'Öteki' Yaratmanın Mutluluğu mu?

~ 03.12.2012, Erol MANİSALI ~

Ötekiyaratmak bir maksimizasyonhesabı ya da içgüdüsüdür.

- Şirketler, kâr maksimizasyonuiçin ötekiyaratırlar ve kendilerini diğerlerinden farklı göstermeye çalışırlar.

- Hıristiyan dünyası Müslümanı, öteki olarak görerek kendi üstünlüğünü (egemenliğini) ortaya koyar.

- Avrupa (ya da AB) Türkiyeyi öteki gibi tanımlayarakkendi kimliğini daha iyi ortaya koyduğuna inanır.

- Soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği, Batıyı (ve kapitalizmi) ötekileştirerek ayakta kalmaya çalışmıştır.

- Batı dünyası ise komünist korkusuinşa ederek egemenliğini sürdürmüştür. Bizdeki, komünizmle mücadele derneklerinihatırlayalım.

- İşin en tehlikeli olanı ise iç politikada ötekiler yaratıp onlarla çatışmaya girmektir”.

Demokrasilerde ‘öteki’ olmaz

- Gerçek demokrasilerde içerde tanım gereği ötekiler olamaz.

- Katılımcı demokrasilerde, katılımlarla”, konsensüs yaratılır ve herkes bunu kabullenmek durumundadır. Çünkü her kesim, örgütlü bir biçimde demokratik sisteme katılarak çıkarlarını korur ve dengeler.

- İç politikada asgari müşterekleroluşturularak ötekilerin yaratılmasına olanak bırakılmaz.

- Etnik, dinsel, mezhepsel, cinsel ayrımcılıklar öteki yaratmanın en popüler ve belirgin maşalarıdır.

Din ve mezhep üzerinden, ırkçılık üzerinden, cinsiyet üzerindenötekileştirmelerçağdışı, demokrasi dışı, insanlık dışı istismar araçlarıdır.

- Statükoların olumsuz birikimleri ve küresel kavgalar, ötekileştirmeyi siyasetin en etkili silahları haline getirmiştir”.

Ve Ortadoğu

Bugün Ortadoğu ülkelerinin yeniden yapılandırılmasında ötekileştirmeleren etkili silahlar olarak kullanılmaktadır.

- Sudan, Hıristiyan ve Müslüman devletler olarak ikiye bölünmüştür.

- Irakta Kürdistan, ayrı bir siyasi, iktisadi, askeri ve kültürel yapı olarak Iraktan tamamen koparılmıştır. Bağdat da Erbil de artık birbirlerini,ötekiolarak görüyorlar.

- Suriye benzer bir ayrışma (ve bölünme) noktasına kademe kademe sürüklenmektedir.

- Türkiyenin güneydoğusunda ırkçı kalkışmalar 30 yıla yakın bir süredir, iç ve dış dinamikler tarafından beslenegelmektedir”.

- Yarın İranda, benzer bir durumun ortaya çıkması, kimse için sürpriz olmayacaktır.

- Irak, mezhep savaşları ile Sünni ve Şii olarak bölünmüş durumdadır. Şehirler, mahalleler ayrıştırılmakta, karma evlilikler bozulmaktadır.

Ya Türkiye?

Türkiye de, bölgedeki ötekileştirmedennasibini fazlasıyla alıyor.

- Yapay bir biçimde mezhep farklılıkları kaşınmaktadır.

- Irkçılık tahrik edilmekte ve kullanılmaktadır.

- Anadolunun binlerce yıllık kültürel zenginliğinin yarattığı hoşgörü ortamı yıkılmaya çalışılmaktadır.

Bireyler, mezhepler, mahalleler

- Birey toplum bütünleşmesi yerine bireylerin kendilerini soyutlamalarına ortam hazırlayan öğeler üretilmektedir. Örneğin internet ortamında bireyler bütünleşme yerine çatışmayı özendiren davranışlara sürükleniyorlar.

- Televizyon programları ve tartışmalarında kavga, çatışma ve ötekileştirme araçları kullanılarak halkın ilgisi sağlanabilmektedir.

Ötekileştirme adeta bir yaşam tarzı haline gelmiştir.

Türkiyenin her anlamda, küresel sisteme uydurulması, ortak çıkarlar yerine ötekileştirmeler üzerine oturtuluyor”.

Bu da demokratikleşmenin karşıtı olan bir gelişmedir. Örneğin Çamlıcaya cami, Muhteşem Yüzyıldizisi, eğitimde kıyafet tartışmaları ötekileştirme ortamının yarattığı sonuçlardır.

Keşke bunları, asgari müştereklerzemini içinde tartışıp yürütebilsek.

3 Aralık 2012 - Cumhuriyet

Erol MANİSALI | Tüm Yazıları
Hits: 1186