Barış için "üçüncü bir güç" gerekiyor!

~ 20.08.2012, Necdet SARAÇ ~

Türkiye’de sol güçlenmediği sürece Kürt mesesi çözülmez, barış olmaz. Bütün söylenenler zaman zaman tehdit olarak, zaman zaman da kulağa hoş gelen söylemler olarak havada asılı kalır. Yalanlar ya da hamasi söylemler geçici rahatlamalar sağlar, sonra hayat bildiği gibi akmaya devam eder…

Suriye’de özerk Kürt bölgesinin oluşması, Şemdinli’de yaşananlar, Hüseyin Aygün’ün PKK tarafından kaçırılması arkasından serbest bırakıldıktan sonra söyledikleri, Hakkari’de BDP’lilerle PKK’lıların kucaklaşması ve yapılan açıklamalar Kürt meselesini bütün gerçeğiyle yeniden gözler önüne taşıdı.

Kürt mesesinde çözüm için alternatifler, kim ne derse desin fiili olarak artık ikiye indi. Kızsak da, “ya olur mu böyle şey de” desek, gerçek bu:

Birincisi, askeri operasyon: Vuralım ve “üniter devletin” otoritesini kabul etmeyen herkesi öldürelim yada teslim alalım!

İkincisi ise ister adına “yerel özerklik” deyin, isterseniz “demokratik özerklik” deyin fark etmez, Kürtlerin kendi dilini, alfabesini, bayrağını yasal olarak kullanacağı bir “özerklik”! Bu iki “alternatif” dışında işin doğrusu başkaca bir alternatif yok! Varsa kuşkusuz onlarda konuşulmalı ama yok! Diğer bütün ara formülleri ne kadar parlatmaya çalışırsanız çalışın onlar miadını doldurdu…

Konu anlık tepkilerle, duygusal çıkışlarla, toplum üzerinde psikolojik bir baskı oluşturarak asıl çözümleri konuşmayarak, geçiştirilmeye çalışılıyor.

“Bin yıldır kardeşiz, kız alıp kız verdik, etle tırnak gibiyiz” şeklindeki yalanların arkasına saklanmak da artık anlamını yitirdi…

Orta yerde, onlarca yıla yayılan ve karşılıklı olarak hepimize ezberletilmiş, öğretilmiş düşmanlıklarımız var…

“Kürt mesesi buraya gelir miydi” tartışmasının bile, bugün pratik olarak bir anlamı kalmadı. Şimdi yapılması gereken hamle, artan ve daha da aratacağı açıkça görülen şiddeti, terörü, akan kanı daha da arttırmak yada ateşkesi sağlamak, barışı sağlamak! Başka yolu yok!

Tunceli, Şemdinli, Hakkari’de yaşananlar gösterdi ki, ortada bir devlet otoritesi kalmadı. Eskiden “bölgeye gündüz devlet, gece PKK hakim” denirdi. Gelişmelerde görüyoruz ki, bu anlatım bile anlamını yitirmiş durumda…

* * *

Kürt meselenin bir yanda AKP, MHP, İP ve diğer yanda BDP, PKK gibi doğrudan tarafları var. Çözümü için ise gücü çok sınırlı olan sosyalist sol partiler dışında maalesef doğrudan tarafı yok. Sorun tam da burada. Barış için “üçüncü güç” yok.Üçüncü güce ihtiyaç var! Bu nedenle “barış istiyoruz” lafları yalandan öteye geçmiyor!

Kürt mesesinden hiçbir somut çözümü olmayan ve günü kurtarmaya çalışan AKP taraf. Gerçeklerden kaçıyor ve halen konuyu bir terör sorunu olarak göstermeye ve CHP ile BDP’yi de bu işin müsebbibi gibi göstermeye çalışıyor. Bu konuda MHP’yi konuşmaya bile gerek yok…

Bir Kürt partisi olarak BDP de doğal olarak Kürt mesesinde açıkça “diğer taraf” ve BDP’den çözüm beklemenin pratikte bir anlamı yok!

CHP’ye gelince… CHP, çözüm için zaman zaman adım atıyor gibi gözükse de, sonra kendi içinden gelen tepkilerden ürküyor ve geri adım atıyor. Mehteran Bölüğü gibi… PKK tarafından kaçırılan ve sonra serbest bırakılan Hüseyin Aygün’ün yaptığı açıklamalarda kullandığı barış dili bile CHP içinde bazı kesimleri rahatsız ediyor. Niye “terörist” demedi, “genç arkadaşlar” dedi diye… Allahtan Kılıçdaroğlu Aygün’e sahip çıktı da, tepkiler “şimdilik” sınırı bir düzeyde kaldı. Bu durum bile bazılarını rahatsız etmeye yetiyor. Örneğin, Kürt mesesinde şahinliği elden bırakmayan ama faili meçhul cinayetlerin önemli sanıklarından biri olan Veli Küçük’le ortak açıklamalar yapan
Perinçek “CHP dün Onur Öymenlerin, Şahin Mengülerin partisiydi. Bugün Hüseyin Aygünlerin, Sezgin Tanrıkullarının partisi” diye yazarak Aygün şahsında barış hamlelerine karşı yeni tepkileri örgütlemeye çalışabiliyor…

CHP’nin işi bu anlamıyla işi çok zor ama CHP barış için, demokrasi için, birlik ve dirlik için zoru tercih etmeli. Cephesini sola dönmeli. Hızla “halkların kardeşliğini” telaffuz edecek “üçüncü bir güç” olmalı, barış için başka yol yok!

(Yurt Gazetesi)

Necdet SARAÇ | Tüm Yazıları
Hits: 1325