MHP, AKP iktidarından bunalan seçmenlerin desteklediği bir partiydi. Hatta sırf bu yüzden bazı sosyal demokrat ve liberal seçmenlerin bile son seçimlerde sırf, “Aman seçim barajına takılmasın” diyerek bu partiye oy verdiklerini hepimiz biliyoruz.
Ama MHP, yıllardır kendine güvenenleri yanıltıyor ve en yaşamsal konularda iktidar stepneliğine soyunuyor.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleri zarar görmesin” kaygısıyla bu partiye oy verenler de MHP’nin bu politikasından doğal olarak Genel Başkan Devlet Bahçeli’yi sorumlu tutuyor.
4 Kasım’da MHP’nin kurultayı toplanacak...
Kurultay yaklaştıkça görüyoruz ki; bu partinin derdi, ne yazık ki ona oy veren milyonların derdiyle aynı değil!
Örneğin; kurultayda genel başkanlığa aday olacağını açıklayan isimlerden biri de Seyfi Şahin...
Seyfi Bey, Çorum’da partililere hitaben bir konuşma yapmış ve aynen şunları söylemiş:
“Genel Başkan seçilmem hâlinde ilk seçimde MHP’yi iktidara taşıyacağım. İlk işim de Yunan akropolüne benzeyen Anıtkabir’i değiştirmek olacak. Atatürk’ün kabrini Türk eseri hâline getireceğiz. Sütunlar Yunan sütunu gibi... Biz o sütunların köşelerini yuvarlaklaştıracağız, üzerine kubbe koyacağız. Ayrıca Atatürk’ün mezarının üzerine ‘Ruhuna Fatiha’ yazacağız...”
Adam sanki Meclis’te grubu bulunan Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin liderliğine değil de Mezarlıklar Müdürü olmaya soyunuyor!
Yaşadığımız onca büyük sorun, umurunda bile değil...
Her gün onlarca Mehmetçiğimizin şehit düşmesi ilgilendirmiyor onu...
Ülkemizin “birileri” tarafından bölünmeye götürülmesi, “başka birileri”nin, anayasanın yerine “şeriat”ı koyup, Türkiye’yi bir din devletine dönüştürmeye çalışması ilgilendirmiyor...
İşsizliğin başını alıp gitmesi,
16 milyon yurttaşın yoksulluk sınırının altında yaşaması, çalışanların haklarının gasbedilmesi, demokratikleşme adı altında tüm özgürlüklerin tek tek karartılması; gündeminde bile değil...
Bu ülkede başkentin valisi, Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamak isteyen vatandaşları tehdit ediyor ama beyimizin derdi mi?
Adam; kürsüye çıkıyor ve seçilirse, bir de iktidara gelirse, Anıtkabir’in sütunlarının üzerine kubbe koyduracağını söylüyor...
Yani; o da siyasetçilerin çok önemli bir bölümünün yaptığı gibi dini siyasete alet ediyor!
Seyfi Bey...
Gerçekten çok merak ediyorum:
Rahmetli dedelerin de “kubbeli mezarda” mı yatıyor?
Eğer yatmıyorsa; Atatürk’ü rahat bırak da git, onların mezarına “kubbe” yaptır...
Hem bunun için ille de bir partiye genel başkan seçilmen, sonra da başbakan olman gerekmiyor!
Eğer bu ülkeyi bundan sonra yönetmeye talip olanların tamamı Seyfi Bey gibiyse...
Mezarınızı yaptırın hanımlar, beyler; sütunlu-sütunsuz, kubbeli-kubbesiz, fark etmez!
Çünkü kaderimiz belli:
Harç bitti, yapı paydos!
VALİ BEY!
Ankara Valisi, aralarında Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Türkiye Gençlik Birliği, Eğitim-İş Sendikası ve Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun da bulunduğu otuzdan fazla kurumun bir araya gelerek oluşturduğu Vatan ve Cumhuriyet Birlikteliği’nin 29 Ekim’de 1. Meclis önünde toplanıp Cumhuriyet Yürüyüşü yapmasını yasa dışı ilan etti. Dahası, polis gücüyle engelleyeceğini açıkladı.
Bakalım devlet büyükleri, halkın bayram kutlamasını engellemeye yönelik bu tavrın çok büyük olaylara neden olabileceğini görüp, Vali Bey’i frenlemek için harekete geçecek mi?
GÜNÜN SORUSU
1999’da kadınlar için 58’e, erkekler için ise 60’a çıkartılan emeklilik yaşı iktidarı tatmin etmemiş olacak ki, emeklilik yaşını beşer yıl uzatmayı planlıyorlarmış... Sorum onlara:
Emekliliği yasaklamayı da düşünüyor musunuz?
İki yazıma, iki yanıt...
Son günlerde yazdığım ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran iki yazıma, adı geçen kurumların yetkililerinden açıklamalar geldi...
Hatırlarsınız; 17 Ekim tarihli yazımın başlığı “Son On Yılın En Şahane Haberi”ydi...
Bu yazıda AKP’li Esenler Belediyesi’nin, TEM ve O-3 otoyolunun kenarında bulunan binaların çirkin görüntüsünü ortadan kaldırmak için, 1 milyon 900 bin lira harcayarak, 141 binaya mantolama yaptığını belirtmiş ve şöyle devam etmiştim:
“Gelin görün ki binaların sadece ön yüzleri yenileniyor... Yanları ve arkaları ise ‘Potemkin Köyleri’nde olduğu gibi yıkık, dökük duruyor”
Bu yazı üzerine Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu aradı ve yazdıklarımın doğru olduğunu belirtip şu bilgileri verdi:
“Evet; önce görünüm sorununu çözmek için binaların ön cephelerini giydiriyoruz. Ama ön cephelerin tamamlanmasından sonra tüm binaların tamamını giydireceğiz ve ısı yalıtımını sağlayacağız.”
Bu konuyu izlemeye devam edeceğim.
İkinci açıklama, “İstanbul Üniversitesi’nde neler oluyor?” başlıklı yazım için İ. Ü. İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydemir Okay’dan geldi.
Prof. Dr. Okay, bir grup öğrencinin, bir öğretim üyesiyle ilgili suçlamaları hakkında başlattıkları idari soruşturmanın bayram sonrasında tamamlanacağını belirtti.
Gerek Sayın Göksu’ya, gerekse Sayın Okay’a duyarlılıkları için teşekkür ediyorum.
(GazeteVatan)
