulduk mu?
Eski katı disiplinin yerini özgürlük mü alıyor?
Ne yazık ki hayır.
Düşünmek özgürleşmiyor.
Düşündüğünü açıklamak özgür değil.
Farklı olmak, karşı çıkmak suç.
Yetkilileri protesto eden öğrenciler “terörist” suçlamasıyla hapiste.
Pankart açan öğrenciler yıllarca ceza tehdidi altında.
Giyimi serbest, saçı serbest öğrencinin sesi serbest değil.
Kafanın dışı jöle.
Kafanın içi köle.
***
“Dindar ve kindar nesiller” amaçlanıyor.
Neden dindar?
Çünkü dinsel ideoloji iktidarda, bu amaca hizmet etmek görevi.
Neden kindar?
Çünkü dinine karşı olana kin duyması gerekiyor.
Bunun için de çocukluktan başlayan şartlandırma ve önyargı kazandırma gerekiyor.
Yapılanların tümü de bu hedefin gerçekleştirilmesine yönelik.
4+4+4 olayı da bu.
Kılık kıyafet serbestliği de bu.
Bu yolla tesettür okullara girecek.
Sonrası da bütün kamu hizmetlerine yaygınlaşacak.
Bu arada anayasaya “başkanlık sistemi” sokulmaya çalışılıyor.
Başkan ne derse o olacak. Bugün de olan o.
Başbakan ne derse o oluyor.
İnanç, toplumda bilincin yerini aldı.
İnanç artık her şey oluyor.
***
İnancın tek kaynağı din değil.
Gelenekler yaygın bir inanç kaynağı.
Töre cinayetleri bu inanca dayanıyor.
Din dışı inançlar da alabildiğine yaygın.
Burçlara inanç yaygınlaşmış.
Bir işe girişmekten eş seçimine kadar her alanda burçlara bakılıyor.
Astroloji tarihte görülmedik derecede yaygın.
Yıldız haritaları geleceğin yol haritası olmuş.
Fallar, falcılar günümüzün rehberleri.
Mahalle kahveleri bile “fal bakılır” sloganıyla çağrı yapıyor.
Ünlü falcılar lüks kuyruklar oluşturuyor.
Alternatif tıp bildiğimiz tıbbın yerini almış.
Dünün aktarları günümüzün eczacıları olmuş.
İnanç bilincin yerini alınca işte böyle olur.
Bilinen, yerini bilinmeyene bırakır.
Kafanın dışı jöle.
Kafanın içi köle.
***
İnsanı teslim alan inanç değil.
İnsanı teslim alan kapitalist küreselleşme.
Dini de kullanıyor, imanı da...
“Piyasa İslamı” sözü boşuna değil.
Her şey alım satım.
“Düşünüyorum, öyleyse varım” diyen Descartes unutuldu.
“Satın alıyorum, öyleyse varım” diyen piyasa kuralı geçerli.
Akıllı satıcı dünyayı ele geçirmiş.
Akılsız alıcı kendini kaptırmış gidiyor.
Üst tarafı şamata, gırgır, eğlence.
Tüketim toplumu diyoruz ya, aslında tüketilen insanın kendisi.
Kafanın dışı jöle.
Kafanın içi köle...
3 Aralık 2012 - Cumhuriyet